Kuşak ve Yol’dan Sağlık İpek Yolu’na

Dünyada yaşanan “felaketler” sırasında ve sonrasında alınan tutum ve izlenen yol ülkelerin niteliğini de ortaya koyuyor.

Kuşak ve Yol’dan Sağlık İpek Yolu’na
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.04.2020 - 02:00

KAMİL ERDOĞDU

11 Eylül sonrası ABD’nin izlediği yol dünyanın en azından yarısı için şaşırtıcı olmamıştı. Son koronavirüs salgınında yaşananlar da liberalizm ile devletçilik, sosyalizm arasındaki tartışmalara önemli yanıtlar verdi. Bir tarafta Çin deneyimi, Küba’nın tavrı, diğer tarafta ABD, İtalya ve İspanya gibi Batı ülkelerinde yaşananlar.

Virüsün Çin’de görülmesinden sonra Çinlilerin deyimiyle “salgının kontrolünü ve önlenmesini amaçlayan halk savaşı” başlatıldı. Covid-19 salgınının başlamasıyla Çin’deki sistemin avantajları da kendini göstermeye başladı. Bunu “örgütlü toplum ve kamusal sağlık anlayışı” diye de özetlemek mümkün. Başta Çin Komünist Partisi (ÇKP) ve ordu olmak üzere kamu işletmeleri, üniversiteler gibi toplumun tüm birimleri sorumluluk ve işlev üstlendi, hızla organize oldu. Başarının anahtarı da halkın yönetimle işbirliği yapması oldu. 10 günde tam donanımlı iki hastane ile ondan fazla sahra hastanesinin sıfırdan kurulması halkın moralini yükselterek sonuca ulaşılmasını hızlandırdı. Halkın moralini yükselten bir diğer gelişme Çin liderlerinin salgınla mücadeleyi bizzat yönetmeleriydi. Cumhurbaşkanı Xi Jinping ve Başbakan Li Keqian, Wuhan’a bizzat giderek mahalleleri ziyaret etti ve incelemelerde bulundu.  Yönetenlerin halka karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirmeleri ÇKP’nin iktidarını sağlamlaştırdığı yaşananlarla da kanıtlandı. Bir iktidarın sürekliliği halkın ona inanmasına ve güvenmesine bağlı. Çin yönetimi salgına karşı başarılar elde ederken uluslararası ilişkileri de ihmal etmedi. Dünya Sağlık Örgütü ve salgından etkilenen ülkelerle işbirliğini ve dayanışmayı sürdürdü.

ULUSLARARASI DURUM

Salgından önceki dönem Çin’in 2013’te ortaya attığı Yeni İpek Yolu’nun canlandırılması diye de nitelenen Kuşak ve Yol İnisiyatifi’nin hız kazandığı günlerdi. Ortada 65 ülkeyi kapsayan ve 21 trilyon dolarlık potansiyeli olduğu tahmin edilen bir proje vardı. ABD, kendine rakip veya engel olarak gördüğü ülkelere karşı izlediği alışılagelen sorunlarla uğraştırma, kriz çıkarma yöntemini hayata geçiriyordu. Ticaret savaşı, Güney Çin Denizi tartışmaları, Tayvan konusu gibi bir dizi tartışma dönüşümlü olarak gündeme geliyordu. Amerikan tarafı salgını da fırsata dönüştürmeyi seçerek “Çin virüsü” ifadesini sık kullanmaya başladı. Buna bir yanıt Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan 12 Mart’ta geldi ve bakanlıktan yapılan açıklamada virüsün Eylül 2019’da Wuhan’da düzenlenen Askeri Olimpiyatlar sırasında Amerikan askerleri tarafından getirildiği iddia edildi. Bu iddianın doğru olup olmadığı kadar, böyle önemli bir kurum tarafından dile getirilmesi de işin ciddiyetini ortaya koyuyor. Çin virüsü tartışmaları sırasında Batı’dan “Çinlilerin ne yediğine” ilişkin tartışma başlatan bir hamle geldi ve sosyal medyaya kurgu görüntüler servis edildi. Geçmişte böyle dönemlerde olduğu gibi yanlış bilgiler en önemli silah haline geldi.

ORTAK KADER TOPLULUĞU

Koronavirüs salgınından sonra şüphesiz farklı bir dünya olacak. Güçlü görünmek ile güçlü olmak arasındaki fark belirginleşti. Çin algısı da eskisi gibi olmayacak. Sosyal medyadaki son çabalar bu gidişatı değiştirmeyi amaçlıyor. Yalanla gidilebilecek yol uzun değil. Salgınla sarsılan, evlere kapanan, hatta yakınlarını kaybeden insanlar daha fazla sorgulayacaklar. Daha fazla sorgulanması, tanınmaya, öğrenilmeye çalışılması Çin için bir avantaja dönüşecek. Liberal toplum-otoriter toplum gibi tartışmalar ucuzlayacak, hatta anlamını yitirecek. Ortada 3 bin yıllık toplum sözleşmesi olan bir ülke var. Çin emperyalist mi, kapitalist mi tartışmaları da gözden düşecek. Çin’in dış ilişkilerinin daha zenginleşmesi ve dayanışma temelinin daha güçlü olması bekleniyor. Kuşak ve Yol İnisiyatifi ile Tarihi İpek Yolu’nuın canlandırılmasına Hava İpek Yolu, Deniz İpek Yolu, Demir İpek Yolu gibi Sağlık İpek Yolu şeklinde yeni bir boyut eklenecek. Çin lideri Xi, Çinlilerin genlerinde hegemonyacılığın bulunmadığını vurgulayarak§ Çin’in uluslararası ilişkilerde eşitlik ve karşılıklı kazanç ilkelerinde ısrarcı olduğunu, diğer ülkelerle ortak kader topluluğu oluşturmak için çaba harcamayı arzuladığını söylemişti. Şimdi rota ortak kader topluluğu. 

* CRI Türk Haber Müdürü


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler