İzmir Türkiye’ye nefes verecek

Tunç Soyer, demokrasi en güzel yaşam biçimi diyor ve ekliyor: “İnsanlık tarihi bize gösteriyor ki demokrasi en güzel yaşam biçimi. İzmir bunu en layığıyla yapan kent. Dolayısıyla bu rejim değişikliğine karşı panzehirin üretileceği yer de İzmir.”

İzmir Türkiye’ye nefes verecek
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 09.02.2019 - 23:04

 

CHP’nin İzmir Büyükşehir adayı Tunç Soyer, seçim çalışmalarına başladı. “İzmir Türkiye’ye daha çok renk, daha çok nefes verecek” diyen Soyer, İzmir’in sadece İzmir olmaktan çıkıp Türkiye’yi değiştirecek bir kent olacağını söylüyor. Soyer ile seçim çalışmalarını, İzmir’e ilişkin hedeflerini ve projelerini konuştuk.

Adaylık süreciniz nasıl gelişti?
Bir sene öncesinde adaylığa çok yakın olduğumu düşünüyordum. Süre azaldıkça aslında adaylığın o kadar kolay olmadığını da görmeye başladım. Bu sürecin parti içinde bir kavga varmış gibi yansıtılmaya çalışıldığını biliyorum. Bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Bu şehri kimin daha iyi yöneteceğine dair Parti Meclisi’ndeki her üyenin farklı fikirleri olabilir. Aday belirleme süreci çok ciddi ve titiz bir süreç. Sadece kamuoyu anketleri ve istatistiklere değil, adayların ailevi hayatından iş hayatına, ahlaki duruşundan çevresiyle olan iletişimine her şey değerlendirildi. 19 saat süren bir toplantıda, İzmir adayının 10 saniyede oybirliğiyle seçilmiş olması beni hem gururlandırıyor hem de çok mutlu ediyor.

İzmirli neyi seçeceğini bilir

İlk duyduğunuzda ne hissettiniz?
Çok büyük gurur duydum ve çok heyecanlandım.
n Adaylık sürecinizde çeşitli polimikler yaşandı. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
İzmirli bunları yemez. İzmirli 31 Mart’ta neyi seçeceğini, neyi seçmeyeceğini, o seçimin kriterlerinin neler olduğunu, neler olmadığını çok iyi biliyor. İzmirli, İzmirli olmaktan gurur duyar. Bu gururu büyütecek adayı seçecek. İzmir’i dünyaya açacak mı açmayacak mı onu seçecek. İzmir’in yaşam kültürünü, geleneklerini koruyacak mı korumayacak mı onu seçecek. Başka konuların belirleyici olmayacağından adım kadar eminim.

Özgür ve demokrat...

Türkiye’de merkezileşen bir sistem var. Bu sistemde İzmir’de yereli nasıl güçlü kılacaksınız?
İzmir’de kahramanlık destanı yazan 1.5 milyon seçmen var. Bu insanlar kararlı bir biçimde, ısrarlı bir biçimde İzmir’i koruyorlar. Dolayısıyla çok daha özgür ve demokrat bir şehri hak ediyorlar. Yapacağımız şey, daha özgür, daha demokrat şehir yaratmak. İzmir çok renktir, çok sestir, çok nefestir. Şimdi İzmir sadece bununla kalmayacak. İzmir, Türkiye’ye daha çok renk, daha çok ses, daha çok nefes verecek. Yani İzmir sadece İzmir olmaktan çıkacak, İzmir Türkiye’yi değiştirecek bir kent olacak. İnsanlık tarihi bize gösteriyor ki demokrasi en güzel yaşam biçimi. Demokrasi bir arada yaşamak demek. İzmir bunu en layığıyla yapan kent. Dolayısıyla bu rejim değişikliğine karşı panzehirin üretileceği yer de İzmir. İzmir onun için daha çok demokrasi, daha çok özgürlük, daha çok hukuk, daha çok hak, daha çok adalet demek. İzmir bunları yaşayacak ve Türkiye’yi değiştirecek. 1 Nisan’dan itibaren herkes sadece İzmir’de de değil, Türkiye’de yaşayan herkes demokrasinin ne kadar güzel bir şey olduğunu tekrar görecek.

Bunu nasıl mümkün kılacaksınız?
Kapıları açarak... “İzmir’i en çok ben seviyorum, en çok ben biliyorum” demeyerek. İzmir’de yaşayan herkesin İzmir’in sahibi olduğunu baştan kabul ederek. Kimseyi dışarıda bırakmadan, ötekileştirmeden, “İzmir’de yaşayan herkes İzmir’dir” diyerek. “Ben İzmirim, sen İzmirsin” diyerek. Bizi ayıran siyasi görüşlerimizden çok birleştiren şeyleri ortaya çıkararak, birbirimizle kucaklaşarak...
Türkiye çok büyük bir ekonomik krizin eşiğinde. Bastırılsa da, 1 Nisan’a kadar yokmuş gibi yapılsa da aslında o kriz devasa bir buz dağı gibi üzerimize geliyor. Ezmek için, yoksullaştırmak için, küçültmek için, daraltmak için geliyor. Bu buz dağının karşısında durabilmek için kucaklaşmamız lazım. Bir ortak gelecek kurmamız lazım. Bunu İzmir’de yaratacağız. Bunun yolu da kapıyı açıp herkesi içine alacak bir yönetim modeli kurmaktan geçiyor. Mahallelerdeki meclislerden, kent konseylerini çok daha aktif hale getirmekten, gençlik meclisleri kurmaktan, kadın meclisleri kurmaktan geçiyor.

 Sizce İzmir’in 3 önemli sorunu ne? Bu sorunlara nasıl bir çözüm getireceksiniz?
Katı atık bertaraf meselesi İzmir’in belki de en önemli sorunlarından. Altyapı meseleleri var. Hâlâ çok yerde arıtma tesisi yok, kanalizasyon yok. Ulaşım meselesi var. Bunlar İzmir’in en temel meseleleri. Bunları da ortak akılla çözeceğiz. Bilimle, teknolojiyle çözeceğiz. Bir şeyi keşfetmemize gerek yok. Bu konulardan dünyada inanılmaz çözümler üretilmiş durumda. Çözümsüz bir sorun yok aslında.

Enerji üretim kooperatifi kuracak

İzmir’de yenilenebilir enerji kullanmaya yönelik bir planınız var mı?
İzmir yenilenebilir enerji konusunda belki dünyanın en zengin kentlerinden. Biz Seferihisar olarak hem “Compact of Mayors” hem de “Energy Cities” birliklerine üye olduk, taahhütlerde bulunduk. İzmir bunun çok daha fazlasını yapmaya muktedir. Çünkü olağanüstü yenilenebilir enerji kaynakları var. Çok güçlü rüzgâr koridorları var. 300 gün güneş var. Akıntı enerjisi var. Jeotermal kaynaklar var. Bu kaynakları kullanmamak zaten ya hıyanettir ya da cehallettir. Biz bunu kullanacağız. Üstelik büyük sermaye grubu yatırımcılarla falan değil, İzmirliyle beraber yapacağız. Enerji üretimi kooperatifiyle beraber yapacağız. Hem temiz enerji üreteceğiz hem de ürettiğimiz enerjiden para kazandıracağız. Belki de dünyanın en büyük enerji üretim kooperatifini İzmir’de kuracağız. Biz sadece rehberlik edeceğiz. Biz vizyonu ortaya koyacağız. Vizyon, şu dağın arkasındaki vahayı görüp görmeyenleri ikna etmek ve onları o vahaya taşımaya çalışmak. Bu mümkün. Vizyoner yöneticilerin asli görevi budur zaten.

1 NİSAN MEKTUPLARI

‘Belediye başkanı olduğumda ilk şunu yapacağım’ dediğiniz bir şey var mı?
Sanırım bir “Oh be” derim herhalde. Sonrasını bilmiyorum. 6 belediye başkanına kentler ağını kurmak için yazacağım bir mektup var. 1 Nisan sabahı o mektupları göndereceğim.

Kim bu 6 belediye başkanı?
İskenderiye, Beyrut, Atina, Roma, Marsilya, Barcelona.

Peki, ne yazacaksınız?
Bir kentler ağı kuruyoruz. Üniversiteler, STK’ler, kadınlar, gençler üzerinden edebiyat, sanat, bilişim teknolojileri, bilim, çevre... Sadece Akdeniz’i beraber temizleyelim demek bile bir şey aslında. Bütün bunları davet edeceğimiz, ortak çalışma zeminleri önereceğimiz bir mektup olacak.

Genç Elçiler

İzmir’e süpriziniz var mı?
İzmir Genç Elçileri belki de İzmir’in büyük süprizlerinden biri olacak. Mesela İngiltere’de gençlerin çok rahatsız olduğu bir karardı Brexit. Neden? Çünkü yaşlılar yaşamayacakları yılların kararını aldılar. Yaşamayacağımız yıllarla ilgili karar vermek o yılları yaşayacak gençlere haksızlık. O yıllarla ilgili kararlarını bugünden gençler almalı. Genç İzmir Elçileri adıyla bir uygulama yapacağız. Diyelim ki dijital dönüşüm elçisi. İzmir’de dijital dönüşümle ilgili gençler ne yapmak istiyorlar, ne yapabilirler, ne yapmalılar, buna onlar karar verecek. Tespit ettiğimiz 25-30 başlık var. Ben bunları Gençlik Meclisleri’ne sunacağım. Bu başlıklarla ilgili onlar kendi aralarında toplanacaklar, kendi aralarında raporlama yapacaklar, verileri inceleyecekler. Ortaya sonuçlar koyacaklar. Bu sonuçlar ışığında da kentin geleceğiyle ilgili kararlar alacaklar. Onların kararları benim kararlarım olacak.

Seferihisar’ı bırakıyorsunuz...
Seferihisar ilk aşkım, ilk göz ağrım, çocuklarım orada doğdu, orada büyüdü. Dile kolay tam 30 yıl orada yaşadım. Gerçekten kendimi ait ve bağlı hissettiğim bir yer. Bırakmam söz konusu değil. Tersine daha sıkı bir bağ içinde olacağız. Geçmişte yapamadığımız birçok şeyi aslında büyükşehir eliyle daha kolay yapacağız.

Mesela örnek var mı?
Tabii yani mesela daha çok sıcak asfalt (Gülüyor)... Bunun gibi çok şey var da ama net olan şey şu ki biz Seferihisar’a daha fazla sahip çıkıcağız.

‘Yürüyeceğiz, anlatacağız’

İzmir’de seçim çalışmalarına başladınız mı?
İzmir’le ilgili 10 yıllık verileri ortaya dökmeye, anlamlı sonuçlar ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu bizim yol haritamızı belirleyecek. Bu raporlama çalışmaları, bu analizler, projeler üzerinde fikir toplantıları, beyin fırtınaları şubatın 20’sine kadar sürer. 20 Şubat’ta yani 40 gün kala biz çok daha sokakta yürümeye başlarız. Çok yürüyeceğiz bu kampanyada. Hatta hep yürüyeceğiz. Çok anlatacağız. Her yere yürüyerek ulaşacağız.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler