Japonya'da intihar oranı neden yeniden artıyor?
Ülkede eylül ayında 1800'den fazla kişi intihar etti. Aynı dönemde 20 yaşın altındaki kadınlar arasında intihar oranı geçen yılın aynı dönemine kıyasla dört kat daha fazla. Japonya hükümeti, koronavirüs salgınının birçok gencin yaşamını değiştirdiğini belirtiyor ve zor durumdaki gençlerden sorunlarını gizlememelerini istiyor.
Japonya'da son 20 yılda büyük uğraşlar sonucu azalan intihar oranı koronavirüs salgınıyla birlikte bu yıl özellikle genç kadınlar ve kız çocukları arasında yeniden artıyor. Ülkede eylül ayında 1800'den fazla kişi intihar etti. Aynı dönemde 20 yaşın altındaki kadınlar arasında intihar oranı geçen yılın aynı dönemine kıyasla dört kat daha fazla. Japonya hükümeti, koronavirüs salgınının birçok gencin yaşamını değiştirdiğini belirtiyor ve zor durumdaki gençlerden sorunlarını gizlememelerini istiyor.
Japonya'da son iki ayda intihar edenler arasında dört de ünlü vardı. Ülkede akıl sağlığı hakkında konuşmak hala tabu.
Bir zamanlar OECD ülkeleri arasında Güney Kore'den sonra en yüksek intihar oranına sahip ülke konumundaki Japonya, ekonomik ve sosyal tedbirleri arttırarak bu oranı büyük ölçüde indirmeyi başarmıştı. 2019 yılında intihar edenlerin sayısı ilk kez 20 binin altına düştüğünde herkeste bir umut belirmişti.
Ta ki bu yılın başında koronavirüs salgını ortaya çıkana dek.
1990'larda yaşanan intiharların çoğu hayat boyu iş garantisinin kaybolmasıyla işini kaybetmekten duyduğu utançla yaşamak istemeyen orta yaş ve üstü erkeklerden oluşuyordu. Ancak bu yıl ocak ayından beri 30 yaş ve altı genç kadınlarda intihar vakaları yüzde 74 artmış durumda.
Çoğunlukla yarı-zamanlı işlerde çalışmak zorunda bırakılan Japon kadınlar, salgın nedeniyle işlerini en erken kaybeden grup oldular.
Arkadaşlarla buluşmaların salgın nedeniyle bittiği "yeni normale" alışamayan, işyerlerinin ve okulların kapatılmasıyla bir anda hem koca hem de çocuklarıyla dar bir evde tüm günü geçirmek zorunda kalan, çalışıyorsa hem ev ve hem de işi beraber götürmeye çalışan kadınların stresinin arttığı görülüyor.
ÜNLÜ ÜNSÜZ HERKES UMUTSUZ
Dışarıdan bakıldığında sinema oyuncusu Yuko Takeuchi'nin yaşamı oldukça parıltılı görünüyordu. Gişe rekorları kıran filmlerde yer alan, Japonya'nın en önemli sinema ödüllerinden birini üç defa kazanan 40 yaşındaki bu genç kadın ve en az kendisi kadar ünlü aktör eşi, daha yeni ikinci çocuklarını kucaklarına almışlardı.
Ancak Takeuchi geçen ay intihar etti. İntiharının nedeni bilinmiyor.
Kişinin iç dünyasında yaşadıklarının (honne) üstünü örtüp dış dünyaya verdiği izlenimi (tatamae) her şeyin üstünde tuttuğu Japonya'da toplumun uyumlu işlemesi için insanlar kendi kişisel istek, ihtiyaç ve arzularına gem vurup otoritenin yönlendirmelerine göre yaşamak zorunda bırakılıyor. Öyle ki Japoncada "Başını gösteren çivi çekiçle yerine oturtulur" şeklinde bir atasözü bile var.
Toplumun iyiliği için "dayanmak zorunda" oldukları bu durum, örneğin salgın nedeniyle maske takma konusunda Japon sağlık uzmanlarının komutlarına harfiyen uyan 125 milyon nüfuslu Japonya'nın, dünya giderek artan sayıda koronavirüs vakası ile boğuşurken salgınla mücadelede inanılmaz bir başarı yakalamasını sağladı.
Ancak başkalarının size biçtiği bir yaşama zorlanma, özellikle göz önünde olan ve sürekli "mükemmel" görüntüsü çizmek durumda bırakılan sanatçıların kendi hayranları tarafından bile sosyal medyada acımasızca eleştirilmelerine neden oluyor.
JAPON TÜRÜ MAHALLE BASKISI
İntiharının yarattığı şok geçer gibi olunca bazı hayranlarının Yuko Takeuchi'nin geride yeni doğmuş bebeğini bırakmasına atıfta bulunarak genç kadını sorumsuz ve kötü bir anne olarak eleştirdikleri görüldü. Bazıları ise Takeuchi'nin yaşadığı evin yüksek kirasını kastederek paranın mutluluk getirmeyeceği konusunda hemfikirdi.
Oysa ki uzmanlar, koronavirüs salgınıyla beraber işlerini kaybedip bunalıma sürüklenen ancak psikologdan yardım aldığı duyulursa bunun kariyerini olumsuz etkileyeceğini düşünenler arasında pek çok sanatçı veya Japonya'daki adıyla "tarento" (İngilizce "yetenek" anlamındaki talent kelimesinden türetilmiş) olduğunu belirtiyorlar.
Akıl sağlığı konusunda konuşmayı ve yardım almayı hala zayıflık addeden bir kesim insan nedeniyle bu konu Japonya'da hala tabu olarak görülüyor.
Amerikan New York Times gazetesine konuşan Japonya İntihar Karşıtı Önlemleri Tanıtım Merkezi yöneticisi Yasuyuki Shimizu, "İnsanlar bir danışman veya terapiste gidebileceklerini düşünmedikleri gibi zayıf yönlerini en yakınlarına bile gösteremiyorlar" diyor.
Artan intihar olayları nedeniyle yeni kurulan hükümet kanadından bir açıklama yapmak zorunda kalan eski Sağlık Bakanı ve yeni kabine sözcüsü Katsunobu Kato, "İnsanların kendi dertlerinden dolayı kendilerini yalnız hissetmemeleri için birbirimizi sıcak bir şekilde kucakladığımız ve gözkulak olduğumuz bir toplum yaratmaya çalışmalıyız" diyor.
Japon toplumunun bir günde değişmeyeceğini bilenler ise bir şeyler yapılmazsa bu dileğin hayalden öteye geçemeyeceği görüşünde direniyorlar.
En Çok Okunan Haberler
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- Ölüm nedeni belli oldu
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- AKP ve CHP döneminin harcama raporu!
- MEB’ten skandal karar: Müdüre üstün başarı ödülü!
- 'İsrail'e petrol sevkıyatı' gerilimi!