Kılıçdaroğlu, kendisine yapılan saldırıyı değerlendirdi: Sopa dağıttılar
Kendi korumalarının dışında diğer güvenlik güçlerinin olaylara müdahale etmediğini belirten Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Soylu için, “Onu İçişleri Bakanı olarak görmüyoruz. Biz gerekirse kendi güvenliğimizi kendimiz sağlayabiliriz” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’nın Çubuk ilçesinde katıldığı şehit cenazesinde kendisine yönelen saldırıyı “Organize linç girişimi” olarak değerlendirdi. Bazı provokatörlerin sopa dağıttığına ilişkin görüntüler olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Her şeyi savcıya bırakmadık. Biz de bir araştırma grubu oluşturduk ve araştırıyoruz” dedi. Kendi korumalarının dışında diğer güvenlik güçlerinin olaylara müdahale etmediğini belirten Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sert eleştiri yöneltti. Kılıçdaroğlu, “Biz onu İçişleri Bakanı olarak görmüyoruz. Biz gerekirse kendi güvenliğimizi kendimiz sağlayabiliriz” değerlendirmesini yaptı.
Kılıçdaroğlu, kendisine yönelik saldırılara ilişkin gazetelerin Ankara temsilcilerine değerlendirmelerde bulundu. Bir sağlık sorunu yaşamadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Korumalar sağ olsun” dedi. Cenaze namazının kılındığı bölgede ciddi bir güvenlik zafiyeti olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, “Bilinçli olarak mı yaratıldı, özel olarak güvenlik alınmadı mı onu bilmiyorum. Onu belki zaman içinde öğrenmiş olacağız” diye konuştu.
Koruma ekibinin cenazeye katılacağını ilçedeki güvenlik birimlerine bildirdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, korunmak için gittikleri eve Emniyet Genel Müdürü, Jandarma Komutan Yardımcısı, Ankara Emniyet Müdürü’nün geldiğini söyledi.
‘Önlem alınmamıştı’
Bahçeli’nin değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, parti lideri olarak şehit cenazesinde yalnızca kendisinin olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “Şehidimizin cenazesine katılmak aileye taziye dilemek, sabır dilemek, başsağlığı dilemek hepimizin ortak görevi. Ben şehitleri öyle görüyorum. Aile ile daha önce de, gitmeden önce bir şekilde temas kuruldu. Daha sonra gittim. Gittiğimde farklı bir tablo vardı orada. Birden fazla yerde görevlendirilmiş insanlar vardı. Normalde bunun önlemlerinin alınması gerekiyordu. O önlemlerin üzülerek ifade edeyim, alınmadığı bir şekilde görülüyordu” diye konuştu.
Kendilerine olay öncesinde özel bir bilgi gelmediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Dışarıdan ciddi kalabalıkların geldiği belli. O kalabalıkların büyük ölçüde bir girişimde bulunmak istedikleri, insanları tahrik ettikleri, bunları görüyordum tabii” dedi.
‘Erdoğan aramadı’
Olayın ardından kendisini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan veya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun aramadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Sayın Davutoğlu’ndan Sezer’e kadar, Abdullah Gül bir mesaj yayımladı. Üzüntülerini bir şekilde dile getirdi. Erdoğan’ın özel kalemi bizim özel kalemi arayarak gelişmeler hakkında bilgi istemişler. Özel kalem nasıl bir bilgi verecek ki? Alacaksa İçişleri Bakanlığı’ndan alacak, orada bakanlar var” değerlendirmesini yaptı.
Kılıçdaroğlu, soru üzerine, olayın kendisine yönelik organize bir linç girişimi olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “Aslında bir terör saldırısı. Sıradan protesto olarak düşünmemek lazım. Bir siyasetçiye karşı organize bir linç girişimi. Bunu görmemek için artık kör olmak gerekir” dedi. Türkiye’nin normalleşmesini istemeyen unsurların olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin süratle normalleşmesi gerekiyor. Çok ciddi sorunlar var. İç politikada ekonomi ağırlıklı, dış politikada ciddi sorunlar var. Türkiye, üzerinde pazarlıklar yapılan bir ülke konumuna geldi. Bu kadar sıkışmış bir Türkiye’nin en azından siyaset olarak ortak hareket etmeye ortak tepki vermeye ihtiyacı var. Sonuçta bu ülke hepimizin ülkesi” diye konuştu. Türkiye’de karmaşa çıkmasını isteyen çok çevre olduğunu, buna izin vermemek gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, demokratik standartların yükseltilmesi gerektiğini kaydetti.
‘Riskin farkında değiller’
Olay sürerken evde olduğu sırada İstanbul’da miting yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüştüğünü ve infiali önlemeye çalıştıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Aslında bizim gösterdiğimiz özeni devleti yönetenlerin göstermesi lazım. Büyük riskin farkında değiller ya da görmezlikten geliyorlar” diye konuştu.
‘Görüntüler elimizde’
Siyasi rakiplerinin ayrımcı dil kullanmalarının giderek kin ve öfkeyi besleyen bir dile dönüştüğünü, bunun kendilerini rahatsız ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, “İktidar medyasınca bu dilin acımasızca kullanılması, televizyon kanallarında her türlü iftiranın yapılması böyle bir garip dünya var karşımızda. Bir de CHP’yi PKK ile beraber göstermek. Şavşat’tan Ardanuç’a giderken, bir de bu saldırıda Akrep aracına bindim. Korumalar olmasa açıkça linç yapacaklar. Sopa dağıtan insanlar da var, görüntüler var elimizde. Özel bir araştırma grubu kurduk. Şu anda bizim o arkadaşlarımız bütün görüntüleri izliyorlar, tespit yapıyorlar. İşi sadece savcıya bırakmadık. Bütün ayrıntıları masaya yatıracağız ve göreceğiz, kim nedir ne değildir. Arkalarda olup olayı tahrik edenler var” dedi.
Valilik: Doğrulayamadık
Öte yandan Kılıçdaroğlu’nun bazı provokatörlerin sopa dağıttığına ilişkin görüntüler olduğunu duyurmasının ardından Ankara Valiliği tarafından sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapıldı. Açıklamada, “Eldeki tüm görüntüler ayrıntılı bir şekilde incelenmiş, görev yapan güvenlik görevlileriyle görüşmeler yapılmış olup, söz konusu iddiayı doğrulayacak herhangi bir bilgi ya da görüntüye ulaşılamamıştır” denildi.
‘Yok öyle bir bakan’ İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisini daha önce hedef gösterdiğine ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu şu değerlendirmeyi yaptı: |
<haber-yatay:1356164,1356620,1356575,1356572,1356463,1356421,1356420,1356659,1356342,1356216,1356700,1355974>
En Çok Okunan Haberler
- Narin Güran davasında karar açıklandı!
- DEM Parti açıklamayı erteledi
- Yolcu otobüsü şarampole devrildi
- Erdoğan'dan yeni 'asgari ücret' açıklaması
- Mahkemenin kararı bekleniyor!
- Sendikalara 'grev', Erdoğan'a 'istifa' çağrısı!
- Suriye'deki son durum ne?
- Yurtdışı seyahatte yeni dönem 1 Ocak'ta başlıyor
- Teğmen Ebru Eroğlu'nun savunması ortaya çıktı!
- Türk Böbrek Vakfı Başkanı 'pestisit' kabusunu anlattı