Monterroso’nun âşıkları ve mutsuzları!

Latin Amerika edebiyatının yetkin kalemlerinden Augusto Monterroso, hikâye-deneme bileşimi Devridaim’de, şairleri, âşıklar ve mutsuzları yan yana getirirken yalnızca insanı odağına alıyor.

Monterroso’nun âşıkları ve mutsuzları!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.07.2020 - 13:08


VakıfBank Kültür Yayınları, Latin Amerika edebiyatının etkin kalemlerinden Augusto Monterroso’nun Devridaim isimli yapıtını Türkçe’de ilk kez yayımlıyor. Bu kitabında okura hikâye ile deneme bileşimi sunan Monterroso, şairleri, âşıklar ve mutsuzları yan yana getirirken yalnızca insanı odağına alıyor.

Latin Amerika edebiyatında Gabriel García Márquez ve Julio Cortázar gibi Boom kuşağı yazarları arasında yer alan Guatemalalı yazar Augusto Monterroso, 1972’de yayımlanan bu yapıtında mizah ve ironiyi etkin bir biçemde kullanıyor.

DARBELER COĞRAFYASINDA DOĞAN BİR ANLATIM

Latin coğrafyasında yaşanan sivil ve askeri darbeler nedeniyle yazarlar yepyeni anlatım yöntemlerini keşfetti, dilin tüm olanaklarını değerlendirdi. Bunu yaparken de ironinin ve mizahın gücünü etkin kullanan yazarlar dünyaca tanındı. Monterroso da böyle bir yazar. Özellikle kısa öyküleriyle bilinen Monterroso, Türkçe çevirisi Mehmet Sait Şener tarafından yapılan kitapta farklı bir tür deniyor. 

Hikâye ile denemeyi bileştirdiği kitabında şöyle söylüyor: “Hayat deneme değil, birçok şey denememize rağmen; hayat hikâye değil, birçok şey uydurmamıza rağmen; hayat şiir değil, birçok şey hayal etmemize rağmen. Hayatın şiirinin hikâyesinin denemesi devridaimdir; evet, devridaim.” 

HER YAZARIN ARDINDAN ÇEKİNGEN BİRİ GİZLİ

Kitabın “Atfa Dair” bölümünde, her yazarın ardında çekingen birinin gizli olduğunu söyleyen Monterroso, “Ancak en pısırığının bile son derece dolaylı ve beklenmedik yollardan da olsa düşüncesini daima açığa vurup onu öğrenmeye can atan veya can attığını sandığı insanlığa miras bırakmaya çalışacağı kesindir. Eğer birtakım kişisel veya toplumsal sebepler kendini açıkça ifade etmesine mâni oluyorsa, kriptogram veya mahlasa başvurur. Her halükârda kimliğini er ya da geç tespit edebilmemiz için gerekli ipuçlarını bırakır” diyor. 

Kitaptaki “Beyin Göçü” bölümünde, “Beyin göçü ezelden beri vardı ama görünüşe bakılırsa günümüzde yeni yeni sorun sayılır oldu” diyen Monterroso, ironi dolu anlatımına şöyle devam ediyor: 

“Buna rağmen kayda değer her beyin ya kendi isteğiyle gider, ya götürülür ya da sürülür; bu çok yaygın, dünya çapında ziyadesiyle tecrübeyle sabit bir gerçektir. Aslında ilki en olağanıdır, ancak bir beynin var olduğu andan itibaren bu üç hadisenin birinden nemalanması muhtemeldir.”

BORGES, KAFKA, MELVILLE, WOOLF, JOYCE...

“Jorge Luis Borges’in Yarar ve Zararları” bölümünde Arjantinli usta kalem Borges’i değerlendiren Monterroso şu satırları kaydediyor: 

“1945’te Borges’i keşfettiğimde onu anlamadım veya daha doğrusu neye uğradığımı şaşırdım. Kafka’yı ararken Borges’in Dönüşüm’e yazdığı önsözü buldum ve ilk defa onun metafiziksel labirentlerden, sonsuzluktan, ebediyetten, trajik abesliklerden ve cehennemin en iyi tasvirine eşdeğer ailevi ilişkilerden oluşan dünyasıyla karşılaştım. 

Büyüleyici ve şiddetli bir cazibesi olan yeni bir evren. Bu önsözden Borges’in ürettiği tüm diğer şeylere geçiş, benim (ve başka birçok kişi) için nefes almak kadar elzem ama aynı zamanda uçuruma tedbirsizce yanaşmak kadar tehlikeliydi. 

Onun izinden gitmek yeni camialar keşfetmek, bu camialara dalmak demekti: Chesterton, Melville, Bloy, Swedenborg, Joyce, Faulkner, Woolf; eski ilişkileri tazelemekti: Cervantes, Quevedo, Hernández; ve son olarak günlük hayatın o göz boyayan cennetine dönmekti: Mahalle, sinema, polisiye roman.”

AUGUSTO MONTERROSO: 21 Aralık 1921’de Guatemala’da doğan Augusto Monterroso Bonilla, Honduras vatandaşı olarak yaşamına devam etti. Ubico rejimine karşı 1944’te Meksika’ya sürgüne giden Monterroso, ilerleyen yıllarda Bolivya ve Şili’de yaşadı. Kısa öykülerinin ironik ve mizahi üslubuyla tanındı ve ünü bütün Güney Amerika’ya yayıldı. 7 Şubat 2003’te vefat eden Monterroso, birçok edebiyat ödülünün sahibi ve Latin Amerika edebiyatının Boom kuşağının Julio Cortázar, Carlos Fuentes, Juan Rulfo, Gabriel García Márquez ile birlikte öne çıkan isimleri arasında yer alıyor. Monterroso’nun Devridaim, Toplu Eserler ve Diğer Hikâyeler isimli kitapları VakıfBank Kültür Yayınları tarafından Türkçe’de ilk kez yayımlanıyor.

Devridaim / Augusto Monterroso / Çeviren: Mehmet Sait Şener / VBKY / 132 s.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler