Kreş çalışan tüm annelerin hakkı

Biliyoruz ki bir kadının daha doğrusu çalışan bir kadının, çocuk doğurduktan sonra kariyer basamaklarını tırmanması pek de kolay değil.

Kreş çalışan tüm annelerin hakkı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.05.2021 - 15:59

Yarın anneler günü... Bütün mağazalar, şirketler, belediyeler, ilgili bakanlıklar akla gelebilecek her kesim, günlerdir annelerin ne kadar kıymetli varlıklar olduğunu anlatıp duruyor. Onların bizim için ne kadar vazgeçilmez olduğunu, bu mübarek insanlara hiç olmazsa senede bir gün olsun gösterelim diye türlü çeşitli atraksiyonlar yapılıyor. 

Peki bu devlet, bu iktidar annelerin kendi ayakları üzerinde durabilmelerine, çalışarak kendi geleceklerini kurabilmelerine ne kadar olanak sağlıyor. Toplumda ev işlerinin, çocuk bakımının yalnız ve yalnız kadının işi olduğu algısını kırmak için hangi adımlar atılıyor.

Kaderine razı gelmeyen, tüm engellere karşın okullar bitiren kadınların işe girmelerine, girmişlerse çocuk olduktan sonra da devam edebilmelerine ne kadar olanak tanınıyor. Pek sevilen "Çocuk da yaparım kariyer de" tümcesinin gizli kahramanlarının kadının ya annesi ya kayınvalidesi ya da kızkardeşi ama illaki bir kadın olduğu gereçeğini çalışan hele de kariyer yapabilmiş tüm kadınlar biliyor.

REKLAMLAR, GERÇEKLER

“Çocuk da yaparım kariyer de” kadınların gerçek olmasını istediği bir öykü... Çünkü biliyoruz ki bir kadının daha doğrusu çalışan bir kadının, çocuk doğurduktan sonra kariyer basamaklarını tırmanması pek de kolay değil...

Türkiye İstatistik Kurumu 2020 yılına ilişkin “İstatistiklerde Kadın” başlıklı çalışmasını yayımladı. Çalışmada 41 milyon 698 bin kadının sosyal ve ekonomik hayattaki yerine ilişkin elde edilen bulgular, toplumsal cinsiyet rollerini ve kadın sorununu da gözler önüne serdi. 

Verilere göre çocuk, ne yazık ki kadının çalışma hayatındaki en büyük engeli. Evinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş arasındaki yurttaşların çalışma hayatıyla kurduğu ilişki kadınlar ve erkeklerde sert şekilde ayrılıyor. Eğer kişinin 3 yaşın altında çocuğu varsa ve bu kişi erkekse yüzde 87.3 oranında çalışıyor. Ancak aynı kişi kadınsa istihdam oranı yüzde 26.7’ye düşüyor. Yani çocuk sahibi her 100 erkekten 87'si çalışma hayatına devam ederken çocu olan her 100 kadından yalnız 26'sı işine devam edebiliyor.

Kreşler kadınların çalışma konusundaki tercihlerinde belirleyici nedenlerden biri. Zira kreş olmadığı için çocuk sahibi olan kadınar genelde geri dönmeyecek şekilde iş gücünden ayrılmakta. 

Dünya Bankası’nın yaptığı araştırmaya göre, Türkiye hane halkı anketi örnekleminde yer alan ve şu anda çalışmayan çocuklu kadınların yüzde 45’i daha önce çalışmakta olduklarını belirtiyor. Bu kadınların da yaklaşık yüzde 71’i iş gücünden ayrılma sebebi olarak “çocuk bakım sorumluluklarını” gösteriyor.

İNŞAATA DEĞİL KREŞE

Bir çalışmada, çocuk bakımı ve eğitiminin yaygınlaşması amacı ile yapılacak bir yatırımın, aynı tutarda inşaat sektörüne yapılacak olan bir yatırım ile karşılaştırılması sağlanıyor. Yapılan tahminler, çocuk bakımı ve eğitimine yapılacak yatırımın inşaat sektörüne kıyasla 2.5 kat daha fazla istihdam imkânı sunacağını gösteriyor. Annelerin çalışmasının sağlanmasının yanı sıra eğitim sektörünün büyük bir oranda kadın çalışan istihdam etmesi ile de yaratılacak yeni iş fırsatlarının kadın istihdam oranına pozitif etki edeceği ön görülüyor. Dahası, bu yönde bir politikayla nüfusun en düşük gelirli yüzde 40’lık diliminde yer alan hanelerin güçlendirilmesi ve yoksullukla mücadele açısından da etkili bir potansiyel ortaya çıkıyor.

KREŞ YASAL HAK

Yasal olarak, Gebe Veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları Ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmeliğin 13. maddesine göre: Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 150’den çok kadın çalışanı olan işyerlerinde; 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması, bakımı ve emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın, yönetmelikteki şartlara uygun bir yurdun yani kreşin kurulması zorunlu. Yurt, işyerine 250 metreden daha uzaksa işveren taşıt sağlamakla yükümlü. İşveren eğer kreş hizmeti vermiyorsa çalışanlara kreş yardımı vermekle mükellef.

İşverenin belediye ve mücavir alanlardaki tüm iş yerlerinde 150 kadın olup olmadığının hesabında, kadınların yaşı, çocuğunun olup olmaması veya medeni durumu dikkate alınmaz. Hatta 150 kadın çalışan hesabında, annesi ölmüş çocuğu bulunan veya çocuğunun velayetini almış erkek çalışanlar da hesaba katılır. Ancak bu yönetmeliğin kadın sayısının azaltılması yönünde değişikliğe ihtiyaç duyduğu bir gerçek.

HAKLI FESİH NEDENİ

İşveren kreş yükümlülüğünü yerine getirmezse çalışanın haklı fesih hakkı doğar. Bu gerekçeyle istifa eden çalışan kıdem tazminatını alır. Çalışanların bu hakkını kullanırken önce ihtar çekmesi gerekir. İhtar çekmeden doğrudan iş akdini fesheden çalışan mağdur olabilir.

Ancak aslolan çocukların sağlıklı gelişimi ve eğitiminin yanı sıra kadını çalışma yaşamında tutmak olduğundan gerek kamu, gerekse özel sektörün bu alanda daha fazla çaba gösteresi gerekiyor. 

TÜSİAD, AÇEV ve PwC tarafından hazırlanan "İş ve Özel Yaşam Dengesi Yolunda Çocuk Bakım ve Eğitim Hizmetlerinin (kreşlerin) Yaygınlaştırılması" raporunda, Avrupa Birliği ve OECD ülkelerinde milli gelirin yüzde 1 ile 3'ü civarında kreşler için kaynak ayrıldığı bilirtiliyor. Belediyelerin bütçelerinin yüzde 2'si civarında kaynak ayırdığı ülkelerde özel sektöre de vergi destekleri sağlandığı örnekleri ile anlatılıyor. 

Eğer annelere gerçekten kıymet veriyorsak, onları toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması yolunda adımlar atmalı. Çalışma yaşamında daha hakkettikleri kadar yer alamabilmeleri için çocuk bakım ve eğitim hizmetlerinin yaygınlaştırılması sağlanmalı...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler