Meclis ‘Troya Hazineleri’ni’ istiyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yıllardır yurda iadesi için çalıştığı Troya Hazineleri'nin peşine bu kez Meclis düşüyor.

Meclis ‘Troya Hazineleri’ni’ istiyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.01.2018 - 20:30

Türkiye’nin önemli kültür hazinelerinden biri kabul edilen ‘Troya Hazineleri’nin yurtdışına kaçırılma öyküsü 1873 yılına dek uzanıyor

Yurtdışına kaçırılan tarihi eserlerin araştırılması için Meclis’te kurulan komisyon, ‘Troya Hazineleri’ için devreye girdi. Bir bölümü, Çanakkale’den Almanya’ya kaçırılan ve İkinci Dünya Savaşı sonrasında Rus askerlerinin Berlin’de ‘savaş tazminatı’ olarak el koyarak, Puşkin ve Hermitage müzelerine götürdüğü hazinelerin iadesini, bu kez Meclis isteyecek. Komisyonun CHP’li üyesi Serdal Kuyucuoğlu, komisyon olarak eserleri isteyeceklerini belirtirken, hazırlanan taslak raporda da “Troya eserlerinin iadesinde, Rusya ile kurulacak diplomatik ve müstesna ilişkiler akabinde, olumlu bir sonuca ulaşılabilir” denildi. Türkiye’nin önemli kültür hazinelerinden biri kabul edilen ‘Troya Hazineleri’nin yurtdışına kaçırılma öyküsü 1873 yılına dek uzanıyor. İçerisinde ziynet eşyası, altın, Troya tibi kaplar gibi eserlerin bulunduğu hazine, 1873 yılında Türkiye’den, Çanakkale’den, kaçırılan hazinelerin, 1990 yılında Moskova’daki Puşkin ve St. Petersburg Hermitage müzelerinde bulunduğu öğrenildi. CHP Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu, eserlerin iadesi için 28 Mayıs 1991 yılında girişimde bulunulduğunu, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı’na bir nota verildiğini, ancak bir sonuca ulaşılamadığını kaydetti.

Kuyucuoğlu, ‘Troya Hazineleri’nin yurtdışına kaçırılış öyküsünü ise şöyle anlattı: “Troya Hazineleri, Çanakkale’den, Almanlar tarafından, Almanya’ya kaçırılıyor. Daha sonra 2. Dünya Savaşı’nda, Berlin’de, savaşın sonunda, biliyorsunuz Ruslar Berlin’i işgal ediyorlar. Berlin Hayvanat Bahçesi’nde bir kulenin altındaki depoda bu hazineleri buluyorlar ve bunları savaş tazminatı olarak Rusya’ya götürüyorlar. Bu hazineler Puşkin Müzesi’nin deposuna konuluyor. Yıllar sonra bir fotokopi çekmek için depoya giren birisi, onları görüyor, sandukalarda muhafaza ediliyor. Doğu Almanya yıkıldıktan sonra, iki Almanya’nın birleşmesinde, Almanlar daha sonra ‘Troya Hazineleri’ni bize vereceksiniz, bizden aldınız bunları’ diyorlar. Ben de diyorum ki bunlar zamanında bizden çalmış bunları, almışlar Almanya’ya götürmüşler. Almanlardan da Ruslar çalmışlar. Malın esas sahibi biziz. Çalınmış malımızı biz talep edelim. Sahibi biziz.” Troya’da da eserlerin bir merdiven altında bulunduğunu anlatan Kuyucuoğlu, “Bergama Türkiye’de, Bergama Müzesi Almanya’da, Efes Türkiye’de, Efes Müzesi Avusturya’da.

Bunların hepsi Türkiye’den çalınmış eserlerle oluşturulmuş müzeler. Hedefimiz, bu kaçakçılığın önüne geçilmesi, farkındalık yaratmak ve giden eserlerin geri talep edilmesi. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız sık sık yurtdışına gidip temaslarda bulunuyorlar. İsteğimiz masaya oturduklarında bir dosyayla gitsinler. Bir envanterini çıkaralım. Sonra da bu ülkeyle masaya oturduğumuzda bunları da istiyoruz diye talep edelim” dedi. Yurtdışına kaçırılan eserlerin takibinin yapılması gerektiğini de dile getiren Kuyucuoğlu, Türkiye’den kaçırılan eserlerin yüksek fiyatlarla satıldığını, bu eserlerin takip altına alınması gerektiğini, ancak o zaman alıcıların bu tür eserleri almaktan vazgeçtiğini anlattı. Komisyon olarak, bu eserlerin takibini Dışişleri Bakanlığı’ndan talep edeceklerini belirten Kuyucuoğlu, “Hepsini not edip kayıt altına alıyoruz. Bunların takibi yapılacak. Komisyon raporunu hazırlayacak, bu raporda değişik talepler var. Hepsinden eserlerimizi talep edelim diyeceğiz. Ziyaret edeceğimiz yerlerden bilgi alacağız. Sonra da mümkünse envanter de çıkarmaya çalışacağız. Bizden sonra bunu Dışişleri Bakanlığı takip edecek. Kültür müşavirliklerinin bunu takip etmesi lazım” diye konuştu.

‘Kampanyalar yapılmalı’

Komisyon, hazırladığı taslak raporunda ise ‘Troya Hazineleri’ ile ilgili şunları kaydetti: “Troya eserlerinin iadesinde, Rusya ile kurulacak diplomatik ve müstesna ilişkiler akabinde, kültür varlıkları ana yurdunda korunmalıdır düşüncesine binaen, olumlu bir sonuca ulaşılabilir. Bu ihtimal de Rusya’nın Almanya’nın tepkisini göze alıp alamayacağına göre değişebilir. Yurtdışına kaçırılmış eserlerin iadesine yönelik yapılan çalışmalarda halk desteği sağlanmalıdır. Geçmişte Troya eserleri ve Zeus Sunağı’nın iadesine yönelik yapılan imza kampanyaları gibi kampanyalar vatandaşın bilgilenmesine ve bilinçlenmesine yol açacaktır.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler