İşte böyle aklandı

Eski YÖK Üyesi Bülent Serim, YÖK’ün 5 yıl sonra Dinçer hakkında verilen cezayı kaldırmasını “YÖK, cezasını kaldırarak intihal suçundan da Dinçer’i aklamış oldu” diye değerlendirdi. Edinilen bilgiye göre, YÖK Genel Kurulu’nun 23 Aralık 2010 tarihli toplantısında Dinçer’in intihal suçu nedeniyle öğretim üyeliğinden çıkarılma cezası gündemde olmamasına karşın “5 yıl önce yapılan itiraz üzerine” ele alındı. Yüksek Disiplin Kurulu’nun sorumluluk alanına giren konuyu gündeme alan ve konu hakkında toplantı öncesinde üyelere bilgi verilmeyen YÖK Genel Kurulu’nda Dinçer’e intihal suçu nedeniyle verilen üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezasının kaldırılmasına oy çokluğuyla karar verildi. Başkanı ve üye yapısı değişen YÖK, böylece eski Başkan Prof. Dr. Erdoğan Teziç döneminde 21 Ekim 2005 tarihinde Dinçer’e intihal nedeniyle verilen öğretim üyeliğinden çıkarma cezasını tam 5 yıl 2 ay sonra kaldırarak Dinçer’i sessiz ve sedasız bir şekilde hem intihal suçundan aklamış, hem de öğretim üyeliğinden çıkarma cezasını kaldırmış oldu. YÖK’ün 23 Aralık 2010’da aldığı aklama kararını Dinçer’in 5 yıl önce 7 Kasım 2005 tarihinde kurula verdiği itiraz dilekçesinden yola çıkarak oluşturulan bilirkişi raporuna dayanarak aldığı öğrenildi.
 

YÖK mahkeme kararını hiçe saydı

Milli Eğitim Bakanı Dinçer, hakkında 2005 yılında YÖK’ün verdiği öğretim üyeliğinden çıkarılma kararını yargıya taşımış, bunun sonucunda Dinçer’in temyiz istemi reddedilerek mahkeme kararıyla intihal suçu kesinleşmişti. YÖK’ün 5 yıl sonra bu konuda hiçbir yargı süreci işlememiş gibi Dinçer’i aklaması Ankara 1. İdare Mahkemesi’nin kesinleşen kararıyla da çelişti. Ayrıca Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’ne göre herhangi bir cezaya karşı yapılacak itirazların ancak bir üst disiplin amiri ya da disiplin kuruluna yapılması gerekirken, YÖK’ün bu hükmü hiçe sayarak Dinçer’in yaptığı itiraz başvurusunu 5 yıl sonra kabul etmesi de akılları karıştırdı.
 

‘Ceza kalkınca intihal suçu da kalktı’

Eski YÖK Üyesi Bülent Serim de konu hakkında yaptığı açıklamada, YÖK Genel Kurulu ve Yüksek Disiplin Kurulu’nun aynı üyelerden oluşmakla birlikte işlevleri nedeniyle hukuken ayrı iki kurum olduğunu belirtti. Serim, bu nedenle Yüksek Disiplin Kurulu’nun ele alması gereken konuda daha önceden toplantı çağrısı yapılmasının hukuksal gereklilik olduğunu ifade etti. Serim, yönetmeliğe göre Yüksek Disiplin Kurulu’na gelen dosyaların da işlemleri tamamladıktan sonra incelemelerine olanak sağlamak üzere mutlaka toplantı gününden önce üyelere dağıtılması gerektiğini de ifade etti. İntihal suçu ve intihal nedeniyle öğretim üyeliğinden çıkarılma kararını birbirine bağlı olduğunu ifade eden Serim, “YÖK cezayı kaldırınca intihal suçu da kaldırılmış oldu” dedi. YÖK’ün Dinçer’in intihal suçu konusunda sanki hiç yargı süreci işlememiş gibi 5 yıl önce yapılan başvuruyu yakın zamanda değerlendirmeye alarak intihal suçunu ve cezasını kaldırmasının hukuki olmadığını kaydeden Serim, “Ne hikmetse aradan 5 yıl geçtikten sonra şimdiki YÖK yönetimi bu dilekçeyi işleme koymuş ve Dinçer hakkındaki cezayı kaldırmış. YÖK siyasal iktidarın etki alanındadır ve siyasallaşmıştır diyenler bir kez daha haklı çıktı. Yapılan iş bana göre hukuki değil” diye konuştu.