Kırmızı fular özgür

Gezi Direnişi sırasında taktığı kırmızı fular “sosyalizmin simgesi” kabul edilerek “silahlı terör örgütü üyeliği” iddiasıyla haklarında dava açılan Ayşe Deniz Karacagil ve 4 arkadaşı dün ikinci kez hâkim karşısına çıktı. Mahkeme tüm tutuklular hakkında tahliye kararı verdi. Antalya Emek ve Demokrasi Platformu, kırmızı fularlar takarak düzenlediği yürüyüşle 5 gence destek verdi.

Meltem Mahallesi önünde toplanan Antalya Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, “İsyan Devrim Özgürlük”, “Cihan’a, Murat’a, Deniz’e özgürlük”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” sloganları atarak adliye önüne yürüdü. Yüzlerce kişi, Karacagil’e destek için kırmızı fularlar taktı. Adliye önünde yapılan açıklamada yargılamanın siyasi olduğu belirtelerek “Antalya’da 50 bin kişiden katıldığı isyanın bedeli 5 gence ödetilmek isteniyor. Sizlerden hukuk ve adalet dilenmedik, dilenmiyoruz, dilenmeyeceğiz. Sizleri sadece kendi koyduğunuz ve çiğneyip durduğunuz kuralları ve hakları uygulamaya çağırıyoruz” denildi.

Ayşe Deniz Karacagil’in annesi Nuray Erçağan, kızının 4 ay 4 gündür tutuklu bulunduğunu belirterek, “Gezi Direnişi yargılanamaz. Halkın isyanıdır bu. Bu gençleri içeri aldılarsa hepimizi almalılar” dedi. 19 yaşındaki kardeşi Ekin Devrim Karacagil de “Savcı bey beni de çağırdı. Gezi eylemlerine katıldığım için ifademi alacakmış. Bir bakmışsınız yarın beni de tutuklamışlar. Korkmuyorum” dedi. Anne Nuray Erçağan, kızının cezaevinde kendilerine kolye yaptığını belirterek “Nar kabuğunu kurutup bundan da kolye yaptı, avukatlarına, arkadaşlarına, ailesine bunları armağan etti ” dedi. Ayşe Deniz Karacagil’in babaannesi Ayşe Sincer Dönmez de “Ben de katıldım Gezi eylemlerine. Beni de alsınlar. Biz ülkemizi sevdiğimiz için ona sahip çıkmak için eylemlere katıldık. Şimdi torunumu da bundan dolayı suçluyorlar. Onu bıraksınlar beni alsınlar yerine” dedi.

Antalya’da 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuklu sanıklar Ayşe Deniz Karacagil, Murat Sezgin ve Mustafa Cihan Yılmaz ile tutuksuz sanıklar Ali Karakuş ve Leyla Nuyan, duruşmaya “Yaşasın devrim direnişimiz” sloganları atarak girdi. İzleyiciler de gençlere, alkış ve sloganlarla destek verdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı sessiz olunmasını isteyince tartışma çıktı. 5 genci Türkiye’nin dört bir yanından gelen yaklaşık 50 avukat savundu.

Güldüren deliller

Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı Münip Ermiş, polislerin ve Emniyet Müdürlüğü’nün müşteki olamayacağını belirtti. CHP’li Antalya Büyükşehir ve Muratpaşa belediyelerinin de şikâyetçi olmadığını anımsatan Ermiş, bunların iddianameden çıkarılmasını istedi ancak mahkeme başkanı bu istemi reddetti. İddianamede Facebook paylaşımları, “Taksim’e selam direnişe devam” ve “Polis boş durma, eylemciye çay getir” sloganı terör örgütü üyeliğine delil olarak gösterildi, bu sırada salonda gülüşmeler oldu.

İddianamenin okunmasının ardından sanıkların ifadesinin alınmasına başlandı. Sanık Murat Sezgin: “İddianame Gezi Direnişi’ni yargılamak için hazırlanmış. Gezi bir halk isyanıdır yargılanamaz. Bizlere dava açılırken, göstericilere işkence yapan polislerin kask numaraları bildirilmiş olmasına rağmen, o polislere niçin dava açılmamaktadır? Bu davada kanıt yok, kanaat var. Biz polis kanaati sebebiyle tutuklandık. Emniyet benden eylemler sebebiyle oluştuğunu iddia ettiği 750 bin TL’lik zararı istiyor. Ben bir emekçi çocuğuyum. Benim ailemin ayakkabı kutusunda milyon dolarları yok. Adalet Bakanı’nın güvenmediği yargıya biz neden güvenelim?” diye konuştu.

Kırmızı fular taktığı için yargılanan Deniz Karacagil de ifadesinde, "Dışarı da demokrasi diyenler içeride gençleri katletti. Hukukun görmediği her şeyi biz yaşadık ve gördük. İktidardakiler, yüzsüzlüğün bu kadarı denecek kadar açık oynadılar, katilleri akladılar. Dışarıda birileri bacanaklı-oğullu milyonları cukkalarken bizim tuksak edilmemize şaşılmaz" dedi.

Sanık Cihan Yılmaz, "Eylemler sırasında şanslı olduğumuz için ayağımız takılıp polisin önüne düşmedik. Yoksa bizi de Ali İsmail Korkmaz gibi öldürebilirlerdi" diye konuştu.