İstanbul’da oda müziği tutkusu...

Sanat yönetmeni Mehmet Mestçi’nin 2012’den bu yana düzenlediği “Opus Amadeus Oda Müziği Festivali”, 16 Şubat’ta Kadıköy Belediyesi Yeldeğirmeni Sanat’ta Prisma Baroque Ensemble topluluğunun konseriyle başladı. Festival 11 Mart’a kadar çeşitli mekânlarda devam edecek.

Mehmet Mestçi yüksek müzik eğitimini tamamladığı ve uzun yıllar yaşadığı Budapeşte’de baş döndürücü bir klasik müzik trafiğiyle karşılaşıyor. O yıllarda pek çok efsanevi yorumcu Franz Liszt Müzik Akademisi’nde ya da Budapeşte’nin başka mekânlarında konserler veriyor. Sviatoslav Richter, Georg Solti, Zoltan Kocsis, Isaac Stern, Luciano Pavarotti, Maurice Andre ve Hermann Prey gibi artık aramızda olmayan muhteşem sanatçıları canlı dinleme imkânı bulabildiği zamanları ve Opus Amadeus’un köklerinin nasıl filizlendiğini şu sözlerle anlatıyor Mestçi: “Tüm bu hayli yükseklerden cereyan eden evren içinde oda müziği konserleriyse şehrin pek çok mekânından şelale gibi akıyordu sanatseverlerin kalbine. Müzik öğrencileri ve sevdalıları olarak tüm bu konserleri olabildiğince takip etmeye çalışıyorduk. 2012’den bu yana gerçekleşen Opus Amadeus Oda Müziği Festivali Macaristan yıllarının sağladığı bu birikimin günün birinde ve herhalde zamanı geldiğinde ülkemde çiçek açmasından kaynaklanıyor.”

Yeni keşifler...
Sekiz seneden bu yana düzenlenen festival, en başından itibaren Türkiye’den ve Avrupa’dan birçok topluluğu ağırlamış. Daha evvel İstanbul’da dinlenmemiş ya da pek az seslendirilmiş eserlerin de festivalde yer alması ve dinleyicilerin yeni keşifler yaşaması için çaba gösteriliyor. Bu yılki festivale dahil olan topluluk ve sanatçılardan bahseden Mestçi “Bu sene Türkiye’yi daha evvel ziyaret etmemiş Alman ve Hollandalı iki topluluk var. ‘Trio Vivo’ ülkemizin değerli flüt sanatçılarından oluşan yepyeni ve harika bir topluluk. Çok değerli org ve klavsen sanatçımız Leyla Pınar festivalimize ilk defa konuk oluyor. ‘Passacaglia Trio’ Macaristan’dan festivalimize ikinci defa katılıyor. 14. yüzyıldan günümüze nefes kesici ve son derece farklı bir program sunuyorlar. Opus Amadeus Festivali ülkemizin sevilen ve başarılı tahta nefesli topluluklarından ‘Silva Quartet’in bazıları ilk kez seslendirilecek eserlerden oluşan heyecanlı ve dikkat çekici programıyla sona eriyor” diyor.

Büyüleyici kilise akustiği
Ortaçağdan 21. yüzyıla uzanan ve içinde sürprizler barındıran bir festival programına sahip olan Opus Amadeus’da konser mekânları olarak ise; Surp Levon Ermeni Katolik Kilisesi, Saint Esprit Kilisesi ve Aşkenazi Sinagogu gibi oda müziğine uygun akustik koşulları barındıran ibadethaneler ve tarihi yapılar tercih ediliyor. Mestçi mekân seçimlerini şu sözlerle anlatıyor: “ Opus Amadeus Festivali’nin başladığı seneden bu yana en çok önemsediği detaylardan biri toplulukların yorumladıkları eserleri akustiği mükemmel mekânlarda seslendirmesi ve bundan hem kendilerinin hem de seyircilerin hoşnut kalması. Mekân seçimlerimizle bu hedefi yakalamış olmaktan mutluluk duyuyoruz. Festival konserlerimizi çok severek düzenlediğimiz bir mekânımız daha var. Kadıköy Belediyesi’ne bağlı Yeldeğirmeni Sanat gerek akustik gerek estetik açıdan şimdiye kadar davet ettiğimiz prestijli toplulukların beğenisini kazanmış mükemmel bir klasik müzik mekânı.”

Dinleyicisi artıyor
Farklı ülkelerden birçok toplulukla çalışmış, “Made in Holland Barok Günleri” de dahil olmak üzere birçok festivalde sanat yönetmeni olarak yer almış olan Mehmet Mestçi; diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’de de oda müziğinin hızla geliştiğini ve topluluk sayılarının arttığını belirtiyor. Çalınan repertuvarın genişlediğini ve oda müziği dinleyicisi denebilecek bir kitle oluştuğunu söyleyen Mestçi, bu gelişimde oda müziği yapan sanatçı ve toplulukların bireysel paylarının çok büyük olduğundan bahsederek ekliyor: “Türkiye’nin çeşitli kentlerinde düzenli olarak gerçekleştirilen oda müziği festivallerinin, üniversitelerin ve belli başlı sanat kurumlarının da destekleriyle ülkemizdeki oda müziği kültürü belki de hiç uzak olmayan bir gelecekte bu alandaki Avrupa seviyelerine ulaşacaktır.”

Festival kapsamında 28 Şubat 20.30’da Saint Esprit Kilisesi’nde “Leyla Pınar Org Konseri”; 6 Mart 20.00’de Kadıköy Belediyesi Yeldeğirmeni Sanat’ta “Trio Passacaglia”; 11 Mart 20.30’da ise Aşkenazi Sinagogu’nda “Silva Quartet” dinleyiciyle buluşacak.