İsmet Birsel’in ‘Anılar’ı...

Hobi Sanat Galerisi 10 Mart 2017’de kaybettiğimiz İsmet Birsel’i anıyor. “Anılar” adlı sergide, İsmet Birsel’in daha önce hiç gün yüzüne çıkmamış suluboya desenleri, desen defterleri ve yağlıboya yapıtları yer alıyor.

İsmet Birsel’in ‘Anılar’ı...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.05.2018 - 21:38

40. yılını kutlayan Hobi Sanat Galerisi 10 Mart 2017’de kaybettiğimiz İsmet Birsel’i anıyor. “Anılar” adlı sergide, İsmet Birsel’in daha önce hiç gün yüzüne çıkmamış suluboya desenleri, desen defterleri ve yağlıboya yapıtları yer alıyor. Sergi ayrıca İsmet Birsel’in 1980-2016 yılları arasında yaptığı, aile koleksiyonundan işleri de kapsıyor.

Galerinin sahibi ve yöneticisi Aslı Bengiserp’e serginin oluşum sürecini sorduk. Bengiserp, “Kendisi çok değer verdiğimiz ve bizlere her beraberliğimizde bizi engin dünya görüşü ve anılarıyla besleyen özel bir kimlikti. Hobi’nin 40. yılını kutlayacağımız 2017-2018 sergi sezonunu planlarken kendisini de bir sergiyle anmak istedik. Hobi Sanat Galerisi olarak 40 yıldır hazırladığımız sergilerin tamamını eser seçimi, serginin kapsamı ve ismini sergiyi açtığımız sanatçımızla elbirliği ve fikir alışverişiyle oluşturduk. Biz şimdiye kadar hiç küratörle çalışmadık. Bu serginin de bir küratörü yok. Birsel Ailesiyle bu arzumuzu paylaştık. Başta eşi Ayşe Birsel ile oğulları Selim ve Cem Birsel bu isteğimizi kırmayıp, kabul ettiler. Selim Birsel bize çok yardımcı oldu ve serginin çatısını o kurdu. Yani sergimizi Ayşe Birsel, Cem Birsel ve Selim Birsel’le beraber hazırladık” diyor.

İlk sergisini 1955’te açtı

İlk sergisini 1955’te Paris’te açan İsmet Birsel’in resimleri yaşamından da kesitler içerir. 1958 yılından itibaren birçok farklı ülkede büyükelçilik yapan ve öğrenim yıllarını sanat tarihinden hukuka disiplinlerarası bir geçişle tamamlayan sanatçı, diplomasi yıllarında sürekli genişleyen çevresiyle hayat bulan, yeni ülkeler ve yeni insanlardan beslenen sanat hayatını, eleştirel ve sevecen gözlem anlayışını tuvaline taşımış bir sanatçı. Sergi de yer yapıtlarda, tıpkı ressamın “Resim yaratmak istediğim atmosferden ben de keyif almak istiyorum” dediği gibi masalarda oturan papyonlu hoş giyimli bakımlı kadınlar görülüyor.

Sözü İsmet Birsel’e bırakmak gerekirse, ressam bakın nasıl tanımlamış yapıtlardaki karakterlerini: “... Boş tuvalin önüne oturduğumda belleğimdeki karakterleri bir telaş alıyor. Onlar da benimle birlikte bir maceraya girecek olmanın heyecanını yaşıyorlar. Beyler smokinlerinin papyonunu bağlamağa çalışıyor, koket hanımlar makyajlarını tazeliyor, operadakiler her zaman gittikleri localarındaki yerlerini alıyor, müzisyenler sazlarını akort ediyor, yazlığa gidenler poz verecek yer beğenemiyor, restorandakiler menüden yemek seçemiyor. Resmi yemekte yerini beğenmeyenler devamlı bir itiraz halinde. Birbirini kıskananlar elimi kolumu çekiştiriyor. Yani bir kargaşadır gidiyor. Onu idare et, bunu idare et, pozunu değiştirmek isteyene yardım et... Perişan oluyorum.

Sözün kısası boş tuval önündeki bu kargaşa bir maceraya dönüşüyor, nereye varacağı belli olmayan bir maceraya... Kadınların parfümü deniz konusuna, terebentin kokusuna karışıyor. Son fırça darbesinin zamanlamasına birlikte karar veriyoruz. Demokratik! Doğrusu hanımlar genelde kaprisli oluyorlar, son anda ‘Şuramı buramı düzelt, dekoltem çok oldu, biraz daha kapat’ diyorlar. Sonunda hepsini mutlu eden bir yapıt oluşuyor. Onlar mutlu olunca, ben de ‘resim oldu galiba’ diyorum. Rahatlamış, sanki boşalmış olarak karakterlerimle birlikte yapıtımı kucaklıyorum.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler