‘IŞİD’i Türkiye güçlendirdi’

Uluslararası alanda IŞİD’e karşı koalisyan arayışları netleşirken, Ortadoğu’da IŞİD’e karşı mücadele eden Kürt grupları Irak ve Suriye’de ziyaret eden HDP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Nazmi Gür, Kürt gruplarınTürkiye’nin politikalarından son derece rahatsız olduğunu söyledi. HDP’li Gür, IŞİD tehdidiyle Ortadoğu’da değişen gengeler ve Kürtler’in yürüttüğü politikalar hakkında değerlendirmeler yaptı. Suriye’de rejimi yıkmak amacıyla Batı’nın kendi elleriyle bir canavar yarattığını; ancak şimdi bu canavarı yok etmeye çalıştığını anlatan Gür, IŞİD’in bu kadar güçlenmesinde Türkiye’nin büyük rolü olduğunu, Musul Konsolosluğu’nda görev personel ve diplomatların kaçırılmasıyla hükümetin rehin alındığını söyledi. Türkiye’nin bu aşamadan sonra IŞİD politikalarına mahkûm kaldığını ileri süren Gür, Türkiye’nin şimdi de tüm uluslararası baskılara karşın IŞİD ile olan ilişkisini kesmediğini dile getirdi. Gür, “AKP’nin ideolojik bir yakınlığı söz konusu. Ancak bu dış politaka başına bela açtı. 49 personel ne yazık ki rehin durumdalar. Hazirandan bu yana rehinelerin kurtarılacağı yönünde ciddi bir umut pompalandı ancak değişen bir şey yok” diye konuştu. Gür, IŞİD’in bu rehineleri siyasi bir kalkan olarak kullandığını ifade etti.

‘Kürtler rahatsız’

Ortadoğu’daki güçlerin Türkiye’nin IŞİD politikasından son derece rahatsız olduğunu belirten Gür, başlangıçta Irak Bölgesel Kürt Hükümeti ve Araplar’ın IŞİD’e karşı doğrudan bir çatışma öngörmediğini ancak IŞİD’in insanlığı hedef alan katliamları dolayısıyla bu durumun kaçınılmaz hale geldiğini ifade etti. Suriye’de PYD ve YPG’nin IŞİD’e karşı direniş gösterdiğini kaydeden Gür, PYD ve YPG’nin desteklenmesi gerekirken, Türkiye’nin tercihini IŞİD’den yana koyduğunu ifade etti. Irak’ta da Şengal ve Mahmur başta olmak üzere pek çok yerde Kürtler’in IŞİD’e karşı direniş gösterdiğini dile getiren Gür, şunları dile getirdi:

“IŞİD tehdidini gören, bu gerçekliği de görmek zorunda. ABD başta olmak üzere Kürtlerin gerçekten bir insanlık mücadelesi verdiğini, Batı’nın
daha duyarlı olması bölgedeki güçlerin temel beklentisi. Kürtlerin arzuladığı temel yaklaşım; bölgede hakların demokratik ve eşit bir biçimde birlikte yaşamasıdır. Rojava’da tarihi adımlar atıldı. Kürtlerin bu çabasını Türkiye, ABD ve AB’nin de görmesi gerekiyor.” ABD’de bu ayın sonunda yapılacak konferansa işaret eden Gür, birinci gündem maddesinin IŞİD tehdidiyle birlikte Ortadoğu’da mezhep temelli haklar arasında bir çatışma ihtimalinin giderek artması olduğunu kaydetti. Ortadoğu’ya şekil veren güçlerin artık Kürtleri göz ardı etmemesi gerektiğini söyleyen Gür, devam eden çözüm süreciyle Ortadoğu’da yaşanan tüm gelişmelerin de ilişkili olduğunu kaydetti.

Diyalog önemli

Türkiye’nin Kürt sorununu çözerken Ortadoğu’da bölgesel bir aktör olarak Kürtler ile kuracağı diyaloğun çok önemli olduğuna işaret eden Gür, şunlar kaydetti:

“Bütün gelişmeler birbirini etkiliyor. Özellikle Rojava’daki gelişmeler Suriye ve bütün Ortadoğu için ciddi bir model. Rojava, Türkiye açısından da güvenlik ve güven üreten bir sistemdir. Rojava’dan bugüne kadar Türkiye sınırlarına yönelik hasmane hiçbir tutum sergilenmemiş, aksine Türkiye ile iyi ilişkiler kurulması için çaba gösterilmiştir. Artık sanırım hükümet de bu konuda yaptığı yanlışın farkında. Rojava politikalarındaki esneme Türkiye’nin yararınadır. Çözüm ile Rojava birbirine bağlı bir süreçtir. Türkiye’nin Rojava’ya yaklaşımında köklü değişiklikler çözüm sürecine de ivme kazandırır.”