İşkencede öldürüp ölü ele geçirdiler
İşkencede öldürülen Engin Çeber, mütalaada terör örgütü üyesi olarak geçti.
Gaziosmanpaşa’da polis memuru Zekeriya Yurdakul’un öldürülmesi olayının faili olduğu iddiasıyla tutuklanan Sultan Işıklı’nın “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs etmek” ve “terör örgütü üyesi olmak” suçlamalarıyla yargılandığı davada savcı esas hakkındaki mütalaasını verdi. Savcı, Işıklı’nın 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile 118.5 yıldan 256.5 yıla kadar hapsini istedi. Mütalaada, işkencede öldürülen Engin Çeber ise, “çeşitli silahlı eylemler nedeniyle güvenlik güçlerince ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensubu” olarak geçti.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün görülen duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Durmuş Yiğit, Işıklı’nın 20 Temmuz 2012’de Gaziosmanpaşa’da çıkan çatışma sonrasında yaralı olarak yakalanan ve kaldırıldığı hastanede ölen Hasan Selim Gönen ile birlikte hareket ettiklerini, iddianamedeki eylemleri terör örgütü DHKP-C adına ve amaçları doğrultusunda gerçekleştirdiklerini belirtti.
Mütalaada 29 Eylül 2008 günü Sarıyer’de Yürüyüş dergisi dağıtırken gözaltına alınan ve karakolda başlayıp Metris Cezaevi’nde devam eden işkence sonucu hayatını kaybeden Engin Çeber için de “ölü olarak ele geçirilen terör örgütü üyesi” ifadesi kullanıldı. Çeber’in işkence sonucu öldürülmesinden sonra dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin özür dilemek zorunda kalmış, cezaevinin ikinci müdürü, gardiyan ve başgardiyan müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Mütalaada Çeber’in adının geçtiği bölümde şunlar kaydedildi:
“Yaralanan Işıklı’nın yakalandığında önceden çeşitli silahlı eylemler nedeniyle güvenlik güçlerince ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensupları ve yapılan operasyonlar hakkında ‘Engin Çeber’in Erdal Dalkılıç’ın hesabını soracağız’, ‘19 Aralık’ın hesabını soracağız’, ‘Umudumuz DHKP-C’ şeklinde sloganlar attığı, yaralanan her 2 sanığın tedavileri için hastaneye kaldırıldığı ve Gönen’in tedavi gördüğü hastanede 21 Temmuz 2012’de öldüğü anlaşılmıştır.”
23 Temmuz 2012’de tutuklanan Işıklı’nın, “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs etmek” ve “kamu görevi nedeniyle bir kişiyi tasarlayarak öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “terör örgüyü üyesi olmak” suçundan 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis ve 20 Temmuz 2012’de Gazi Mahallesi’nde 2 polisi yaraladığı gerekçesiyle 2 kişiyi tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçundan 39 yıldan 60 yıla kadar hapsi istendi. Öte yandan Işıklı’nın çeşitli tarihlerde 11 farklı eylemle toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalafet ettiği ve terör örgütü propagandası yaptığı gerekçesiyle 50 yıldan 109 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi. Savcı, Işıklı’nın ruhsatsız ateşli silahlar ile mermileri taşımak suçundan terör örgütü propagandası yapma ve evrakta sahtecilik gibi suçlardan da 22.5 yıldan 65 yıla kadar cezalandırılmasını istiyor.
Van halkıyla dayanışmak suç
Mütalaada, Işıklı’nın tutuklu Yürüyüş dergisi çalışanlarının serbest bırakılması, cezaevlerindeki tecride karşı, Van depreminden sonra Van halkıyla dayanışma ve 15 Ekim 1992’de gözaltında kaybedilen Ayhan Efeoğlu’nun mezarının nerede olduğuna ilişkin eylemlere katılmasından dolayı cezalandırılması istendi.
En Çok Okunan Haberler
- Meyve suyu devi konkordato ilan etti
- ‘Binadan çıkamıyorum, bu çaresizliğe...'
- CHP'den Erdoğan'a sert yanıt!
- ABD’nin Colani’den beş talebi
- Volkan Demirel'den Şenol Güneş'e sert sözler
- Bombacı Mülayim neden tutuklandı
- CHP'nin cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?
- Belgrad Ormanları yapılaşmaya mı açılacak?
- 'Çocukları diri diri yakıyor; Filistin'e özgürlük'
- 'Erdoğan’ın programıyla ilişkisi var mı?'