Kimyasal maddelere AB standardı

Projenin başlaması dolayısıyla Gazi Park Otel'de düzenlenen toplantıda konuşan Çevre Yönetimi Genel Müdürü Cumali Kınacı, projenin amacının insan sağlığını ve çevreyi, kimyasalların tehlikeli özelliklerine karşı daha iyi korunmak ve AB mevzuatına uyum sağlamak olduğunu söyledi. Kimyasalların, doğrudan veya dolaylı olarak yaşamı etkilediğine işaret eden Kınacı, kimyasalların geniş çapta kullanımının sektör özelinde yasal düzenlemelerin geliştirilmesi sonucunu beraberinde getirdiğini vurguladı.

Kınacı, kimyasalların sanayide giderek daha yaygın biçimde kullanılmasının, insan hayatını belirli ölçüde kolaylaştırmaya hizmet ettiğini, ancak yeterli ölçüde kontrol altında tutulmadıkça, insan sağlığı ve çevre için tehlikeli olmasının da kaçınılmaz olduğunu belirtti. Tüm dünyada, kimyasalların etkin yönetimi alanında çalışmalar başlatıldığını anlatan Kınacı, çalışmaların temelini kimyasalların tehlikeli özelliklerinin tespit edilmesi, sınıflandırılması ve bu bilgiler ışığında tehlike iletişiminin etkin bir şekilde sağlanması, etiketlenmesi ve güvenlik bilgi formlarının hazırlanmasının oluşturduğuna dikkati çekti.

İnsan sağlığı ve çevrenin kimyasalların olası tehlikelerinden azami düzeyde korunabilmesi ve olumsuz sonuçların engellenebilmesi amacıyla yapılan çalışmaların küresel düzeyde farklılıklar sergilediğinin gözlendiğini belirten Kınacı, Birleşmiş Milletler'in (BM) dünya çapında aynı kimyasalın fiziksel, sağlık ve çevresel tehlikeleri hakkındaki bilgilerin farklı şekillerde belirtilmesiyle ortaya çıkabilecek sorunların önüne geçebilmek amacıyla ''Kimyasalların Sınıflandırılması ve Etiketlenmesinde Küresel Uyumlaştırılmış Sistemi (GHS)''yi geliştirdiğini ifade etti. Kınacı, GHS'nin kimyasalların sınıflandırılması ve etiketlenmesi kriterlerinin uyumlaştırılması ile tehlikeli kimyasallara ait etiket ve güvenlik bilgi formlarının küresel olarak aynı fiziksel, çevresel, sağlık ve güvenlik bilgilerini içermesi için bir temel oluşturduğunu belirterek, ''GHS'nin uygulanmasıyla kimyasal kazaların ve sağlık giderlerinin azalması, kimyasalların uluslararası ticaretinin kolaylaştırılması, insan sağlığı ile çevrenin kimyasalların tehlikelerine karşı daha iyi korunması hedeflenmektedir'' dedi.

AB'nin mevzuatına GHS kriterlerini dahil ederek CLP Tüzüğü'nü 2009 tarihinde yürürlüğe koyduğunu hatırlatan Kınacı, şunları kaydetti: ''Söz konusu tüzük, AB'nin kimyasallar mevzuatının yapı taşlarından sayılan ve ülkemizde de uygulanmakta olan, eski AB Direktiflerini yürürlükten kaldıracaktır. CLP Tüzüğü'nün Türkiye'de uygulanmasıyla, kimyasallar hakkında çok daha güçlü bir tehlike iletişimi, dolayısıyla daha güvenli kullanım sağlanacaktır. Bununla birlikte, kimyasalların tehlikelerinden kaynaklanan sağlık sorunlarının ve çevre kirliliğinin giderilmesi için gereken maliyetler azalacak, kimyasallardan kaynaklanan kazalar en aza indirilebilecek, aynı zamanda ticarette karşılaşılan teknik engellerin de önüne geçilebilecektir.

Sonuç olarak, gerek BM'nin tavsiye kararlarının uygulanması çerçevesinde, gerek AB adaylığı çalışmaları kapsamında, gerekse ulusal mevzuatın ülkenin değişen koşullarına paralel olarak güncellenmesi çalışmaları vasıtasıyla, CLP Tüzüğü'nün Türkiye'de mümkün olan en kısa zamanda uygulanması, ülkemize başta insan sağlığı ve çevrenin daha etkin korunması olmak üzere, birçok açıdan fayda sağlayacaktır.''