‘Mücadelesini büyük zarafetle sürdürdü...’

Türkiye’yi kadın hakları, özgürlük ve eşitlik konularında “ilk”lerle tanıştıran, kadın hakları savunucusu ve gazetemiz yazarlarından Duygu Asena’nın anısına verilen “Duygu Asena Roman Ödülü” sahibini buldu. 2007 yılından bu yana, edebiyat dünyasında başarıları desteklemek amacıyla verilen ödül, bu yıl “Dünyadan Aşağı” adlı eseriyle Gaye Boralıoğlu’nun oldu. Şiir Erkök Yılmaz’a ise “Aile İçi Muhabbet” isimli kitabıyla Jüri Özel Ödülü verildi. Duygu Asena adına verilen ödülün seçici kurulunda, biri geçen yılın kazananı yazar Oylum Yılmaz, diğeri yazar Filiz Aygündüz olmak üzere sadece iki kadın üyenin bulunması dikkat çekti.

Doğan Hızlan başkanlığında toplanan Metin Celal, Turgay Fişekçi, Filiz Aygündüz, İhsan Yılmaz, Erkan Aktuğ ve geçen yılın kazananı yazar Oylum Yılmaz’dan oluşan seçici kurul, ödül gerekçesinde; “Günümüz Türkiyesi fonunda babalar ve oğullar arasındaki ilişkileri kadın bakış açısı ekseninde derinlemesine inceleyen, Gaye Boralıoğlu’nu, ‘Dünyadan Aşağı’ adlı romanıyla edebi yetkinliği, anlatı biçimi ve akıcı diliyle” ödüle değer gördüğünü açıkladı. Seçici kurul ayrıca Şiir Erkök Yılmaz’ın Türk edebiyatına uzun soluklu katkısını göz önünde bulundurarak, kadın dünyasını toplumsal koşullarımız çerçevesinde başarılı bir şekilde anlatan Aile İçi Muhabbet isimli kitabını Jüri Özel Ödülü’ne layık gördü. Duygu Asena Roman Ödülü ve Duygu Asena’ya dair hislerini sorduğumuz Gaye Boralıoğlu şunları söyledi:

“Benim için çok gurur verici. Duygu Asena’yı şahsen de tanıma imkânı bulmuştum. Kadın hakları duyarlılığının yaygınlaşmasında çok değerli katkıları oldu. Mücadelesini müthiş bir direnç ve aynı zamanda büyük bir zarafetle sürdürdü. Türkiye tarihinde onun aydınlattığı bir yol var. Bizler o yoldan yürüyoruz.”

Jüride sadece iki kadın üyesinin bulunmasını da değerlendiren Boralıoğlu, Türkiye’de her şeyin erkeklerden yana aktığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “Özel bir dikkat göstermezseniz Türkiye’de her şey erkeklerden yana akar. Jüride en azından kadınların çoğunlukta olması daha hoş olurdu tabii ki. Demek daha mücadele etmemiz gereken uzun bir yol var.”