Mahallenizin Örümcek Adam’ı

FİLMİN NOTU: 7/10
Örümcek Adam’ın Venedik, Paris, Prag, Berlin gibi Avrupa kentlerinde cirit attığı ‘Spider-Man: Far From Home’ Marvel Sinematik Evreni’nin yeni evresine güçlü bir başlangıç yapıyor

Marvel Sinematik Evreni’nde yeni bir başlangıç olarak kabul edilen son Örümcek Adam macerası “Spider-Man: Far From Home / Örümcek-Adam: Evden Uzakta” hem gişede sağlam bir başlangıç yaptı hem de olumlu eleştiriler aldı. Kimilerine göre şimdiye kadarki en başarılı Peter Parker olan Tom Holland’ın rüştünü iyiden iyiye ispat ettiği film olarak da öne çıkan “Evden Uzakta”, öyle görünüyor ki, bekleneni veren bir yaz eğlenceliği olarak 2019’un artı hanesine yazılacak işlerden biri olacak.

En popüleri...
Şunu gözden kaçırıyoruz belki ama Örümcek Adam aslında 21. yüzyılın en çok filmi çekilen süper kahramanı. Sam Raimi’nin 2002 tarihli ilk “Spider-Man” filminden bu yana Örümcek Adam’ın merkezinde olduğu 8. film “Evden Uzakta”. Marvel Sinematik Evreni’ndeki diğer filmleri de sayarsak 11 filmde gördük kendisini. Bu bile onun popülerliğinin bir göstergesi elbette (ki her daim Spider-Man en sevilen süper kahramanların başında geliyordu) ve artık görüyoruz ki Avengers’ın ve tabii ki MCU’nun yeni lideri de o olacak. Yani gelecek Peter Parker’ın. “Avengers: Endgame”in bıraktığı yerden devam eden ve 5 yıllık zaman sıçramasının (Thanos’un evrenin yarısını yok ettiği ve 5 yıl sonra Avengers’ın gayretleriyle her şeyin eskisine döndüğü zaman sıçraması ‘blip’ olarak adlandırılıyor filmde) yarattığı tahribatın esprili bir dille açıklandığı giriş bölümünün hemen öncesinde bir çeşit epilog işlevi gören sahnede dünyayı bekleyen muhtemel tehlikeyle tanışıyor ve Avengers’ın yeni görevini kestirmeye çalışıyoruz. Tabii hiçbir şey göründüğü gibi değil. Ayrıca babası kadar sevdiği Iron Man’in ölümünün de etkisiyle Örümcek Adam’lıktan bir hayli sıkıldığı ve yeniyetme hayatının sıradan dertlerine (başta platonik aşkı MJ olmak üzere elbette) odaklanmayı tercih ettiği bir dönemde yakalıyoruz Peter Parker’ı ve belki bir kez daha kendisini bulma (sorumluluklarıyla yüzleşme, kimliğini kabullenme vb.) meselesiyle cebelleşmesine tanık oluyoruz. Filmin henüz başlarında Avengers’ın resmi amiri gibi hareket eden Nick Fury’nin ona Elements (adını hava, toprak, ateş, su elementlerinden alan bir düşman) ile savaşma görevini vermesi üzerine “Neden ben, alt tarafı mahallenizin Örümcek Adam’ıyım, Thor’a ya da Dr. Strange’e gitsenize” dediği sahne aslında onun yaşadığı çelişkiyi de birinci elden görmüş oluyoruz (mahalle kavramına da yeni bir bakış açısı olsa gerek).

Neye niyet neye kısmet
Bir okul gezisine katılarak Avrupa’ya giden Peter Parker’ın burada en büyük hayali MJ’e ilan-ı aşk etmek... Elbette romantizmin doruklarına çıkmayı umduğu Venedik, Paris gibi kentlerde aksiyonun envai türlüsüne bulaşan Örümcek Adam’ın post Iron Man evredeki bu macerasını 2017 tarihli “Örümcek-Adam: Eve Dönüş”ü de yöneten Jon Watts yönetmiş yine. Karakter bütünlüğü ve anlatım tarzı gibi unsurlar bakımından ilkini bire bir takip eden “Evden Uzakta”nın en büyük artısı Mysterio rolüyle karşımıza çıkan ve hem eğlenceli hem de enigmatik bir tipleme yaratmayı başaran Jake Gyllenhaal kanımızca. Sinister Six (fesat ya da şeytani altılı denebilir, illa tercüme edeceksek) olarak bilinen grubun bir üyesi olan Mysterio’nun gelişi sonraki Avengers maceraları için de bir ipucu veriyor şüphesiz.
Yer yer bir teenage romansına dönüşecek gibi duran ama tatmin edici aksiyon yüküyle bir yaz blocbuster’ından beklenecek performansı fazlasıyla veren “Örümcek-Adam: Evden Uzakta” Marvel tutkunlarına keyifli bir iki saat vaat ediyor. En büyük eksiği ise eğlenceli bir Stan Lee cameo’su elbette.