Kurtarılmış Tel Abyad'da birlik ruhu

Arapların ‘Tel Abyad’, Kürtlerin ‘Gre Spi’ dediği, her ikisinin de aynı anlama geldiği ‘Beyaz Tepe’ temmuzda IŞİD’dan kurtarılmıştı. Kobane kantonuna bağlanan yerel idare, vahşi örgütün kafeslerde insan sergilediği şehrin yaralarını sarmaya çalışıyor.

Kurtarılmış Tel Abyad'da birlik ruhu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.12.2015 - 14:44

Araplar “Tel Abyad”, Kürtler “Gre Spi” diyor. İki dilde de manası tek: “Beyaz Tepe”. Urfa’nın Akçakale ilçesinin hemen karşısında yer alan, Kürtlerin YPG/YPJ’si (Halk Savunma Birlikleri) tarafınan şubattaki Kobane zaferinin ardından geçen temmuzda kurtarılan kent. Dünya medyasında IŞİD’nin kent merkezinde “terbiye etmek istediği” sivilleri tıktığı kafesleriyle de anılmıştı. Bugün o kafesleri rengarenk boyamışlar. Kürdü, Arabı, Türkmeni ve geriye kalan iki Ermenisiyle yeni bir idare kurmaya çalışıyorlar.

TEL ABYAD'DAN FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN

Haseke’nin güney cephesinde YPG/YPJ ile Süryanilerin Sutoro ve Arapların Sanadid milisleri birlikte varlar lakin “Beyaz Tepe”nin kurtarıcıları Kürt güçleri. Fakat diğer kimliklerle birlikte ekim sonunda Kobane kantonuna bağlı yerel idare kurmalarına mani olmamış. Savaştan önce 35 bin olan nüfus, yeni dönenlerle birlikte bugün 25 bin civarında. Kent çevresinde yaklaşık 280 köy var. “Beyaz Tepe”, Rakka’nın hemen kuzeyinde, IŞİD kabusunu atabilmiş değil. Ziyaretim kasımın son günlerinde ortalığı kana bulayan intihar saldırısından üç gün sonraya denk geldi. Öyle ki, yerel yetkililer çarşı pazarda dikkatli olmamızı istedi.



Tel Abyad/Gre Spi idaresi enkaz temizlemekle meşgul. “Giderken Belediyenin çöp kamyonlarını bile içindeki çöplerle çaldılar” diye anlatıyorlar. İmkanları elverdiğince sorunları çözmeye uğraşıyorlar. Belediye binası düzenleniyor, okullar açılmış, Fırat’tan su getirmek için generatörler bulunmuş, caddeler temizleniyor, hastaneyi açılmaya çalışılıyor. Dünyadan Concern, Medical ve RC isimli üç yardım kuruluşundan destek alıyorlar.


IŞİD'in esir aldığı insanları koyduğu kafesler rengarenk boyanmış.

PEKİ TÜRKİYE SINIRI?

Gre Spi’nin yönetiminin dış ilişkiler sorumlusu Kürt asıllı Halit Ali, “Savaşta bir ara Kobane’ye gittim sonra dönüp YPG burayı özgürleştirene kadar terk etmedim. Türk hükümetinin sınırı bunlara açmasına tanıklık ettim. Yaralandım ve pek çok arkadaşım öldü” diye anlatıyor. Kürt asıllı Ferhad Derik, yerel idare başkanlığını Türkmen Bilal Hasan’la paylaşıyor. Çatışmalar sırasında Cezire’deymiş, sonradan dönmüş. “Kürtlerin çoğu köylerini terk etmişti. Yavaş yavaş dönüyorlar. Kürtlerin nüfusu yüzde 70’i buldu” diye anlatıyor. Araplara da garanti sunduklarını ekliyor.

‘GELDİLER ÇOCUKLARIMIZA SAHİP ÇIKTILAR’

Asayişe YPG/YPJ ile birlikte Suvar el Rakka (Rakka Devrimcileri) katılıyor. Sünni Arap temsilcilerden 48 yaşındaki Mustafa Ahmet “YPG kurtarana kadar her şeyi yok etmişlerdi” diye anlatıyor. Ailesiyle önce Rakka’ya gitmiş, sonra dönmüş: “Herkes YPG gelecek Arap köylerini yok edecek diye korkuyordu. Tam tersi oldu. Geldiler bize imkan sağladılar, çocuklarımıza sahip çıktılar. Kurumlara katılıyoruz” diyor. Çiftçilik yapan Ahmet, Suriye yönetimi zamanında buğday tohumu almak için bir ay beklerken, şimdi memnun. Arap mallarının gasp edildiği iddialarına öfkeleniyor, tek tük vaka olduklarını savunuyor.

Peki Türkiye? “Buraya Türkiye’den gelmedilerse nereden geldiler. Önce ÖSO, İslami gruplar Faruk Tugayları, Ahrar ve Nusra ve sonra DAEŞ” diye söze başlıyor: “Her gün iki üç kamyon geçiyordu. Türk hükümeti sınırı 24 saat açıyordu. Silahlar da geliyordu” derken biraz öfkeleniyor. Tel Abyad’ın özgürleşmesinin ardından oğullarından 21 yaşındaki Şamil’in tarlada tohum ekerken, Türkiye sınırından açılan ateşle vurulup öldüğünü anlatıyor. Sonra “Allahın yardımıyla şehrimizi kardeşlik şehrine çevireceğiz” diyor.

‘TÜRKİYE’NİN HAKKI YOKTU’

55 yaşındaki İbrahim el Hasan, yörenin önde gelen Türkmen ailelerinden. Yeni yönetimde yargının başına geçmiş. “Yeni mahkeme binası yapacağız” diyor. IŞİD kenti ele geçirince 15-20 gün sonra Türkiye’ye kaçmış. Urfa ve Antep’de kalmış. “Kabustu. Insanlar adaletsizliğinden çok çektiler. Şimdi güvendeyiz ve istikrar dönemi başladı” vurgusu yapıyor. Ona da Türkiye’yi soruyoruz: “Türkiye büyük rol oynadı bunları desteklemekte. Kapıları açtı onlar için. Türkiye halkına yardımları için teşekkür ederiz. Ama Türkiye’ye bize böyle yapma hakkı vermezdi.”

 
Çarşı pazarın nabzı birlikte atıyor

Azad Ali, 22 yaşında. Gre Spi’nin Kürt sakinlerinden. Kent merkezinde ailesinin marketini işletiyor. IŞİD geldiğinde Kobane’ye kaçmışlar. “Her yere saldırdılar, pek çok Kürdü esir aldılar, dükkanları yağmaladılar” diye anlatıyor. Gre Spi özgürleştikten sonra dönmüşler. Liseye giderken, “devrim başlayınca” okulu bırakmış. “Devrime sempati besledik, gösterilere katıldık ama elimize silah almadık” diyor. IŞİD hakkındaki hissiyatını sorunca, Daha üç gün önce şehir merkezinde intihar saldırısına atıf yaparak, “Terörist demek az kalır” yanıtını veriyor. Hemen karşıda şehir merkezinde nadiren bulunan 5 katlı binaya işaret edip, “Kalanlar anlattı, zina yaptılar diye bir adamı şu binanın tepesinden atmışlar” diye anlatıyor. Yeni yönetimden umutlu: “Sadece Kürt olduğum için söylemiyorum. Buradaki herkes bu yönetime katılıyor. Hatta Araplar daha fazla katılıyorlar” diyerek yanında oturan adama dönüyor.

55 yaşındaki Sünni Arap Hıdır Uvayid, Tel Abyad’ın Bissiç köyünden. IŞİD varken 12 kişiden oluşan ailesiyle kent merkezine gelemediğini belirterek “Çok korkuyorduk” diye başlıyor. Yanındaki küçük çocuk şimdi okula gidiyor. Eski yönetimi soruyoruz, “Esad yönetimi iyiydi. Eğer siyasete karışmazsan rahat ederdin” yanıtını veriyor. Peki Kürtlerin başını çektiği yerel idare? Eliyle işaret ederek “Başımın üzerinde yerleri var. Hiçbir kötülükleri olmadı. DAEŞ’i ise Allah affetsin, insanlar onlardan çok çekti. İnsan boğazlamak İslam değil” diyor. Ekonomik durumdan ise şikayetçi. Buğday ektiği 60 hektar toprağı var ama sulama sorun, iş yağmura bakıyor.



Tel Abyad’ın kadınları


23 yaşındaki Fadila İsa’yla eşi Halil Hammadi ile birlikte konuşuyoruz. IŞİD yönetimi altında bir kadın olarak neler gördü, yaşadı, soruyoruz. “Pek çok insan yerinden yurdundan oldu, çok acılar çekildi” diye söze başlıyor. “Bütün kadınları çarşafa soktular. Aslında kadın olarak bizlerin insani haklarımızı elimizden aldılar. İnsanlara dehşet saldılar. Beğenmediklerini kafese koydular. Sigara içmeyi yasakladılar. Bunlar alıştığımız şeyler değil” diyor. 5, 3 ve 1 yaşlarında üç çocukları var, büyüdüklerinde okula göndereceğini söylüyor. Yeni yönetim için “Çok umutluyuz” diyor ancak bazı Arapların sorunları olduğunu ekliyor. Bir ara Rakka’ya gittiklerinde çatıları için yığdıkları inşaat malzemelerine el konulmuş. Şimdi geri almaya çalışıyorlar. Eşi, “Burası Rakka’dan çok daha. Bazı sorunlarımızı çözerlerse daha iyi olur” diye ekliyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon