'Muhalifin cebinden al, yandaşa ver' sistemi
Her geçen gün, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Basın İlan Kurumu'nun (BİK) muhalif medya organlarına yağdırdığı cezaları okuyor, izliyoruz. Ülkemizin ormanlarını kasıp kavuran yangınlar ve söndürülmesi sürecindeki ihmaller yurttaşın gündemindeydi. Söz konusu ihmaller ve yetkililerin skandal açıklamaları sesi en az çıkan kesimlerin bile tepkisini alırken, bu eleştirinin önüne geçme görevini RTÜK üstlendi.
Ebubekir Şahin, başkanı olduğu RTÜK aracılığıyla gerçekleri yurttaşa aktarabilen televizyon kanallarına 'özel hat' üzerinden sansür girişiminde bulundu. RTÜK üyesi İlhan Taşçı, sansürü deşifre edince yangınları olduğu gibi yurttaşa aktarmaya çalışan kanallara kesilecek cezaların belirlendiği toplantıya alınmadı. Taşçı'nın alınmadığı toplantıda, FOX TV, KRT, Tele 1, HaberTürk, Halk TV ve TR 35 kanallarına toplam 17 dosyadan oy çokluğuyla para cezası verildi. Cezaya konu olan sözlerin çoğunu, orman yangınlarıyla ilgili bazı haberler ve programlarda geçen ifadeler oluşturdu.
Kapı her parayı açar
Bu konu elbette medyaya sansürün açık bir örneğiydi. Fakat burada üzerinden durulması gereken bir diğer konu ise "para cezaları." Çünkü AKP-MHP güdümündeki devlet kurumları, olayları hem iktidar lehine çevirmeyi hem de bunu yaparken yandaşa aktarılacak kaynaklar için bir kapı açmayı hedefliyor. Yani, yazının başında da belirttiğimiz bir sistem kuruyor: 'Muhalifin cebinden al, yandaşa ver' sistemi. Bunu doğrudan yapmıyorsa da dolaylı bir şekilde uyguladığı çok açık.
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici
Genelgeye takılmayanlar
Medya alanında birçok çalışma ile ismini sıkça duyduğumuz Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici ise bu sistemin bir diğer penceresini aralıyor. Yaptığımız görüşmede Faruk Bildirici, Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Genelgesi'ni hatırlattı. Genelgede, “Kamu kurum ve kuruluşlarının basını izleme ile ilgili birimleri ve kütüphane dokümantasyon merkezleri hariç hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak" ibaresi yer alıyordu. Bildirici, genelgenin yürürlüğe girmesinin ilk zamanlarından MHP'nin yayın organı Türkgün gazetesi ve AKP yanlısı diğer gazetelerin önce tiraj düşüşü yaşadığını, ardından tekrar eski tirajlarına ulaştıklarını bildirdi.
Gazetelerin, tirajına göre ilan ve reklam aldıklarının altını bir kez daha çizelim...
Yandaşlar da fonunu açıklasın
Peki, RTÜK ve BİK'i Saray'ın propaganda üretim ve denetim merkezi haline getiren Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı (CİMER) ne yapıyor?
Bildrici'ye göre CİMER, yandaş kanal ve gazetelere özel ilan ve reklamları da yönlendirerek biraz daha beslenmelerini sağlıyor. Bildirici, Pelikan Grubu’nun merkezi olarak bilinen Bosphorus Global ve benzeri oluşumların yaptığı projelere dikkat çekti. Bu projelerin hayata geçirilmesi için büyük kaynakların ayrılması gerektiği ise aşikar.
'Fona karşı olduklarını' sert açıklamalarla bildiren bu gruba Bildirici, "Herkes aldığı fonu şeffaf bir şekilde açıklasın" diye sesleniyor.
Dolayısıyla iktidar desteğiyle yayın hayatına devam eden medya kuruluşları hem pastadan büyük payı alıyor hem de eleştirdikleri basın organlarına kesilen cezalardan besleniyor. İlanları kesilmiyor, ekranları karartılmıyor; yaptıkları yanlarında kâr kalıyor. Şimdilik...
En Çok Okunan Haberler
- Uğur Dündar'ın 'babalık' davasında karar çıktı
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- Adnan Menderes yıktırmıştı...