Kadın üniversitelerinin 2021 programında yer almasına tepki

Kadın üniversitelerinin 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer alması tepki çekti. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, “Bu, kadın politikasızlığının dibini göstermek oluyor. Türkiye’de eğitim sistemini kadın-erkek üzerinden ayrıştırma noktasına gider” uyarısında bulundu.

Kadın üniversitelerinin 2021 programında yer almasına tepki
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.10.2020 - 05:30

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2019’da Japonya ziyaretinde gördüğü ve Türkiye’ye döndüğünde YÖK Başkanı Yekta Saraç’a “Çalışmanı buna göre yap” talimatını verdiği kadın üniversiteleri, 11. Kalkınma Planı’nın ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nca hazırlanan 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda da yer aldı. TKDF Başkanı Güllü, kadın üniversitelerinin, “kadın politikasızlığının dibini göstermek” olduğunu söyledi. Güllü, “97. yılını kutlayacağımız Cumhuriyette böylesine bir politikasızlığı izleyen iktidarın aslında kendiyle çelişmeyen, kendini kanıtlayan bir yöntemidir. 18 yıldır iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, kadın cinsini ayrıştırmaya yönelik kadını kutuplaştırmaya, ötekileştirmeye ve ‘kutsal aile yapısı’nın bir figürü olmaya iten yolun taş döşemesinin son hamlesidir” dedi. 

‘TARTIŞMAYI DERİNLEŞTİRİR’

Bazı illerdeki kadınlara özel vagon ve otobüs uygulamasının kamu ombudsmanı tarafından yanlışlığının bildirildiğini vurgulayan Güllü, “Pembe vagonu yerel yönetimdeki belediye zihniyeti olarak görebilirsiniz ama iktidar eğer kadın üniversitelerini koyarsa bu ayrıştırıcı politika, bütün yerelde yaygınlığı sağlayacak bir politikadır” dedi. Kadın üniversitelerinin, karma eğitimin daha yüksek sesle tartışılmasına neden olabileceğine dikkat çeken Güllü, 4+4+4 eğitim sistemiyle kız çocuklarının okuldan erken ayrıldığını ve imam hatiplerin kız-erkek olarak eğitim verdiğini anımsattı. Güllü, “Tartışmayı tekrardan derinleştirir ve Türkiye’de eğitim sistemini kadın-erkek üzerinden ayrıştırma noktasına gider” dedi. İktidarın, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki kız liselerini anımsatarak kendini savunduğunu söyleyen Güllü, “Osmanlı’daki kafes arkasındaki kadınları okullaştırmaya çekmenin bir adımıdır o dönemin kız liseleri. Bugünün Türkiyesi’nde ayrıştırmayı derinleştirici nüans anayasaya aykırıdır. 100-150 yıl geriye gitmenin âlemini görmüyoruz” dedi. 

‘EĞİTİMLİ, BİAT EDEN KADIN MODELİ’

CHP Parti Meclisi üyesi ve Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, yazılı açıklama ile kadın üniversitelerinin “akademinin, kadın örgütlerinin, siyasi partilerin, öğrencilerin görüşü alınmadan tepeden inme ve talimatla yaşama geçirilmeye çalışıldığını” belirtti. Nazlıaka, “Bugüne kadar AKP hükümeti, kadını, üç çocuk ısrarı, kürtaj karşıtlığı, nafaka hakkı ve İstanbul Sözleşmesi karşıtlığı üzerinden değerlendirdi. Yetmedi, aile içine hapsederek edilgen bireylere çevirmeye, ucuz işgücü kaynağı olarak görmeye devam etti. Şimdi bir de kadın üniversiteleri ile eğitimli ama her koşulda biat eden bir kadın modeli yaratmaya çalışıyor” dedi. Modelin ideolojik bir hamle olduğunu, dindar ve kindar neslin yetiştirilmesinin devamı niteliğindeki politikalara hizmet edeceğini kaydeden Nazlıaka, “Sanki tüm sorunları hallettik de sıra, kadın erkek eşitliğine inanmayan, kadınları fıtrat çerçevesinde değerlendiren bir anlayışın akademik alana tekelden müdahalesine geldi. Türkiye’nin kadın ve statüsü konusunda kendisinden daha geri konumda olan Japonya’yı örnek alacak bir hali yok. Hatta atılması planlanan bu adım, bizim yüz yılı aşkın verdiğimiz demokratikleşme mücadelesine, kazanımlarımıza ket vuracak büyük bir tehlikedir. Karma bir eğitim modelinde, eğitim sisteminin bütün çıkmazlarına rağmen başarılı olan kadınları, 150 yıl geriden gelen Japonya’nın kadın üniversiteleri modeline mahkûm etmek kabul edeceğimiz bir durum değil” ifadelerini kullandı. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler