‘Milyonlar düzeni değiştirir’

<haber-dikey:1157580>

Dünyada aşırı sağ ve otoriterlik eğilimleri, “neo-faşist bir dalga doğuyor” şeklinde endişelere neden olurken ABD ve Avrupa’daki sol-sosyal demokrat güçlerden yeni bir birlik çağrısı yükseldi. Taban hareketlerine dayanan “İlerici Enternasyonal” (İE) için yapılan çağrının Avrupa ayağında, Yunanistan’da Avrupa Birliği’nin (AB) dayattığı kemer sıkma politikalarına karşı çıkarak Başbakan Aleksis Çipras’ın hükümetinden 2015 yılında istifa eden eski Maliye Bakanı Yanis Varoufakis, başı çeken isimlerden. ABD’den Vermont Senatörü Bernie Sanders ve eşi Sanders Enstitüsü Başkanı Jane Sanders ile birlikte çağrıda bulunan Varoufakis’le bir söyleşi gerçekleştirdik. Varoufakis, yeni hareketi aşırı sağdaki “Milliyetçi Enternasyonal” ve neo-liberalizmin küresel yıkım politikalarına karşı olarak nitelendiriyor.

İE’de hangi güçler bir arada?
Çağrımız tüm ilerici güçlere. Basitçe, “Demokrasi, dayanışma ve sürdürülebilirlik gibi temel ilkelerimize katılıyorsanız, siz de bu hareketin bir parçasısınız” diyoruz. İşe yaramaz particilikle kaybedecek vaktimiz yok. Bu çıkışın hedefi, Brezilya’dan İşçi Partisi, Meksika’dan Morena Partisi, Bernie Sanders’ın liderliğindeki ilerici hareket, İngiltere’de İşçi Partisi, İzlanda’da iktidardaki Yeşil-Sol Hareket gibi partileri ve daha birçoğunu ortak bir cephede buluşturmak.

Siyaset sahnesinde halen çok belirleyici olan ulusal politikaları etkilemek için hangi yöntemleri kullanmayı düşünüyorsunuz?
Aslında ulusal ve uluslararası ölçekte siyaseti etkileyecek araç aynı: Halkın gücü. Milyonlarca insan harekete geçtiğinde ve taleplerini ortaya koyduğunda siyaset de değişir. İnsanları sokağa çıkmak için teşvik etmeli, kurumları ele geçirmeli ve değişimi sağlamalıyız.
Uyanın! Değişim anındayız

İE çağrısı, otoriterlik yanlısı ve aşırı sağcı eğilimlerin yükselişiyle aynı döneme denk geliyor. Halkta biriken öfke henüz sol ve ilerici hareketler tarafından kapsanmadı. Sizin yeni düzen yaratma iddianız var mı?
“Milliyetçi Enternasyonal” Davos dünya düzeninin yıkılışını fırsata çevirdi. Biz ilericilerin de, acilen uyanması ve dönüşüm için oldukça uygun bir momentte olduğumuzun, yeni bir düzene kapı açacak bu fetret devrinin farkına varması gerekiyor. İE, neo-liberalizmin kurucularından eski İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’a ait “Alternatif yok” sözleriyle tanımlanan devrin ömrünü tamamladığını dünyaya göstermek istiyor. Gerçekten de bir alternatif var: Yeni Uluslararası Düzen adını verdiğimiz, dayanışmaya dayalı yeni bir düzeni yaratacak politik vizyon.

Uluslararası kapitalist sistemde AB dahil sizin kendinize yakın gördüğünüz herhangi bir kutup var mı?
İE’nin en önemli iddialarından biri uluslararası kuruluşları geri almak ve onları dönüştürmek olmalı. Elbette AB, Uluslararası Çalışma Örgütü, Birleşmiş Milletler, IMF ve Dünya Bankası da buna dahil. İE’den çıkacak Yeni Uluslararası Düzen’in hedefi toplumsal güçleri bu kuruluşları ele geçirecek bir plan etrafında bir araya getirmek ve bunların muazzam gücünü kullanmak olmalıdır. Küreselleşmeciler bu kuruluşlarda bekçilik yaptılar, Milliyetçi Enternasyonal de bu alanda çok hırslı. İlericilerin küresel ekonomiyi yöneten bu kuruluşlara sahip olma iddiasında olması gerekiyor.

Kapitalizm kan emiyor

ABD’de Donald Trump’ın eski başstratejisti Steve Bannon’ın Avrupa’daki aşırı sağ hareketlerle bir araya gelerek gelecek yıl yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine müdahale planları mevcut. Hareketiniz buna bir alternatif mi? AP seçimleri için bir planınız var mı?
Milliyetçiler, 21. yüzyılda kazanmanın yolunun eşgüdümden, bağışçıları, ilişkileri ve stratejileri paylaşmaktan geçtiğini gayet iyi biliyor. İE tam olarak buna bir alternatif olmayı hedefliyor. “Avrupa Baharı” adlı bir partimiz var. Tüm Avrupa’yı kapsayan bir manifestoya ve farklı uluslardan adaylara sahip. Örneğin ben hem Almanya’daki çalışmalara katılacağım hem de Yunanistan’dan parlamentoya girmek için yarışacağım.

Siyaset sahnesinde uzun süredir işçi sınıfının geride kaldığına tanık olduk. İE’nin işçi sınıfı için bir sözü var mı?
Siyaset bugün işçi sınıfını her zamankinden daha çok ilgilendiriyor. Bugün kapitalizm, çalışanların zenginliğini emen bir rantiye sınıfıyla tanımlanıyor. Dikkatimizi işçilere (yalnız maaşlı işçilere değil, bakım ve ev işleri yapan ücretsiz işçilere de) yöneltmemiz çok önemli. Onların hakları, değerleri ve mücadeledeki rollerine...

<haber-yatay:1158383>