Kaleli: Gerekçeli karar aydınlatacak
Tutuklu milletvekilleriyle ilgili kararı veren heyetin başkanı Serruh Kaleli, kararı Cumhuriyet'e anlattı. Kaleli, "Gerekçemiz farklı yorum ve anlaşılmaları ortadan kaldıracak. Vermiş olduğumuz karara sebep olan ihlal neyse o ihlal giderilecek" dedi.
Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ile ilgili kararı veren Anayasa Mahkemesi Heyetinin Başkanı Serruh Kaleli, son derece önemsenen bir karar olduğu için gerekçeli kararı hafta başında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaştırmak için yoğun olarak çalıştıklarını bildirdi. Kaleli, “Gerekçeli kararımızı herkesin bilebilir hale gelmesiyle farklı yorum ve anlaşılmaları ortadan kaldıracağımızı düşünüyoruz” değerlendirmesini yaptı. Hüküm üzerine karar vermediklerine işaret eden Kaleli, “Vermiş olduğumuz karara sebep olan ihlal neyse o ihlal giderilecek” dedi.
Mustafa Balbay ve Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın bireysel başvurusunu sonuçlandıran ve hak ihlaline uğradıkları saptamasını yapan heyete başkanlık eden Serruh Kaleli, konuya ilişkin sorularımızı yanıtladı.
‘Yanlış anlaşılmalar giderilecek’
Kararla ilgili tartışmalara girmek istemediğinin altını çizen Kaleli, “Kamuoyunda son derece önemsenen bir karar olduğu için yoğun bir çalışmayla gerekçeli kararımızı tamamlamaya çalışıyoruz. Planlamamıza göre hafta başında mahkemesine (13. Ağır Ceza Mahkemesi)ulaştıracağız. Gerekçeli kararımızı herkesin bilebilir hale gelmesiyle farklı yorum ve anlaşılmaları ortadan kaldıracağımızı düşünüyoruz” görüşünü dile getirdi.
‘Özgürlükten yana yorumlanmalı’
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hüküm vermesi nedeniyle dosyadan el çektiği gerekçesiyle yeniden ele almayabileceği yorumlarını anımsatmamız üzerine Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Serruh Kaleli, “Hukukta katı yorumdan ziyade haktan ve özgürlükten yana lehe yorumlar getirmek lazım. Bir boşluk olmadığını da düşünmek lazım. Birisi bu görevi üstlenecek. Hakkın özüne dokunan ihlalin ortadan kaldırılmasına yönelik kullanılacağı açıktır” yorumunu yaparken, Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 50. maddesinin ikinci fıkrasına dikkat çekti.
Kaleli’nin işaret ettiği yasanın 50/2. maddesinde, “Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir” hükmü yer alıyor.
‘İhlali saptıyoruz, hüküm vermiyoruz’
Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru konusundaki yetki ve pozisyonunun kimi zaman yanlış yorumlanabildiğini söyleyen Serruh Kaleli, bulundukları konumu ve aldıkları kararın yansımasını şöyle açıkladı: “Biz hüküm üzerine karar veren bir mahkeme değiliz. Sadece hak ihlalini tespit ediyoruz. Yeni bir hüküm kurmuyoruz. Vermiş olduğumuz karara sebep olan ihlal neyse o ihlal giderilecek. O ihlalin giderilmesinin sorumlusu da mahkemesidir. Yoksa biz hükme ilişkin bir şey söylemiyoruz. Kararımız yargılama dosyasının esasına ve hüküm fıkrasına ilişkin değildir. Kurulmuş hükümle bizim bir hukuki bağlantımız yok. Doğrudan doğruya yargılama süreci içerisinde ihlal edildiğini düşündüğümüz bir hakkın giderilmesine yönelik. Yasanın işaret ettiği mahkeme, ihlal kararını ve sonuçlarını ortadan kaldıracak bir karar kuracak. Mümkünse de dosya üzerinden verecek. Yasa bu şekilde diyor.”
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!
- ABD basınından Esad iddiası