Kim daha ırkçı kavgası
O da ne! Afrikalıyı azarlayan adamın İsveççesi aksanlı. Renginden, simasından Ortadoğulu olduğu anlaşılıyor. Adam bayağı kızgın. İnanılmaz bir şey. Kadının umurunda değil.
Dayamış cep telefonunu kulağına arada kahkaha atarak bangır bangır konuşuyor. Gençlerin ifadesiyle geyik yaptığı belli. Kim bilir hangi dilde konuşuyor. Neşesi sesine de yüzüne de vurmuş gamze yanaklı Afrikalı güzelce genç kadının. Kalabalık bir tren vagonunda olduğunu unutmuş sanki. Kimse umurunda değil.
O sahnedeki tiyatro oyuncusu, yolcular da seyirci gibi. Seyircilerin kimi şaşkın gözlerle oyuncuyu izliyor, kimi de sıkılmış gibi. İçlerinden söylendikleri belli. Oyunun sona ermesini bekliyorlar. Benim tarafıma baksa, göz göze gelsek sesini alçaltması için işaret edeceğim. İyi niyetle yapacağım bunu.
Azarlayan da aksanlı
Toplumda kabarmakta olan yabancı düşmanlığına çanak tutan davranışlar bunlar. Oyun heyecanlı ama içimi de bir korku sarmaya başladı. Etraftan homurtular geliyor. İsveçliler sabırlı insanlar. Sokakları saran dilenciler sorununun bile insanca bir çözüme kavuşması için çabalıyorlar. Yabancı karşıtı partiye destek artıyor ama bugüne kadar sokakta hiç kimse bir dilenciyi tartaklamadı. Son haftalarda mülteci kampları yakılıyor ama o kadar ırkçı her yerde var. Bundan sonra mültecilerin yerleştirileceği yerler gizli tutulacak. Alın size açık toplum. Mülteci sorunu Avrupa’nın belini bükecek bu gidişle. Afrikalı kadının neşeli halini biraz da gıpta ile izlerken aklımdan bunlar da geçiyor. Ve korktuğum başıma geliyor. Yerinden hışımla kalkan adam kadının başına gelip bağırıyor: “Kes şu Allah’ın belası konuşmayı.”
O da ne! Afrikalıyı azarlayan adamın İsveççesi aksanlı. Renginden, simasından Ortadoğulu olduğu anlaşılıyor. Adam bayağı kızgın. İnanılmaz bir şey. Kadının umurunda değil. Başını bile çevirmiyor. Adamın etkisiz olduğunu düşünmüş olmalı ki bu kez bir kadın geliyor saldırı hattına. Bağırmadan ama herkesin duyacağı tonda konuşuyor: “Bak herkes rahatsız oluyor, böyle konuşacaksan in dışarda devam et.”
Yok Afrikalı kadın tınlamıyor. Kendi dünyasında. İsveççeyi anlamıyor olsa bile, sıranın başına dikilenlerin kendisini protesto ettiğini fark etmemesi olanaksız.
Afrikalı kadından zerre tepki yok. Derken hiç beklemediğim yeni bir protesto sesi geldi: “Yeter artık, rahat bırakın kadını. Irkçılık yapmayın.”
Sarışın, küpeli, pantolonunun dizleri yırtık. Solcu ya da en azından çevreci bir İsveçli delikanlı. Kadının başında dikilen protestocular uğradıkları saldırı karşısında şaşkınlar ama geri adım atmaya niyetli değiller: “Bize nasıl ırkçı dersin. Biz de yabancıyız.”
Karşı karşıya geldiler
İsveçlinin kız arkadaşından geliyor karşı salvo: “Buldunuz Afrikalıyı saldırıyorsunuz. Rahat bırakın kadını.” Protestocular bu kez İsveçlilere yöneldi: “Bize nasıl ırkçı dersin!”
Yerlerinde oturan arkadaşları da onları izledi. İsveçli gençler de yerlerinden kalktı. Kapı sahanlığında karşı karşıya geldiler. Neyse kafa göz birbirlerine girişmediler. Ama tartışma başladı. Bu arada ineceğim durağa geldim. Kapı sahanlığındaki kavga sürmekteydi. Peronda durdum baktım. Afrikalı vagondaki kargaşadan bihaber, kendi dünyasında gülerek konuşmaya devam ediyordu.
En Çok Okunan Haberler
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Ayşe’yi siz öldürdünüz!
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Erdoğan dönemi artık kapandı'
- AKP’li üyeler bütçe oturumunu terk etti
- Mansur Yavaş'tan jet yanıt!
- İstanbul'da metro yangını
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne soruşturma!
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?