Kuşaklı: Coğrafya ile mağdur olmak
Çiğdem Toker, Reyhanlı izlenimlerini anlatıyor.
“Sert plastikten, büyük mazot bidonlarını biliyorsunuz” diyor soru takısı kullanmadan sorarak.
Evet manasında başımı sallıyorum. Mavidir hani, 55-60 litrelik. Tepenin ardından her gün üç bin... Üç bin mi? Evet bazen iki, bazen üç bin kişi bellerine iple bağladıkları bidonları çeke çeke bu tarafa getirirdi. Kaçak yani? Evet kaçak diyor Cuma Es.
Cuma Bey Kuşaklılı; çiftçi. Kuşaklı da Reyhanlı’nın Suriye sınırına “sıfır” köylerinden biri.
Duvar örülüyor şimdi oraya. Sınırın 500 metre kadar içinden. Belki de hatırlarsınız; geçenlerde, duvara tepki gösteren köylüler ile askerler arasında çatışma çıkmıştı.
MİT TIR’ı için geldiğim Hatay’da, Reyhanlı’ya gittim önce. Mayıstaki patlamada havaya uçan binalara baktım. Aynı işhanı yeniden yapılıyor. Postane yenilenmiş. Fakat Adil Bey’in söylediğine göre ilçede tuhaf bir sessizlik hakim. Aradan sekiz ay geçmesine karşın, bir patlama daha olur mu endişesi silinmemiş. Biraz da bu yüzden olacak; 30 Mart yerel seçimlerinde çıkacak sonuç, burada belki de hiç bir ilçede olmadığı kadar çok merak ediliyor.
Adil Bey, Reyhanlı’dan ayrılan stablize bir yol üzerinden Kuşaklı’ya götürüyor bizi. Cuma Bey’e önceden haber vermiş. Kapısını çaldığımız Cuma Bey de hemen duvarın örülme hikayesini anlatmaya koyuluyor.
Mavi bidonlar tepesi
Manzarayı gözünüzün önüne getirin; tepeden aşağıya, her biri beline kalın iplerle bağladığı büyük mavi bidonları, Suriye’den Kuşaklı’ya kilometrelerce yürüyerek getiren “kaçakçılar”. O dakikalar film gibi olmalı... Sınıra geldiklerinde toplanıyor ve listeye göre teslimat yapıyorlar. Diyelim ki Mehmet 300 bidon ısmarlamış, dört kişi Mehmet’i bulup veriyor bidonları. Suriye’den gelen mazot gece köye yanaşan tankerlerle toplanıp sonra da piyasaya veriliyor.
Suriye’deki satıcı ile bu taraftaki alıcının kayıtdışı kârı muazzam. Mazotu iple sürüyüp getirenler? Onlar günde en fazla 1000 suri karşılığı 13-14 liraya yapıyorlarmış bu işi.
Bir gün içinde en çok iki tur gidip gelebiliyorlarmış. 25-30 lira için öyle mi? “Ne yapsın fukaralar?” diyor Cuma Bey.
Duvarın örülme sebebi işte buymuş. Tepedeki keskin nişancı kulübesini gösterip fazla yaklaşmamamızı tavsiye ediyorlar. Duvar inşaatıyla tepelere konumlanan keskin nişancılar gözlerini budaktan sakınmıyomuş. Ana akım medyaya pek yansımamış ama son aylarda 20’ye yakın kaçakçı vurulmuş...
Duvarı hak etmemek
Kuşaklı köylüleri, aslında bölgedeki herkes gibi Suriyelilere tanınan “hoşgörünün” ölçüsüzlüğünden yakınıyor. Duvar için çizilen başlangıç hattının Türkiye’den 25-30 dönüm toprak götürdüğünü söylüyorlar. Bu durum onlar için zeytin dikememek, yani ekonomik kayba uğramak anlamına geliyor. Kuşaklı köyü, coğrafyasından mağdur. Metropol hayatını, ilişkilerdeki sınır ihlalleri daraltırken; buradaki hayatları da hakiki sınır ihlalleri zorluyor. Kuşaklıya örülen duvar, yapay sınırların hayatı nasıl güçleştirdiğini bir kez daha gösteriyor. Zaten köyün asıl adının Sarsarin olması bile tek başına çok şey anlatıyor.
En Çok Okunan Haberler
- PTT'ye silahlı saldırının ayrıntıları ortaya çıktı
- Gökçek’lerin provokasyonları devam ediyor
- Trump'tan Erdoğan açıklaması
- İstanbul'da 'kar' için geri sayım başladı
- Feti Yıldız: Öcalan için bir tane şart var
- Roketsan mühendisinin ölümünde yeni ayrıntı
- Siyah çelenk bıraktılar, 'yakışmadı' dediler
- Hüseyin Yücel resmen açıkladı!
- Wanda Nara sosyal medyadan adım attı Icardi reddetti!
- Tapu sahipleri dikkat: Başvurmayan hakkını kaybedecek!