İzmir, kurtuluşunu kutluyor

İzmir’in düşman işgalinden kurtulmasının üzerinden 99 yıl geçti. Her 9 Eylül’de olduğu gibi bu yıl da İzmir’in kurtuluşu tüm Türkiye’de kutlanıyor.

İzmir, kurtuluşunu kutluyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 09.09.2021 - 17:00

Bugün İzmir’in kurtuluşunun 99’uncu yıldönümü. 9 Eylül 1922'de Büyük Taarruz harekâtı sonucu Türk ordusunun Yunan işgali altındaki İzmir'e girmesiyle tarihi bir olay yaşandı ve İzmir düşman işgalinden kurtuldu.

99’UNCU YIL ETKİNLİKLERİ

İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 99’uncu yıldönümü için çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Kutlamalar, 9 Eylül Perşembe günü İzmirliler’in Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 99. Yıl Zafer Yürüyüşü’yle başlayacak ve Fener Alayı yürüyüşü ve 9 Eylül konseri ile son bulacak.

ATATÜRK’ÜN SÖZLERİ

Bütün cihan işitsin ki efendiler, artık İzmir hiçbir kirli ayağın üzerine basamayacağı kutsal bir topraktır! 1925 (Atatürk’ün S.D.II, s.227)

Ben, bütün İzmir’i ve bütün İzmirlileri severim. Güzel İzmir’in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim. Yalnız bir tesadüf, beni Karşıyaka’ya daha fazla bağlamıştır. Karşıyakalılar, annem sizin bağrınızda, sizin topraklarınızda yatıyor. Karşıyakalılar, İzmir’i gördüğüm gün evvelâ Karşıyaka’yı ve orada da sizin Türk topraklarınızda yatan annemin mezarını gördüm! 1925 (Atatürk’ün S.D.II, s.227)

Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.

Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur.

İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye’nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.

Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır.

Dünyada ve dünya milletleri arasında sükun, huzur ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur.

Türkiye’nin güvenini amaç edinen, hiçbir başka ulusun aleyhinde olmayan bir barış yolu, her zaman bizim ilkemiz olacaktır.

İzmir, kırk yüzyıllık bir ata yurdudur. İzmir, bu kadar derin bir tarihe sahip olmakla beraber coğrafî durumu sebebiyle ekonomik ve siyasî çok büyük bir öneme sahiptir. İşte bunun içindir ki, Türkiye’yi mahvetmek isteyen düşmanların, her şeyden evvel gözleri bu tarihî, bu önemli beldeye döner. Nitekim düşmanlarımız en evvel burasını işgal etmişler, ondan sonra daha doğuya ilerlemişlerdir. İzmir’in işgali, bütün milletin kalbinde derin bir yara oluşturmuştur. Herkes İzmir için feryat ediyordu. İzmir, halkın elemlerini, feryatlarını, kararlılık ve imanını ifade etmek için bir parola olmuştu. Çeşitli görüş noktalarından çok değerli olan İzmir, elbette düşmanların elinde bırakılamazdı ve nitekim bırakılmadı. 1923 (Atatürk’ün S.D.II, s.84)

İZMİR’İN KURTULUŞU NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Türk ordusu tarafından 26 Ağustos 1922'de başlatılan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı'nın son safhası idi. Kesin sonuç beş gün içinde elde edildi; 30 Ağustos'ta Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri yayımlayarak “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!” tarihi emrini verdi ve 2 Eylül'de Uşak'a girildi. Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde kendisinin de haberdar olmadan Yunanistan Küçük Asya Ordusu'nun başkomutanlığına getirilmiş General Nikolaos Trikupis tutsak edildi. Türk birlikleri, İzmir'e doğru hızla ilerledi. Yunan birlikleri ve Rum siviller Anadolu'dan çekildiler. 9 Eylül 1922 sabahı Ahmet Zeki Bey komutasındaki 2. Süvari Fırkası, ardından Mürsel Paşa komutasındaki 1. Süvari Fırkası birlikleri İzmir şehrine girdi. Ardından 5. Süvari Kolordusu Komutanı Mirliva Fahrettin Paşa, komutasındaki birliklerle saat 10.00'da İzmir'e girdi.

İkinci Tümen'in öncülüğünü yapmakla görevlendirilen Dördüncü Alay Komutan Yardımcısı Yüzbaşı Şerafeddin Bey'in komutasında yaya olarak en önde giden sekiz er, Bornova'dan Halkapınar'a ilerleyişi sırasında Punta'daki Tuzakoğlu fabrikasına yaklaştıkları sırada fabrika pencerelerinden ani bir ateşe uğramıştır. Bu olayda 4 asker hayatını kaybetti ve hemen orada defnedildiler. İzmir'in kurtuluşu sırasında can veren askerlerin isimleri şöyledir: Akşehirli Bekiroğlu Mehmet, Antalyalı Ömer oğlu Hakkı (Sarıarslan), Nevşehirli Ahmet oğlu Seyit Mehmet ve Nevşehirli Ahmet oğlu Ahmet.

Konak'a ulaşmayı başaran Şerafettin Bey, Hükümet Konağı önünde göğsüne isabet eden mermilerle yaralanmıştı ancak Konağa girip balkona Türk bayrağını dikebildi. Hükümet Konağı'na bayrağın dikilmesinin hemen ardından Yüzbaşı Zeki komutasındaki süvari birliği Hükümet Konağı'nın hemen sağında yere alan ve günümüze ulaşmayan Sarıkışla'ya, Üsteğmen Arif ve takım komutanı Celal Bey ile Yedeksubay Besim Efendi'nin de Kadifekale'ye bayrağı çekmesi ile İzmir'in işgalden kurtuluşu ilan edilmiş oldu. Birinci Süvari Tümeni Komutanı Mürsel Paşa bir Fransız harp gemisi telsizi vasıtasıyla, İzmir’e girildiğini Ankara’ya bildirdi. Belkahve'den tarihi günü izleyen başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Fevzi ve İsmet paşalar olduğu halde, 10 Eylül sabahı İzmir'e girdi ve Fahrettin Paşa ile buluşarak doğruca Hükümet Konağı'na gitti. Konağın balkonundan, başarıyı millete mal eden kısa bir konuşma yaptı.

Mustafa Kemal Paşa'nın ordulara 1 Eylül'de verdiği tarihi emirle başlayan ve 18 Eylül 1922 tarihine kadar yapılan Takip Harekâtı ile bütün Batı Anadolu'daki Yunan askerleri Türk sınırları dışına çıkarılmıştır. Takip harekatının başarı ile sonuçlanması sayesinde İzmit bölgesinden İstanbul Boğazı'na, Balıkesir bölgesinden Çanakkale Boğazı'na kadar Türk ordusu için hayati önem taşıyan diğer stratejik hedefler de İtilaf Devletlerinin işgalinden, olaysız olarak ve barış yoluyla kurtarılmıştır. Türk Ordusunun kazandığı bu zafer, Mudanya Ateşkes Antlaşması'na giden süreci başlatmış; Türkiye, Mudanya Ateşkes Antlaşması’ndan sonra 24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması'nı imzalayarak bağımsızlığını kazanmıştır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler