‘Kargo bedava’ sloganı, 14 saate uzayan mesai demek; Bu ‘cuma’ sadece kargo işçisine ’kara’

Belli dönemlerde artan e-ticaret, iş olanağı yarattığı gibi ciddi bir emek sömürüsüne de sebep oluyor.

‘Kargo bedava’ sloganı, 14 saate uzayan mesai demek; Bu ‘cuma’ sadece kargo işçisine ’kara’
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.03.2020 - 04:37

Dolaşmadan alışveriş yapmayı, mesai başındayken hediye almayı her geçen gün daha sever olduk. Böylece e-ticaret, ülkedeki birçok sektöre oranla hızla büyüme fırsatı yakaladı. Yeni iş olanakları ve pek çok işsize iş oldu... Peki, her şey göründüğü gibi mi? Türk-İş üyesi Tüm Taşımacılar Sendikası’na göre, sektörde işler pek de parlak görünmüyor.

Buna göre, sevgiliye gönderilen tek bir kırmızı gül, bazen hayat karartıyor. E-ticaretin büyük oyuncuları, belli günlerde, “kargo bedava” kampanyalarıyla günlük 1 milyonluk hedef  bile koyabiliyor. Müşteri kaçmasın diye “oluşturulan akıllı çözümler”, “jet ya da ekspres şirketler” birer taşeron cenneti yaratıyor. Günlük teslim bedeli üzerinden yapılan anlaşmalar gece yarısına kadar aralıksız çalışma, 14 saati aşan mesai ve gün sonunda, çalışan açısından o günü kurtarmanın dışında hiçbir kazanımı olmayan bir iş... 

EN FAZLA 80-90 DAĞITIM

Normal koşullarda bir günde en fazla 80 ya da 90 dağıtım yapılabileceği belirtiliyor. Kurulan şahıs şirketleri, evini işyeri adresi olarak gösterebiliyor, zira artık lojistik açısından depolamaya ihtiyaç duyulmayan modeller söz konusu. Ürünü, ürettiği yerden alıp son tüketiciye ulaştırmak mümkün ve daha az maliyetli. Bu modelde kaybeden, vergi alamayan devlet ve pazarlık gücü olmayan işçi oluyor.

KONTROL DE YOK DENETİM DE

Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) Başkanı Kenan Öztürk, 20 yıldır sendikacılık yaptığını, bugünkü gibi bir denetimsizlik görmediklerini anlattı. Öztürk’ün yaptığı değerlendirme özetle şöyle:

- Kuralsız çalışmanın tüm araçları buralarda kullanılır oldu. İşin daha kötü yanı, Çalışma Bakanlığı, İŞKUR gibi kurumların da olaya duyarsız kalmaları.

- Eskiden bir işyerine şikâyet yapılsa, Çalışma Bakanlığı ya da İŞKUR müfettişleri oraya giderdi. Sonuçta devletin aldığı vergi ve prim geliri söz konusu. Şimdi beş kez şikâyet edilen yerlere bile müşfettiş gönderilmiyor. En küçük bir denetim yok.

- Hatta merdiven altı şirketler bile 3 aylık, 6 aylık İŞKUR programları ile işçi çalıştırıyor.

- Çoğu, kolay atabileceği göçmen işçileri çalıştırıyor.

- Her  tarafta Suriyeli, Pakistanlı, Afganistanlı, Türkmenistanlı ya da bir başka ülke yurttaşlarını görüyoruz.

- Şikâyetler valilik, İŞKUR ve Emniyet arasında dolaşıp duruyor. 

- Hem bu gayri insani koşullarda çalışanlara yazık hem de sigorta, işçi ve işveren primi ödeyen işverene...

- Sigortalı olmak yalnız bizim işkolunda değil, pek çok sektörde lüks haline geldi.

- Çözüm için üyesi olduğumuz Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) ile Avrupa Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ETF) ile görüşme halindeyiz. 

- Yurt dışında da benzer durumlar oluyor ama bizdeki kadar vahşi koşullar hiçbir yerde yok tabii...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon