İzmir’de Tunç Soyer’in girişimiyle 45’i bilim insanı 400 katılımcı bir araya geldi
Merkezi Sisam Adası olan deprem en büyük hasarı 87 kilometre uzaklıktaki Bayraklı ilçesine verdi. Uzmanlar, kentsel dönüşüm, imar barışı, binaları güçlendirme gibi adımların tümünün sorunun kökten çözümüne dönük olmadığını vurguluyor, “Asıl olan zemin” görüşünde birleşiyor. Ovada yerleşim tartışmaya açıldı.
Uzmanlar uyarıyor:
1 Kentsel dönüşüm, yapısal dönüşüm oldu. Sadece yapıyı, rant yükselterek yenilemek sakattır. İktidar, kendi çıkardığı yasayı çiğniyor.
2 Ovalar kesinlikle imara açılmamalı. Sulak alan, kendisini ıslaha girişeni afetle ıslah eder.
3 Güçlendirme ilke olarak benimsememeli, bunun makyajdan öte faydası yok.
4 Fay hattı yasası geri çekilmeli. Fay hattı cetvel değildir.
5 Toplumsal psikolojiyi de dikkate alarak gerçekleri açıkça söyleyip, sağlam zemin ve kurallı yapılaşmayı önceleyen yeni bir yol haritası çizilmeli.
Merkezi Sisam Adası olan, ancak en büyük hasarı Bayraklı ilçesinde verdiği için “İzmir depremi” olarak anılan yer sarsıntısının sonuçları tartışılmaya devam ediyor. Uzmanlar, kentsel dönüşüm, imar barışı, binaları güçlendirme gibi adımların tümünün sorunun kökten çözümüne dönük olmadığını vurguluyor, “Asıl olan zemin” görüşünde birleşiyor.
Prof.Dr. Ahmet Ercan, “Türkiye’de yasa gerektiğinde en iyisi çıkarılıyor ama iş uygulamaya geldiğinde, iktidar kendi çıkardığı yasayı bile çiğniyor” değerlendirmesinden sonra şunları söyledi: “Bayraklı’da böylesi zarar, hepimizin utancıdır. Lafı eğip bükmenin gereği yok. Beş derenin toprak taşıdığı ovaya bina yaparsanız, ne olacağını gördük. Şimdi devrim, kenti yamaçlara taşıyıp, özüne yani ovaya çevirmektir. Binaları güçlendirmenin öne alınması akılcı değil. Sisam’a 87 kilometre uzaktaki Bayraklı’da depremin şiddeti, yamaçtan 5 katı yüksek. Burada deprem öldürmemiştir, orayı imara açan siyasetçi öldürmüştür.”
Prof.Dr. Ercan, büyük şehirlerde sürmekte olan kentsel dönüşüm için şunları söyledi: “Bunun adı kentsel dönüşüm değil, yapısal dönüşüm. Tek tek binaları rant yükselterek yenilemek makyajdan başka bir şey değil. Ben 1948 doğumluyum. Annemi makyaj yaparak ne kadar gençleştirebilirim. Biraz akıl... Siyasetçiler rant merkezli bakıyor. Aydınlarda da aymazlık var.” Prof. Haluk Sucuoğlu da kentsel dönüşüm sisteminin çöktüğünü belirterek “Tek başına bir binayı ne kadar güçlendirirseniz güçlendirin, bu o binanın ve bulunduğu bölgenin depreme karşı dayanıklı hale geldiği anlamını taşımaz. Binaların yanı sıra ulaşım da dikkate alınarak planlama yapılmalı” diye konuştu.
YILMAZER’DEN ÇARPICI ÖRNEKLER
Prof.Dr. İlyas Yılmazer, Türkiye’de bugüne dek yaşanan depremlerin nerede, nasıl zarar verdiğini örneklerle anlatmanın en ikna edici yol olduğunu belirtti. Prof. Yılmazer’in örneklemleri şunlar:
DÜZCE-KONURALP: Düzce 19. yüzyılın ortasında saman pazarı olarak kurulmuş, zamanla büyümüş, ovanın ortasında bir yer. Konuralp ise az ötede kayalık alana kurulmuş, yüzlerce yıllık yerleşim yeri. 17 Ağustos 1999 depremi Düzce’de de hissedildi, zarar oluştu. Konuralp’te cam kırılmadı. O depremden sonra Düzce’de kimi binalarda güçlendirme yapıldı. “Yapmayın, işe yaramaz, bu arazide deprem yıkar” dedik. Dinlemediler. Üç ay sonraki Kaynaşlı depreminde Düzce’de güçlendirilen bina yıkıldı, 20 kişi öldü. Düzce’de büyük zararlar oluştu. Konuralp’te tek hasar yoktu.
VAN-HARÇOT: 2011 yılında Van’da deprem olacağı belliydi. Öncesinde Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Yücel Aşkın bu gerçeği yöneticilerle paylaşıp, Van Ovası’nın boşaltılmasını istedi. Kimi etkili siyasetçiler, güçlü bina yaparsak çözeriz, dedi. Bas bas bağırdık. Prof. Aşkın’la birlikte hareket ettik. Harçot Ovası’nda yeni konut alanları belirlemişlerdi. Engel olduk, yeni kenti kayalık alana taşıdık. Deprem oldu. Ovada taşınmaya direnen yerler yıkıldı. Kayalık alanda cam kırılmadı. 150 kilometre ötede Karlıoava’da köyler yıkıldı.
KOCAELİ-UMUTTEPE: Marmara depremi öncesinde Kocaeli Üniversitesi’ni ve devlet hastanesini Umuttepe’ye taşımak için plan yaptık. Önce karşı çıkanlar oldu. Depremde Umuttepe’de sıfır hasar olunca karşılıklı memnuniyeti anlatamam. Ovadaki dünyanın en dayanıklı otomobil fabrikası 3 metre yere çöktü. Bunlar somut örnekler. Prof. Yılmazer, Meclis gündeminde olan fay yasasının da gerçekçi olmadığına işaret etti, şöyle dedi: “Ana fikir olarak fay hattının iki kilometre sağında ve solunda yapılaşma olmayacak. Bu akılcı değil. Ovaların iki ucunda iki ana fay hattı olur. Fay hattının ova tarafında olmayan yanında deprem şiddetli hissedilmez. Ova tarafında ise iki kilometreden daha da ileride hissedilir. Bunu cetvel gibi planlayamazsınız. Doğayı ıslah etmeye girişenleri doğa afetle ıslah etmiştir.”
‘ORMANDA YAPI İZNİ İSTEYEN TERÖRİSTTİR’
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in girişimiyle başlatılan yuvarlak masa buluşmasında 45’i bilim insanı 400’den fazla katılımcı bir araya geldi. Burada oluşan görüşler bu hafta metne dökülecek. Organizasyonu gerçekleştiren Soyer’in başdanışmanı, Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan şunları söyledi: “Türkiye’nin pek çok üniversitesinden katılım olurken Ege ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin uzak durmasına üzüldük ama başlangıçtan memnunuz. Baştan belirlediğimiz bir yol haritası yok. Bayraklı’nın geleceği için değişik öneriler var. Halkı içine katarak yürüyeceğiz. Deprem vergisinden toplanan paraların İzmir’in payına düşenini ayırsalar sonuç almaya yeter.”
‘BEDREDDİN DAYANIŞMASI’
Tartışmaların odağındaki Bayraklı’nın Belediye Başkanı Serdar Sandal, ilk günlerde yaşanan dayanışmanın büyük bir moral değer olduğunu vurguladı. Sandal’la, İzmir Körfezi’ni ve Bayraklı’nın orman kısmını da gören makam odasında konuştuk. Dayanışmayı şöyle özetledi: “Buna Bedreddin dayanışması da denebilir. Paranın geçmediği günler yaşadık. Lokantalar depremzedeye parasız yemek veriyor. Marketler temel gereksinimleri çadırlara getiriyor. Bize organize etmek, bağlantı kurmak düştü. Acıdaki bu dayanışmayı, çözümde de sürdürmeliyiz.” Sandal, Bayraklı’nın geleceği için şunları söyledi: “Burada yüksek yapıların planlandığı bölgeler var. Mesele onların depremden zarar görüp görmemesinden çok halkın algısı. Bundan sonrası için Bayraklı’nın demografik bütünlüğünü koruyan ama önceliği can güvenliğine veren bir yol izlenmeli. Yamanlar’ın bir bölümü orman, bunun dışında imara açılabilecek yerleri de var. Ama o ormanlık alanda son bir yılda 10’a yakın yangın çıktı. Kim yaptı diye soruyoruz. Teröristler diyorlar. Kim ise yakalansın. Ama yangın İzmir Körfezi’ni gören en iyi yerde çıkıyor. Yakın gelecekte kim orada imar için bastıracaksa, kusura bakmasın, teröristlerden biri de o.”
SOYER, ÇADIRDA YAŞAYAN DEPREMZEDELERİ ZİYARET ETTİ
ÖNCELİK ÇADIRDAN KURTARIP KALICI KONUTLARA YERLEŞTİRMEK
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, belediyenin depremzedelere tahsis ettiği Uzundere’deki konutlara yerleşen aileleri ziyaret etti. Soyer, aynı gün içerisinde çadırkentte yaşayan ailelerin yanına giderek onları çadırda yaşamdan kurtarmak istediklerini söyledi. Soyer, belediyenin depremzedelerin ihtiyaçlarını en hızlı ve kolay şekilde karşılamak için Bayraklı’da Özel Tınaztepe Galen Hastanesi’nin otoparkında oluşturduğu çadır alanını ziyaret etti. Kurdukları bu yeni çadır alanının depremzede yurttaşların ihtiyaçlarını anında karşılayacak şekilde düzenlendiğini belirten Soyer, “90 çadırın bulunduğu bu alanda 200 ailemiz yaşıyor. Çadır alanına girdiğiniz anda çamaşırhane, duş, tuvalet, gezici kütüphane, yemek alanı, çocuk oyun alanları, psiko-sosyal destek birimi, sosyal market, giysi çadırı olmak üzere tüm hizmetler burada kalan ailelerimiz için sunulmuş durumda. Afet sonrası hizmette gerçekten ders olarak gösterilecek bir uygulama örneği. Ama amacımız bu alanları geçici olarak kullanmak ve bir an önce yurttaşlarımızı çadırdan kurtarıp kalıcı konutlara çıkarmak” dedi.
‘BELEDİYE BUNUN İÇİN VAR’
Soyer, ardından Büyükşehir Belediyesi’nin depremzedelere tahsis ettiği Uzundere’deki konutlara yerleşen aileleri ziyaret etti. Depremzedelerin yanında olduklarını anlatan Başkan Soyer, “Belediye bunun için var. Bizim vazifemiz bu. Yaşadığınız sıkıntıları, acıları biliyoruz. Onları yüreğimizde hissediyoruz. Bunu telafi etmek mümkün değil. Ancak elimizden ne geliyorsa yaparak, bu acıları hafifletmek istiyoruz. Biz sadece bugün için değil, her daim yanınızdayız” diye konuştu. Depremzedeler bir yıl boyunca kalacakları konutlardan ayrılırken mobilyaları ve beyaz eşyaları da yanlarında götürebilecekler. Elektrik, su, yakıt faturaları ve ortak giderler de bir yıl boyunca İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından ödenecek.
ÇİN’DEN DEPREMZEDELERE DESTEK
30 Ekim’de Ege Denizi’nde meydana gelen depremin ardından Çin’in Ankara Büyükelçiliği, İzmir dayanışmasına katkıda bulunmak amacıyla 20 bin dolar değerinde yardım malzemesi bağışında bulundu. Çin halkı adına İzmirli depremzedelere dağıtılmak üzere alınan 51 çamaşır makinesi ve 51 bulaşık makinesi İzmir Büyükşehir Belediyesi görevlilerine teslim edildi.
En Çok Okunan Haberler
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- 'Hadi gelin kapatın!'
- Yeni dönem başlıyor: Taksi, otobüs, dolmuş...
- Tarihi geçmiş ürün satan zincir market şubesine mühür
- Bir sonraki ve en büyük ekonomik patlama...
- Ulaşım durma noktasına geldi!
- İl başkanı hayatını kaybetti!
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Kayserispor'dan Fenerbahçe açıklaması!