Kadınlar patron olunca

Giderek sadece kadınların başrolde olduğu ve kadınlık hallerinin konuşulduğu filmler çoğalıyor. Açıkçası ben de bir kadın filmi diye gitmiştim ama biraz Amerikan usülü Recep İvedik çıktı karşıma! Gag’lar o tarz. Yine de çok güldüm, güzel güldüm, nasıl da güldüm! Ve sadece ben değil, herkes güldü, oh birazcık güldük hiç olmazsa. İlk fırsatta “Eltilerin Savaşı’na da gideceğim, snobe etmenin anlamı yok, halkım iki haftadır seyrediyor madem, gidip bakalım, neye gülüyorlar?

Kadınlar patron olunca
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.02.2020 - 02:00

Bu filmde kadınlık hallerine gülünüyor: Mia(Tiffany Haddish) ve Mel(Rose Byrne) çocukluklarından beri iki iyi arkadaş. Üstelik birlikte oturuyor, birlikte ot içiyor, aynı eve arada sevgililerini de atıyorlar! Birlikte yaşamaları yetmemiş, bir de küçücük bir şirket kurmuşlar, biri gey, biri dul, iki yardımcılarıyla birlikte, artizanal biçimde kozmetik ürünleri yapıp satıyorlar. Hayatlarından memnunlar, arada kolejden kalma kız arkadaşlarıyla buluşup hem ürün pazarlıyor, hem fena halde eğleniyorlar. Ama muhasebede işler o kadar da iyi gitmiyor, borçlar arttıkça artıyor. Bu işten kurtulmanın yolu şirketi satmak mıdır, ortak almak mı, üstelik bir de kozmetik ürünlerin kraliçesi Claire Luna, kurt gibi alıcı çıkmışsa! Üstelik o da Selma Hayek’se! Claire Luna’nın şirketi ele geçirmek için planı, iki arkadaşın arasını bozmaktır, işte tam da burada kadınlık hırsları, dostluk, kadının kadına yapabilecekleri devreye giriyor! Gülüyorsunuz ama dostluğun ticaretten daha önemli olduğunu da düşünüyorsunuz. Neyse ki bu çok da ciddi olmayan bir komedi filmi! Sonunda işler tatlıya bağlanırken kapitalizmin bazı gerçeklerine de geçerken değinmiş olunuyor! Hoş ve boş mu, biraz öyle ama yine de çok fena değil sanki!  Miguel Arteta da çekerken iyi eğlenmiştir. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon