‘Kahredenlerin sonu şerefine’

“Daire” filmiyle ödül kazanan Fatih Al, “Bugünlerde düşünceye saldırı var, sıkıntıdan ötürü bir saldırı bu. Hani bizi kahreden... O yüzden ben bu ödülü, ‘hepimizi kahredenlerin sona erdiği o günlerin’ şerefine kaldırdım” dedi.

‘Kahredenlerin sonu şerefine’
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.06.2014 - 10:05

Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı’nca 25.’si düzenlenen “Ankara Uluslararası Film Festivali”nde “Ulusal Uzun”, “Kısa” ve “Belgesel” dallarında ödüller sahiplerini buldu. “En İyi Film” ödülü, yönetmen Atıl İnaç’ın “Daire” filmine verildi. Tören ekatılamayan İnanç, gönderdiği mesajda “Ödülü o güzel çocuğa, Berkin Elvan’a ithaf ediyorum” dedi.

“Şarkı Söyleyen Kadınlar” 5 dalda ödüle değer görülürken, gecenin en dikkat çeken ismi ise “En İyi Erkek Oyuncu Ödülü”nün sahibi oyuncu Fatih Al oldu. Al, “Bu ödül hepimizi kahredenlerin sona erdiği o gün için” deyince, salon Al’ı dakikalarca ayakta alkışladı. Sinema ve tiyatro oyuncusu Mert Fırat da her türlü baskıya karşın sanatçıların “dik değil, doğru durması gerektiğine” dikkat çekerek, “Bizlerin Meclis’e girme gibi kaygısı yok. Buna rağmen siyaset yapma hakkımız var, çünkü biz halkız. Çünkü ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’” göndermesinde bulundu.

25. Ankara Uluslararası Film Festivali”nin ödül töreni önceki gün akşam Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Salonu’nda gerçekleşen törende Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Enver Arslan, gelecek yıl yapılacak festivale “iki katı kadar destek vereceklerini” belirterek, “Sinemamızın bugün nerelere geldiğinden söz etmeye gerek yok. Cannes’dan Altın Palmiye Ödülü aldık; sıra Oscar’da” dedi.

 

‘Düşünceye saldırı var’

Festivalde “En İyi Erkek Oyuncu Ödülü”ne değer görülen Fatih Al ise Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, Ankaralı bir sanatçı olduğunu, İstanbul’da pek çok projede yer aldığını ancak her şeye karşın evini hâlâ İstanbul’a taşımadığını belirterek, “Ben Ankara’yı bir meyve ağacına benzetiyorum. Vakti geldiğinde o meyveler yerlere kadar eğiliyor ağaçlardan. Sonra birileri geliyor, topluyorlar, sepetlerine koyuyorlar, satıp satıp İstanbul’a taşıyorlar. Çoğu da o sepetlerde çürüyor. Halbuki Ankara’da biz, heykeltıraşından ressamına dek, birbirimizi bulsak, çok daha iyi işler yapacağız” dedi.

“Daire” filminde, tiyatrosu kapatılan bir oyuncunun öyküsünün anlatıldığını belirterek, “Ben bir felsefe öğretmenini canlandırdım. Bugünlerde düşünceye saldırı var, sıkıntıdan ötürü bir saldırı bu. Hani bizi kahreden... O yüzden ben bu ödülü, ‘hepimizi kahredenlerin sona erdiği o günlerin’ şerefine kaldırdım” görüşünü dile getirdi.

 

‘Bu ödül sanata ve sanatçılara...’

“En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü “Daire” filmindeki rolüyle alan Nazan Kesal da filmde, tiyatrosu kapatıldığı için “gassal” olmak zorunda kalan bir oyuncuyu canlandırdığını belirterek, “Şimdiki zaman sanatı ve sanatçıyı sevmeyen, ötekileştiren bir zaman. Bir türlü sevdiremedik kendimizi. Oysa sanat olmazsa, bütün bu kötülüklerin altından nasıl kalkarız, nasıl katlanırız bunlara? Bu nedenle ödülü sanata ve sanatçılara adıyorum” dedi.

 

‘Dik değil, doğru durmalıyız’

Festivalin “Ulusal Uzun Film” jürisinde yer alan tiyatro ve sinema sanatçısı Mert Fırat da Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, son yıllarda sanata ve sanatçılara, özellikle tiyatroya yapılan saldırıları şöyle değerlendirdi:

“Bazen medyayı, radyoyu, kısacası iletişim araçlarını kullanarak, gerçekleri eğip bükebilirsiniz. Ancak tiyatroda, o sahnede bunu yapamazsınız. Galiba bu nedenle en tehlikeli şey iktidarlar için tiyatro. Sinema da öyle... Özellikle son çekilen sinema filmlerinde bir dönemin eleştirilerine tanık oluyoruz.”

 

‘Saldırılar bizi etkilemiyor’

Fırat, Gezi Parkı eylemleri sonrasında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tiyatro sanatçılarını hedef alan sözlerine ilişkin olarak da “Bu tür söylemler bizi etkilemiyor. Biz ve bizim arkadaşlarımız, her şeyden önce bir sanatçının doğru durması gerektiğini biliyoruz. O yüzden de biz, dik değil, doğru durarak yolumuza devam edeceğiz. Meclis’e girmek gibi bir kaygımız yok. Ancak buna rağmen siyaset yapma hakkımız var. Çünkü biz, halkız. Çünkü ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.’ Sonuna kadar dışarıdan siyaset yapmayı, kirli dünyaya girmemeyi hedeflediğimiz için de doğru duruyoruz.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler