‘Mücadele sürecek’

DİSK Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, “İşveren ve iktidar gücünü kullanarak sendikacılık yapmayı tarihe gömelim” dedi.
17. Olağan Genel Kurul için Ankara’da toplanan işçilere ve aralarında TBMM Başkanvekili Levent Gök, DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Avrupa Kamu Hizmeti Sendikaları Federasyonu (EPSU) Genel Sekreteri Jan Willem Goudriaan’ın bulunduğu konuklara seslenen Çalışkan, küreselleşme, ekonomik ve sosyal yapıdaki bozulmaların Türkiye’deki yansımasını “otoriterleşmenin artması” olarak niteleyerek şu vurguyu yaptı:

‘Demokrasi çizgisi’
“Öyle ki en temel hak ve özgürlüklerimizi tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Emperyalist işgal ve stratejileri Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya yayılırken, Türkiye’de ise AKP ile neoliberal dönüşüm sürecinde Türk-İslam sentezi, milliyetçilik, din ve inanç istismarı, piyasacılık gibi ideolojik-siyasal motifleri ön plana çıkarmıştır.”
Emek otoriter rejimle baskı altına alındıkça demokrasinin gerilediğini, demokrasi geriledikçe emeğin daha çok baskı altına alındığını ifade eden Çalışkan, bu kısırdöngüyü kıracak olanın ise yine işçi sınıfı olduğunu söyledi. Çalışkan, “İşte bu yüzden çizgimiz, mücadelemiz, emek mücadelesi ve demokrasi mücadelesidir” diye konuştu.
Son yerel seçim sonuçlarını buna örnek olarak da gösteren DİSK Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, daha bir yılını doldurmadan ülkenin tek adam tarafından yönetilemediğini göstermiştir” dedi. Emekçinin güncel sorunlarından taşeron işçi sistemiyle ilgili de konuşan Çalışkan, bu konuda şunları söyledi:
“Bu ucube sistemi çalışma hayatından söküp atana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Belediyelerde temel istihdam biçimi ‘Belediye Şirket İşçiliği’ oldu. 2015’te belediye şirketlerinde çalışan işçi sayısı 81 bin iken 2018 başında 454 bine ulaştı. Belediyeler kâr kurumları değildir. Norm kadro kalkacak herkes belediyenin kadrolu çalışanı olacak.”

Yetki için sandık
Çalışkan ayrıca, işçilere sendika baskısına da tepki göstererek, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşçinin sendika seçme özgürlüğünü elinden almayın. Gerekirse seçim sandığını ortaya koyalım, sendikalarını seçsinler. Yetkili sendika referandumla belirlensin. İşveren ve iktidar gücünü kullanarak sendikacılık yapmayı tarihe gömelim. Hedefimiz genel işler işkolunda 1 milyon 61 bin üyenin tamamını örgütlemek.”