Kadın personele izin: Var olan eşitsizliği derinleştiriyor

10 yaş ve altı çocuğu olan kadınların idari izinli sayılması cinsiyetçi rolleri pekiştirdi, eşitsizliği belgeledi.

Yayınlanma: 22.04.2021 - 02:00
Kadın personele izin: Var olan eşitsizliği derinleştiriyor
Abone Ol google-news

Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle Covid-19 ile mücadele için alınan önlemler kapsamında, kamu kurumlarında çalışan, 10 yaş ve altı çocuğu olan kadınların idari izinli sayılarak evden çalışması kararı alındı. Karar, cinsiyet eşitsizliğinin temellendirilmesi şeklinde eleştirilere neden olurken birçok kurumda da zaten uygulanmadığı ortaya çıktı. Eğitim Sen 4 No’lu Şube Sekreteri, KESK Kadın Meclisi üyesi Döne Gevher Koyun ve ILO Türkiye Direktörü Numan Özcan’a göre olması gereken babanın da sorumluluk aldığı ebeveynlik izni. 

EVİN İÇİNE SIKIŞAN ÜÇLÜ ROL

“Eğitim Sen olarak çocuk bakımından doğan tüm izin haklarının sadece kadın üzerinden tanımlanmasını doğru bulmuyoruz” diyerek sözlerine başlayan Koyun, okullarda uygulamada farklılıklar yaşandığını belirterek “Bazı okullarda uygulanırken bazı okullarda uygulanmıyor. Bakanlığın gönderdiği genelgedeki 8. ve 9. maddelerde idari izinli sayılan personelin ihtiyaç dahilinde çağrılabileceği yazıyor. Bu, çok esnek bir cümle, zaten bakanlığın yaklaşımı da bunun üzerinden gidiyor” dedi. 

Kadınlar açısından zaten var olan cinsiyetçi rollerin bu gibi kararlarla yeniden tanımlandığını ifade eden Koyun, “Çocuk bakımının anne izni olarak değil, ebeveyn izni olarak tanımlanması gerekiyor. Kadın ya da erkek, hangisi istiyorsa onun kullanabileceği şekilde olmalı” şeklinde konuştu. Koyun, kararın çevrimiçi dersleri kapsamadığını da belirterek “İdari izin sadece yüz yüze eğitim için geçerli. Çocuk sahibi öğretmen anneler, çevrimiçi dersler de dahil olmak üzere hem annelik hem velilik hem de öğretmenlik yapıyor. Bir evin içine sıkışan üçlü rol, kadını emek anlamında çok daha zorluyor” dedi.

İSTİHDAMDA UÇURUM

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Direktörü Numan Özcan da 2018 yılında yayımlanan “İnsana Yakışır İşlerin Geleceği için Bakım İşi ve Meslekleri” başlıklı ILO raporunun bu konularda çarpıcı veriler ortaya koyduğunu belirtti. 

Özcan, şöyle devam etti: “Rapora göre Türkiye’de küçük çocuğu olan kadınların istihdama katılımı yüzde 24 iken anne olmayan kadınlarda bu oran yüzde 34’tür. Ayrıca evde bakım sorumluluğu olmayan kadınların kayıt dışı istihdam oranı yüzde 42 iken bakım sorumluluğu olan kadınlarda bu oran yüzde 62’ye yükselmektedir. Covid-19 salgın döneminde, kadınların çalışma yaşamı ve evdeki işler için harcadıkları sürenin değiştiği ve toplumsal cinsiyet rollerinden dolayı yüklerinin daha da ağırlaştığı göz önüne alındığında bu ağırlaşan ve artan yükün çalışma yaşamında da ücret farkı, yatay ve dikey ayrımcılık gibi farklı eşitsizlik biçimleri ile tezahür ettiği ve kadınları işgücünün dışına çıkmak durumunda bıraktığı açık.”

Dünya Ekonomik Forumu Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2021 Raporu’na göre dünyada cinsiyet eşitliğine ulaşmak için gereken süre 135.6 yıl. Raporun cinsiyet eşitliği endeksinde Türkiye, 3 basamak daha geriledi; 156 ülke içinde 133. sırada.

EV İÇİ YÜK FAZLA

“Annelik izni” kararını yorumlayan Numan Özcan, konunun iki boyutu olduğunu ifade ederek “Alınan önlem bir anlamda, kadın çalışanların ev içi yükünün fazla olduğunu teyit etmiş oluyor. Diğer yandan ise bu iznin sadece kadın çalışanlara verilmiş olması, çocuk bakımının kadınların görevi olduğu düşüncesinin bir yansıması” dedi.

POLİTİKA GELİŞTİRİLMELİ

Özcan’a göre çözüm, toplumsal cinsiyete duyarlı politikaların geliştirilmesi ve uygulanması: “Bu tür izinlerin aynı durumdaki babalarca da kullanılabilmesine imkân sağlamak faydalı olacaktır. Çalışma yaşamındaki kadın-erkek ayrımının derinleşmesinin önüne geçmek için büyük bir adım atılabilir.” 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler