Mezar taşlarında tarih
Gösterişsiz bir mezar taşı. Üzerinde yazanlar okunamıyor. İbranice. Az ötede taşları süslü olanlar var. Çiçeklerle, yapraklarla, değişik motiflerle bezenmişler. Dreyfuss ve Levi... Bir alt sıradakilerde süslemeler artıyor. Yazıların sağında solunda dua eden eller; kabartma kartallar... Bir başkasında Levi kabilesinin insanlarının yeğlediği ibrik motifi. Mezar taşları gittikçe büyüyor.
Rothschild ve Landauer... Süsler artıyor. Taşlardan birini nedense sünnet bıçakları süslüyor. Bu mezarlığa ilk gömü 1802 yılında yapılmış, son gömü de 1943’te. Stuttgart’ın güneyinde, Konstanz Gölü’ne uzanan yol üzerinde eski bir yerleşim merkezi olan Buttenhausen’da 18. yüzyıldan başlayarak Hıristiyanlarla Yahudiler, Hitler denen o diktatör “Führer” gelip de toplumun üzerine çöreklenene kadar barış içinde, ortak bir yaşam sürdürmüş. Şirin ovanın iki yamacına kurulu mahallelerinde yaşayıp durmuşlar. Bir yamaçta kilise, diğer yamaçta sinagog. Yahudiler ticaretle uğraşırken diğerleri toprağı işlemişler. Sonra 20. yüzyılın ülkeye getirdiği sanayileşme Yahudi gençlerini yavaş yavaş büyük kentlere göçe zorlamış. Köy yaşlılara kalmış. Buttenhausen Mezarlığı’na 1943 yılından sonra hiç kimse gömülmemiş. Oralı Yahudilerin ölümleri başka topraklarda olmuş!
GÖÇLE AZALAN NÜFUS...
Savaşın ardından yöreye yerleşen Walter Otto, Buttenhausen ve insanlarının geçmişini kendine görev edinir. O olmasaydı, günümüzde yörenin iki yüzyıllık Yahudi tarihi çoktan unutulur giderdi. Boş zamanlarında inatla araştırır, yıllarını bu göreve harcar. Büyük bir emek sonucu, bir zamanlar burada yaşamış insanların nerelere göç etmiş olduğunu bulur, okyanus ötesindeki çocuklarına, torunlarına ve onların çocuklarına ulaşır. Sonra kendini mezarlığın restorasyonuna verir. Devlet desteğinin yanı sıra bağışlarla 399 taş elden geçer. Heidelberg Üniversitesi’yle Stuttgart’taki politik eğitim merkezini de arkasına alarak Buttenhausen Yahudilerinin yaşamını anlatan küçük bir müze oluşturur. Politik eğitim merkezinden bölüm şefi, eski tanış Sibylle Thelen’in anlattığına göre Baden-Württemberg eyaletinde Naziler öncesinde 30 bin Yahudi yaşarken günümüzde, savaşın bitiminden 76 yıl geçmesine karşın, sayıları ancak 10 bin civarında.
Eyalet hükümeti Yahudi cemaati ile imzaladığı bir sözleşmeyle toplam 143 tarihi mezarlığın bakımını üstlenmiş! Tarihi kayın ağaçlarının gölgesinde uzanan Buttenhausen Mezarlığı’nı geride bırakıp yamaçları yemyeşil Lauter Ovası’nda güneye doğru ilerliyoruz. Tarihi manastırıyla ünlü Zwiefalten’e dek Lauter Çayı bize eşlik ediyor. Buradan gaza basan isterse bir saatte güneye, Konstanz Gölü kıyısındaki şirin Lindau’ya varır, isterse yeşilin yeşili tepeleri aşarak kuzeye, Stuttgart’a döner.
ÇAMURDAN GOLEM YARATAN HAHAM
Almanya’nın komşu ülkelerinde de ilginç Yahudi mezarlıkları var. Bunlardan biri de Prag’ın Zelivskeho Mahallesi’ndeki Yeni Yahudi Mezarlığı. Franz Kafka burada yatıyor. Az ötede eski, yeni sinagoglar ve altı yüzyıllık bir Yahudi mezarlığı daha. 1439-1787 arasında buraya on binler gömülmüş. Mezarlık enine büyüyemediği için ölüler üst üste. Moldau Nehri’nin çamurundan bir golem yarattığı iddia edilen haham Löw de burada yatıyor. Yarattıktan sonra çıldırdığı için yine yok etmek zorunda kaldığı golemin parçalarının eski-yeni sinagogun temellerine karıştırılmış olduğu anlatılıyor.
Avrupa’nın en büyük mezarlığı Viyana’daki 240 bin metrekare alana yayılan Merkez Mezarlığı’dır. Burada sayısız ünlünün yattığı 330 bin mezarın olduğu söyleniyor. Bir köşesi de 1871-1942 arası gömü yapılan Yahudi mezarlığı. Tarihi ağaçlar, sarmaşıkların sarıp sarmaladığı, birçoğu yan yatmış, yaşlı, üzerlerindeki yazılar zor okunan mezar taşları ve aralarında gezinen, size ürkek ürkek bakan, bakışlarıyla “senin burada ne işin var” diye soran karacalar... Viyana’nın ünlü Yahudileri burada gömülü. Son 20 yılda önemli bir restore geçiren mezarlar arasında Arthur Schnitzler ailesinin ve Stefan Zweig’ın annesiyle babası ve başka aile fertlerinin gömülü olduğu mezarlar da var. Osmanlı’da yaşayan Yahudiler iki imparatorluk arasında imzalanan bir anlaşmayla 1736’dan sonra Viyana’ya yerleşmişti. Yahudi mezarlığının arka bölümü onlara ayrılmış.
Yüz on altı bin mezarın bulunduğu Berlin Weissensee Mezarlığı da Avrupa’nın büyük mezarlıklarından. Buraya 1880’den günümüze sadece Yahudiler gömülüyor. Dev ağaçlar altındaki yollarda ilerlerken insan kendini değişik bir dünyada hissediyor. Mezarlar çok değerli mermer taşlarından veya granitten yapılmış, döküm parmaklıklar gümüş ve altın renginde. Kimi parmaklığın ardında altın boyalı yüksek şamdanlar görülüyor. Mermerlerdeki sevecen yazıtlar orada yatanları saygıyla anıyor. Taşlara itinayla işlenmiş defne ve yeşil sarmaşık motifleri de o kişiyi onurlandırıyor, ona duyulan dostluk duygularını simgeliyor. Soykırımdan önce Berlin’de 170 bin Yahudi yaşarken Üçüncü Rayh’ın sonu geldiğinde sayıları bin beş yüze düşmüş! Tüm Almanya’da çoğu hâlâ restoreyi bekleyen yaklaşık 1700 Yahudi mezarlığı var.
En Çok Okunan Haberler
- MHP'de 3 milletvekilinin istifası istendi!
- 2'si ağır, 3 polis yaralandı!
- Uğur Dündar'ın 'babalık' davasında karar çıktı
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Storm Shadow füzesi Rusya'ya ateşlendi!
- Mauro Icardi'den Wanda Nara açıklaması!