Meclis'te edebiyat parçalamak, edebiyatçı paralamak
Türey Köse'nin yeni kitabı yayımlandı: “Edebiyat Parçalayan Nutuklar”
Türey Köse'nin Edebiyat Parçalayan Nutuklar kitabı İmge Kitabevi yayınlarından çıktı.
Türey Köse, Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu mezunu. Cumhuriyet gazetesi İzmir bürosunda başladığı gazetecilik yaşamını Ankara'da sürdürüyor. İlk baskısı “İdam Tarih Oldu, Utancı Kaldı”, sonraki iki baskısı “Yargılı İnfazlar” adıyla yayımlanan bir kitabı bulunuyor. Türey Köse, Edebiyat Parçalayan Nutuklar'da Meclis tutanaklarını edebiyat tarihimiz açısından inceleyip tarihe “siyasetçinin edebiyatla imtihanı”yla ilgili notlar düşüyor. Kitapta TBMM çatısı altında Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, bir zamanlar “komünist yuvası” olarak anılan Köy Enstitülü yazarlar Fakir Baykurt, Talip Apaydın ile Mahmut Makal'ın yanısıra Bülent Ecevit, Aziz Nesin, Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk'la ilgili yaşanan atışmalar, tartışmalar, kavgalar aktarılıyor. 10 bölümden oluşan kitapta “Sağın gözde şairi Necip Fazıl Kısakürek” “Gizli tutanaklarda edebi tehlike” ve “Takibat ve tevkifat listelerinde kadın yazarlar” başlıklı bölümlerde de meclis tutanaklarındaki edebiyat tarihinden sayfalar aktarılıyor.
Kitabın arka kapağında şu tanıtım yazısı yer alıyor:
Meclis tutanaklarında sadece siyaset yok, edebiyat da var. “Edebiyat parçalama” da, edebiyatçı “paralama” da... Yüz binlerce sayfalık tutanaklar, yakın tarihimizin korkularını, kavgalarını, o zamanların “ruhu”nu ortaya koyuyor...
Nasıl mı?
Meclis tutanaklarında, “Komonist Nazım Hikmet tevkif edildi”, “Gebermiş kızıl şair”, “Vatan haini, din haini, sözüm ona sanatçı”, “Sanat kisvesi altında komünist fikirleri yaymağa başladılar”, “Hudutu geçerken geberen Sabahattin Ali....”, “Nazım, kalbinin uzakta bir yıldızla, yani Moskova ile beraber vurduğunu söylüyor”, “Allah belasını versin Nazım’ın”, “Allahsız komünisti methettirmem!”, “Sabahattin Ali’nin piçi..” gibi cümlelerle anılıyor şairler, yazarlar. Ve bu sözlerin tutanaklara geçtiği zamanların üzerinden yıllar geçiyor -ama öyle çok da uzun zaman değil, bir insan ömrüne sığacak kadar ve henüz 20. yüzyıl sona ermeden-; sağcıların bile Nazım Hikmet’in “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ ve bir orman gibi kardeşçesine” hasretine kayıtsız kalamadığını görüyoruz.1968 yılında Başbakan sıfatıyla Nazım Hikmet’e “milli şair demenin en büyük tahrikçilik” olduğunu söyleyen Süleyman Demirel, 1999’da “Cumhurbaşkanı” olarak AGİT zirvesini kapatırken Nazım’ın bu dizeleriyle katılımcılara sesleniyor. Hatta, 1966’da “Milli şair değil, vatanına hıyanet etmiş” diye gürleyen CKMP Genel Başkanı Alparslan Türkeş bile, 1994’te MHP kurultayında Nazım Hikmet’in dizelerini okuyor...
Türey Köse, kitabın “Sunuş” yazısında da “Gazeteci kimliğimin yanı sıra, bir 'edebiyatsever' bir okur olarak ; Meclis tutanaklarını edebiyat tarihimiz açısından incelemek ve tarihe 'siyasetçinin edebiyatla imtihanı'yla ilgili notlar düşmek istedim” diyor. Ve ekliyor:
Uzun yıllar parlamento muhabirliği yaptım. Milletvekilleri bazen çok uzun konuşmalar yapar ve “tarihe not düşmek istediklerini” vurgularlar. Haklılar, tarihe “not”lar düşüyorlar. Ancak, zaman geçiyor, bazı siyasetçilerin tutanaklardaki “edebiyat parçalayan”, “edebiyatçı paralayan” nutukları eskiyor. Zaman, edebiyatın hasını onurlandırıyor. İyi edebiyatçıyı, şairi ödüllendiriyor. Onlara küfredenleri, hakaret edenleri, saldıranları tutanaklar içinde tarihe gömüyor. Zamana karşı, siyasetçinin edebiyattan sınıfta kaldığı nutuklara karşı şiir kazanıyor, edebiyat kazanıyor. “Edebiyat parçalayan” nutuklar uçuyor; “yazı” kalıyor, “edebiyat” kalıyor...
En Çok Okunan Haberler
- Kazanan isim belli oldu!
- 'Adama lafını yedirirler böyle, ensendeyim'
- 3 ülke daha BRICS'e 'ortak üye' oldu!
- Polis yanlış adresi bastı, ev sahibinin kolunu kırdı
- Teğmenler hakkında yeni gelişme!
- Romanya - Kosova maçı yarıda kaldı!
- 'Tahmin edemedikleri kadar dirençliyiz'
- İlk bulgular neye işaret ediyor?
- Özel'e soruşturmada 'yetkisizlik' kararı
- MHP'den 5'inci paylaşım da aynı saatte geldi!