İstanbul’a yazılan belgeli "Sis": “İhanet”
Kitaba dair çok uzun betimlemelere de gerek yok aslında. Kitabın adı yapılanı, kitabın kapağında tercih edilen görüntü de yapılanın nerede ve nereye yapıldığını gözler önüne seriyor... Hep o merak edilen, görünen, bilinen ama duyulmayan görüşmelere belgelerle gerçek alt yazılar ekleyerek.
Fotoğraflar: VEDAT ARIK
Yıl 1901. İstanbul’u konu alan Sis şiirinde Tevfik Fikret şöyle der: “Sarmış yine âfakını bir dûd-i muannid / Bir zulmet-i beyzâ ki peyâpey mütezâyid. / Tazyikinin altında silinmiş gibi eşbâh / Bir tozlu kesafetten ibaret bütün elvâh / Bir tozlu ve heybetli kesafet ki nazarlar.”
Günümüz Türkçesine çevirecek olursak: “Ufuklarını yine inatçı bir duman sarmış / Bir beyaz karanlık ki gittikçe çoğalan / tazyikinin altında cisimler silinmiş gibidir / bütün levhalar tozlu bir kesafetten ibarettir / bir tozlu ve heybetli kesafet ki bakışlar.”
Yıl 2020. Sis şiirinden 119 yıl sonrası. Yan yana paylaşılan, bir şehre dair iki fotoğraf. 25 yıl arayla çekilmiş, aynı açıdan…Yine İstanbul… Cümleyi okurken herkesin aklına gelen kare ve şehir aynı olduğu gibi, sadece 25 yılda dünyada bir benzeri olmayan bu şehirin yaşadığı dönüşüme üzülmemek, öfkelenmemek elde değil.
İSTANBUL “BAŞKALAŞIMI”
TDK, metamorfoz ya da başkalaşım kelimesini “Bir kütlenin fiziki ve kimyasal özelliklerinin değişmesi” olacak açıklıyor. O yüzden değişimden çok “başkalaşım” demeli. Çünkü İstanbul’da yaşananlar, daha doğrusu İstanbul’a yapılanlar, “değişim” diye tanımlacak kadar masum ve sıradan kalıyor. Acı ama gerçek: Özellikle son 25 yılda İstanbul’un hem fiziği hem kimyası büyük hasar aldı.
Başarılı Cumhuriyet Muhabiri Hazal Ocak, yeni çıkan kitabı İhanet ile tam da konunun bam teline dokunuyor: “İstanbul’a karşı işlenen rant suçları”.
İhanet’in olduğu yerde mutlaka bir itiraf da vardır. İstanbul, ihanet ve itiraf üçgenini kurduğumuz anda ise aklımıza, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 27 Ekim 2017’de İstanbul ile ilgili sözleri geliyor:
“Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakterlerini kaybetmeden yeniyi bünyelerinde eritmesi, özlerinden katarak yeniden yoğurmasıdır. İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum.”
FARKLI NİYETLİ BİR “KUŞATMA”
Hazal Ocak’ın ve yazdığa kitabı “İhanet”e yeniden dönelim. Ocak’ın konuya dair haberlerinin etkilerini ve rantın boyutunu, kendisine mahkemelerin ikinci evi olmasından biliyoruz. Kitabın sadece bölüm başlıklarını okuduğumuzda bile İstanbul’un 1453’teki gibi kuşatıldığını görüyoruz, tabii Fatih Sultan Mehmed’inkinden daha farklı bir amaçla… Kitabın ilk bölümü olan “Fay canına”daki bir haber, birilerinin sırf kendi çıkarları için ne kadar ileriye gidebileceğini gözler önüne seriyor: “İlçede yapılacak bir benzin istasyonun altından geçen fay hattının plandan silinmesi isteniyor”.
Üstelik yerle ilgili Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü’nün söz konusu alanın yaklaşık 650 metrekaresinden ‘fay hattı’nın geçtiğine dair yazı bulunmasına rağmen.
Bu sarsıcı girişi takip eden bölümler sırasıyla “Vakıflar ve Kıyaklar”, “İstanbul’a nasıl ihanet edildi?”, “Bir belediye nasıl batırıldı?” ve “Topbaş’ın arka bahçesi”…
ADAMA, KİŞİYE, CEMAATLERE, VAKIFLARA HİZMET…
Vakıflar ve Kıyaklar bölümü, belediyenin dinci vakıf ve cemaatlere peşkeşini gözler önüne sererken, İstanbul’a nasıl ihanet edildi bölümünde Kanal İstanbul üzerinden girişilen “arsa toplama” işini kalem kalem, isim isim ortaya koyuyor. “Bir Belediye nasıl batırıldı” bölümüne gelindiğinde ise ortaya konan belgeler, birilerinin zengin edilirken belediyenin nasıl fakirleştirildiğini tarihe not düşüyor. Bu bölümü okurken İstanbul’a adeta, henüz hayattaken organları sökülen ve vahşi canavarlara dağıtılan insan muamelesi yapıldığını görüyorsunuz.
Kapanış bölümü “Topbaş’ın arka bahçesi”, İstanbul’un yaklaşık 13 sene belediye başkanlığını yapan Kadir Topbaş sürecinde yaşananları anımsatırken bilinmeyen detayları da okuyucuyla buluşturuyor. Rant ve yolsuzluk konularında “istifa kültürü” pek olmayan bir kesimde bile istifaya yol açan boyutta rant ağı ve de elbette bu ilişkilerin gizli öznesinde bol bol FETÖ izleri…
“5 SANİYE”LERDE DEĞİŞEN BİR ŞEHRİN KADERİ
Çok önceden kurgulanan, bu sebeple beş saniye süren oylamalar… Bir şehrin kaderine neye evet neye hayır dediği bilmeden kalkan, inen eller…
Hazal Ocak, aynı zamanda çevre duyarlılığını çevre haberleriyle ortaya koymuş bir muhabir. Bu sebeple betonu kutsallaştıran ve şehri betonlaştıran anlayışa karşı en doğru yerde konumlanıp en ses getirici rant haberleri yapması, ilk kitabının İstanbul’a “ihanet”i anlatası şaşırtıcı değil.
Çok da uzun betimlemelere de gerek yok aslında. Kitabın adı yapılanı, kitabın kapağında tercih edilen görüntü de yapılanın nerede ve nereye yapıldığını gözler önüne seriyor...
Hep o merak edilen, görünen, bilinen ama duyulmayan görüşmelere belgelerle gerçek alt yazılar ekleyerek.
25 YILIN 5 YILLIK ÖZETİ
İstanbul’un 25 yılında neler olduğuna dair çok ciddi ipuçları verecek bir beş yıl özeti “İhanet”…
Haksızlıkların, yolsuzlukların, yağmanın karşısında durmak isteyen; ileride çocuklarının, torunlarının yüzüne rahatlıkla bakmak isteyecek yürekli her cumhuriyet savcısının mücadelesine belgelerden oluşan büyük bir katkı.
Üstelik bir dönem bavulla getirilen sahte belgeler gibi değil. Her biri gerçek…
Kitabı okurken okur, kendisine “İstanbul eğer bir şehir değil de insan olsaydı, kendisine yapılan bunca saldırıya dayanabilir miydi?” sorusunu soruyor, cevap vermeye çekinerek.
2020’nin en sarsıcı kitapları içinde çıktığı ilk ayda kendisine yer bulan İhanet, şehri ve ülkeyi yönetmeye talip olanlar siyasilerden, şehrine ve ülkesine sahip çıkmak isteyen tüm yurttaşlara kadar duyarlı herkesin kadrajında kendisine yer bulacak türden…
Belki de Tevfik Fikret, kasvetli Sis şiirini yaşarken sadece kendi döneminde İstanbul’da olanları değil, son 25 yılda da İstanbul’a yapılanları hissetmiş de bu kadar öfkeyle, isyanla dolmuştur…
Kim bilir…
En Çok Okunan Haberler
- 6 yaşındaki Şirin'i katleden şahsın ifadesi ortaya çıktı
- Ünlü oyuncu gözaltında: Marketten 'zeytinyağı' çaldı
- Erdoğan'a ve Yerlikaya'ya çok sert yanıt!
- Mitinge neden katılmadığını açıkladı
- Tutuklanan baba cezaevinde ölü bulundu
- İmamoğlu'na 'ahmak' dedi, davaya çağırdı
- Oy oranını en çok artıran parti hangisi?
- AKP'li Mustafa Varank ölümden döndü!
- 'Fethullah Gülen hayatta olsaydı...'
- Halk TV'den ayrılan Şirin Payzın'ın yeni adresi netleşti