Katliamın tanıkları konuşuyor: Köpek gibi azarlanıyorduk
Soma'da katliamdan son anda kurtulun madencilerin ifadeleri kan dondurdu: Kömür çıksın da ne olursa olsun...
Çaresizlik kamerada
TERÖR SALDIRISINDAN DOLAYI POLİS DE ÖNLEMLERİNİ ARTTIRDI
Duruşma salonunun çevresi, önceki duruşmalarda olduğu gibi yine polis bariyerlerinde kapatıldı. Ancak son zamanlarda artan terör olaylarından olayı, hem duruşma için önlem alan polis sayısının arttırıldığı hem de kendi can güvenliklerine yönelik de silahlı nöbetçilerin bulunduğu gözlendi. Otobüslerle Soma'dan gelen ölen madencilerin yakınları arama noktasından topluca geçerek, "Soma'yı unutmadık, unutturmayacağız" pankartı arkasında, ellerince kaybettikleri işçilerin fotoğraflarıyla yürüdü. Yine KESK başta olmak üzere çok sayıda sivil toplum örgütü de duruşma salonu çevresinde pankartlar açıp madenci yakınlarına destek verdi. Duruşmayı HDP İzmir milletvekili Müslüm Doğan da izledi.
Soma'da katliamdan son anda kurtulun madencilerin ifadeleri kan dondurdu. Kazada, H panosunda bulunan Arif Dudu, kazanın olduğundan haberli olmadığını belirterek, "Yangından sonra çıkmak istedik, 'iş bitmeden çıkmak yok' dediler. Olay anında haberimiz olsaydı bir çok kişi kurtuldu" dedi. Olayı H panosundayken haber aldıklarını belirten Dudu, "Vardiya bitti daha yeni çıkacaktık. Elektrikler kesildi, havalandırma kesildi buna rağmen 'işi bitireceksiniz' dediler. Patlamadan haberimiz yoktu. Sonra patlama olduğunu öğrendik. Daha öncede bu tip yangınlar olduğu için önemsemedik hatta aramızda şakalaşıyorduk, küçük bir olay sandık. Daha önce ocakta aynısı olmuştu trafo patlamıştı. Nefesliğe giderek bekledik. Duman üzerimize gelmeye başlamıştı. Etrafımdaki herkes bayılmaya başladı. Seslendim cevap veren yoktu. Az ilerde iki üç kişi gördüm yanlarında oksijen tüpü vardı. orada oksijen tüpünden bir müddet nefes aldık. gece 11'de oradan çıktık. Yolda yaşayan insan yoktu" dedi.
Gaz maskesinin sadece 15 dakika çalıştığını belirten Dudu, "Demir olan kısmı ateş gibi yanıyordu. Çok ısınmıştı. Bize daha önce madene girmeden önce 15 dakika eğitim verildi ve bir kağıt imzalatılarak madene indirdiler. 15 dakika eğitimle madende çalışmaya başladık. Tatbikat bile yaptırılmadı" diye konuştu.
"Kömür çıksın da ne olursa olsun"
Katliamdan bir ay öncesinde madende sıcaklığın önemli oranda artığını belirten Dudu'ya mahkeme başkanı Aytaç Ballı, "Bu durumu kimseye söyledin mi?" diye sordu. Dudu ise, "Söyleseydim de bir şey fark etmezdi ki, Onların derdi kömürdü. Kömür çıksın da ne olursa olsun. Adamlar 1 dakikanın hesabını yapıyorlar. Zaten ısınmayı herkes biliyordu" dedi.
"Taşeron bizim çalıştırdığı kadar para kazanıyordu"
Park Teknik AŞ'den sonra Soma Kömürleri AŞ'ye devredilen madende çalışanların taşeronlara aktarıldığını da itiraf eden Dudu, "Bizi taşeron çavuş Ahmet Şengül'e verdiler. Zaten madenin içi askeriye gibi. Rütbe rütbe. Şengül bizi çalıştırdığı kadar para kazanıyordu. O nedenle bize baskı yapıyordu. Şirkette ona baskı yapıyordu. Bize 'Ya çalışın ya gidin, yapmayacaksan yapacak çok işçi var' deniyordu. İşçiler ne kadar çalışsa da her zaman fazlasını istiyorlardı. Biz madende ilerleme yapamazsak Ertan Ersoy direk Ahmet Şengül'ü buluyordu"
Müfettişlerin geleceğini herkes biliyordu
AKP hükümetinin soruşturma izni vermediği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleriyle ilgili de konuşan Dudu, madende denetim yapacak müfettişlerin geleceği tarihin herkes tarafından bilindiğini, ona göre madende aksaklıkların giderildiğini de açıkladı. Dudu şöyle konuştu
"Müfettişlerin geleceğini biliyorduk. Ana yolları temizliyorduk. Bize 'müfettişler gelecek ayağınızı denk alın' deniyordu. 5 yıldır çalışıyorum benim çalıştığım en sondaki H panosuna müfettiş geldiğini görmedim. Gelseydi zaten haberimiz olurdu. Ama hiç gelmedi."
Dudu, mesai saatleri içinde yukarı çıkmaları halinde amirlerin kendilerini "köpek azarlar" gibi azarladığını da anlattı.
İşletme Müdürü Akın Çelik ise Dudu'ya doğrudan sorular yöneltmesi mağdur avukatlarının tepkisine neden oldu. "Sanık olduğunun farkında değil", "Tanıklara baskı kuruyorlar" diye tepki gösteren avukatlar, sanıkların doğrudan soru soramayacağını söyledi.
Sanık avukatları mahkeme başlamadan önce mağdur ailelerinin kendilerine küfür, hakarette bulunduğunu gerekçe göstererek salonun boşaltılmasını isteyen dilekçeyi mahkemeye sundu. Bu durum aileleri isyan ettirdi.
Sanık avukatlarından Yusuf Koçyiğit de, Afyok Kocatepe Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Ali Sarışık'a madende yaptırılan incelemenin raporunu mahkemeye sundu. Raporda madende kendinden yanma olmadığı, topuk yangınının bulunmadığı belirtiliyor. Bu rapora tepki gösteren mağdur avukatlarından Selçuk Kozağaçlı, "Sanıklar tarafından işletilen madede parasını kendi ödediği bilirkişiye yaptırılan raporun kıymeti yoktur. Delile yazık etmişler"dedi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Manisa'nın Soma İlçesi'nde geçen yıl 13 Mayıs'taki maden kazasında, 301 madenci hayatını kaybetti. Faciadan sonra başlatılan adli süreçte, aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı. 2 Mart tarihinde iddianame Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, tutuklu 8 kişi için, 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20-25 yıl, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 162 kez 2-6 yıl hapis cezası istedi. Tutuksuz 38 zanlı için de, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2-15 yıl hapisle cezalandırılmaları istendi. Ancak bu kişilerden, 25'inin cezalarının, kusur durumundan dolayı 3'te 1 oranında artırılması talep edildi. 13 Nisan'da ilk kez hakim karşısına çıkan 46 sanık, peş peşe yapılan 8 duruşmada, savunmalarını yaptı. Geçen 28 Ağustos'ta tamamlanan duruşmalardan sonra mahkeme, 13 Ekim tarihine duruşmaları ertelemişti.
DAVANIN SANIKLARI
Cezalandırılmaları istenen sanıklardan tutuklu olan ilk 8 kişi: Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy ve emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik. Tutuksuz yargılanan 37 sanık ise maden mühendisleri Yalçın Erdoğan, Harun Güneş, Fuat Ünal Aydın, emniyet teknikerleri Ergün Yılmaz, Coşkun Derici, Necati Karadeniz ve Harun Yılmaz, Erdem Cambaz, Serkan Kocaman, Soner Günay, Ümit Şahin, Nazmicem Nesemioğulları, Hüseyin Alkan, Adem Ormanoğlu, Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Efkan Kurt, Mehmet Bayri, Sertan Günay, Batuhan Ünlüyol, Ozan Sezer, Erdoğan Cinoğlu, Halil Sarı, Serhat Dinç, Saltuk Alp Demir, Uğur Karabulut, Serdar Günay, Mehmet Uçgun, Ömer Değirmenci, Fahri Pançar, Olcay Erşin, Mehmet Avcı, Halil Burhan, Hüseyin Ergin, Hilmi Karakoç, Mehmet Erez ve Caner Uysal'dan oluşuyor.
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- ABD basınından Esad iddiası