"İzmir'in çatısı' 13 yıl sonra AİHM’de

ÇED iznine karşı açılan ve 13 yıldır süren davada iç hukuk yolları tükendi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 23.07.2018 - 22:14

“İzmir’in çatısı” olarak nitelendirilen Efemçukuru’nda TÜPRAG Madencilik tarafından işletilen altın madenine verilen ilk ÇED iznine karşı açılan dava, iç hukuk yollarının tükenmesi üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındı. Başvuru dilekçesinde, adil yargılanma ve sağlıklı çevrede yaşama hakkının yok sayıldığı vurgulandı.

İzmir’in içme suyunun yüzde 40’ını karşılayan Tahtalı Barajı Havzası’nda kalan madene 8 Eylül 2005 tarihinde ÇED onayı verilmişti. Bunun üzerine İzmir 4. İdare Mahkemesi’ne başvuran yaşam savunucuları, 13 yıl süren hukuk mücadelesini başlatmıştı. Son olarak Anayasa Mahkemesi (AYM) davayı kabul edilebilir buldu ancak hak ihlali olmadığına karar verdi.


Barajı tehdit ediyor

Bunun üzerine Oya Otyıldız, Ömer Turgut Erlat, Banu Dalgıç Cangı, Ertuğrul Barka ve Gönül Kaya, kendisi de davacılardan olan avukatları Arif Ali Cangı aracılığıyla AİHM’ye başvurdu. Adil yargılanma ve sağlıklı çevrede yaşama hakkının ihlal edildiği vurgulanan AİHM dilekçesinde, yıllar süren hukuk mücadelesi anımsatıldı, süreçteki yanlı ve bilimselllikten uzak bilirkişi raporlarına, şirkete kapasite artırımı için verilen yeni izinlere dikkat çekildi. 13 yılı bulan yargılama nedeniyle, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği belirtildi. Özellikle madenin yeraltı suları aracılığıyla Tahtalı Barajı’nı tehdit ettiği kaydedildi.

‘Hak ihlali yok’ dedi

Davacıların avukatı Arif Ali Cangı, Efemçukuru Altın Madeni’nin İzmir’in su havzasını kirletmeye başladığına ilişkin tespit ve raporlar olduğunu vurgulayarak “Buna rağmen madenci yanlısı merkezi iktidarların uygulamaları, itiraz etse de yetersiz kalan yerel yönetim yüzünden kirletici faaliyet 1 Haziran 2011 tarihinden bu yana yerin altında genişleyerek devam ediyor” dedi.
Cangı şunları söyledi: “Bu ÇED Raporu kentin su havzasını korumakla yükümlü İZSU’dan dahi gizlenerek onaylandı. Yargılamalarda seçilen bilirkişilere ve verilen raporlara yaptığımız itirazlar görmezden gelindi. İzmir’in ihtiyacı olan Çamlı Barajı projesi yok sayıldı. Adil olmayan yargılamalar sonucunda davamız reddedildi. Anayasa Mahkemesi de başvurumuzu kabul edilebilir buldu ancak, hak ihlali yok dedi. Geriye tek bir hukuki yol kaldı; AİHM. İzmir’in yaşamsal sorununa ilişkin davasını AİHM’ye taşıdık. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi ile 8. maddesinden ihlal kararı çıkacağını umut ediyoruz.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler