LGS'de zorlanan öğrenciler kaygılı, eğitimciler yetkililere tepki gösterdi

Son dört yılın en zor sınavı olarak nitelendirilen Liselere Geçiş Sınavı’na (LGS) giren öğrencilerin büyük çoğunluğu “başarısızlık” duygusu içinde. Merkezi sınavla öğrenci alacak devlet okullarının toplam kontenjanı 174 bin 160. Yani, “eleme sınavı” olan LGS’de eleyici, çok zor soruların olması şart ancak bu yılki sınavın özellikle matematik sorularının yarısının “çok zor” olması tepkilere neden oldu. 

Salgında eğitime erişimde bile büyük güçlük çeken, sınava yeterince hazırlanma olanağı bulamayan yüz binlerce öğrenci için ise “fırsat eşitliği” giderek uzaklaşan bir hayal oldu.  

Eğitim-İş Sendikası Başkanı Orhan Yıldırım, salgında devlet okulları ile özel okul öğrencileri arasındaki fırsat eşitsizliği makasının açıldığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Bilgisayar, internet sorunu olmayan varsıl ailelerin sınava giren çocukları bir tarafta, tableti ya da interneti olmayan ya da babası evde iken cep telefonundan dersi takip etmeye çalışan yoksul halk kesiminin çoğunluğu oluşturan öğrencileri bir tarafta. Eğitim düzeyi daha yüksek olduğu için çocuklarının derslerine yardımcı olabilen varsıl aileler ile hayatın zorluğu ile mücadele etmekten çocuklarının derslerine yardımcı olamayan yoksul aileler bir tarafta. MEB ne yazık ki LGS’ye hazırlanan çocuklarımıza tüm müfredat sorumluluğu getirerek 2020 Mart ile 2021 Haziran arasında imkânsızlık sebebi ile uzaktan dahi derse katılım sağlayamayan çocuklarımızı mağdur etmiştir.”

AKADEMİK LİSE TERCİH

Eğitimci Feray Aytekin Aydoğan, LGS ile 1 milyon 24 bin 801 öğrencinin, bir milyon 69 bin 641’inin yani yüzde 85.9’ unun merkezi sınavla öğrenci alan bir okula yerleşemeyeceğini vurgulayarak “Yalnızca 2 bin 60 okul sınavla öğrenci alacak ve merkezi sınavla öğrenci alacak okulların toplam kontenjanı 174 bin 160” dedi.  Merkezi sınavla öğrenci alan okulların toplam kontenjanının 70 bin 642’sinin imam hatip liseleri ve meslek liseleri olduğunu hatırlatan Aydoğan şöyle devam etti: “Türkiye genelinde öğrencilerin birincil tercihinin akademik liseler olmasına rağmen okullaşma politikası meslek liselerinin ve imam hatip liselerinin sayıca artışı şeklinde yaşama geçiriliyor. Merkezi sınavla -adrese dayalı yerleştirmede de aynı tablo geçerli- öğrenci alan okulların önemli bir bölümünde de öğrenciler istemediği okul türüne mecbur bırakılacak. Her öğrencinin istediği okulda ve okul türünde eğitim görme hakkı en temel haktır.”