Kaybedecek ne kaldı

İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2019’da geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere bugün ikinci toplantısını yapıyor. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederas-yonu’nun (TİSK) ev sahipliğindeki bu toplantıda, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile TÜİK uzmanlarının ülke ekonomisiyle ilgili verileri paylaşması bekleniyor. Komisyonun ilk gündem maddesini ülke ekonomisi oluşturuyor. Bu çalışanlar hakkında çok hayra alamet olmayan bir durum. Zira ‘aynı gemideyiz’ söylemi bir kez daha gündeme gelecek, farklı kamaralarda kalanlardan aynı fedakarlık istenecek diye korkuyor emekçi...

Nefes aldırmalı

Bilindiği gibi daha doğrusu emekçinin çok yakından bildiğini gibi, ciddi bir durgunluk, önlenemez bir hayat pahalılığı var. Artan fiyatlara karşı yerinde sayması beklenen de bir asgari ücret. TÜİK’in, Türk-İş’in, DİSK’in yaptığı tüm yoksulluk ve açlık sınırlarının çok çok altında kalan, hedeflenen asgari ücretin bile derde deva olamayacağı bir ekonomik ortam var ne yazık ki...

Ancak payına yoksulluk düşen işçi bu kez az da olsa nefes almak istiyor. Bunun mümkün olduğunu görüyor. Halkının sesine kulak veren yönetimlerin, sorunlarına çözüm bulmak için adım attığını görüyor.

Evet asgari ücret pazarlıklarının başladığı günden bu yana Türkiye’deki emekçinin AB ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) içinde ne kadar asgari ücret aldığını, sıralamaların neresinde kaldığını yazıp çiziyoruz. Yukarıdaki grafiklerde ayrıntıları var asgari ücretlinin hali pür melali...
Sokakta, çarşıda, pazarda konuştuğumuz emekçi, bu gidişin daha ne kadar olacağını soruyor. Artık daha yaşanır bir ücret istiyor ve  artık dayanacak gücü kalmadığını, artık yoksulluğundan başka kaybedecek bir şeyi kalmadığını söylüyor.