‘IŞİD Nietzsche’nin askerleri’

IŞİD, raporda, “Ötekileştirilen gençlerin kurtuluş ideolojisi” olarak tanımlandı. Güçlenmesinde ABD işgalinin ardından başlayan süreçte Şiiler etkinleştirilirken, Sünni Araplara, ayrımcılık uygulanması, onların aşağılanması ve işsiz kalmasının etkin olduğu belirtildi. IŞİD gibi örgütlerin hiççilik anlamındaki “nihilizm”in yansıması olduğunun belirtildiği raporda “İslam’ı nihilizmin referans çerçevesine dönüştürme teşebbüsü, adam öldürmekten daha beter bir fitnedir” ifadeleri kullanıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı, “DAİŞ’in Temel Felsefesi ve Dini Referansları Raporu” hazırladı.

Bu gibi örgütlerin “otantiklik iddiası”, ancak modernite ile yüzleşmeden, hesaplaşmadan modernizm etkisiyle ortaya çıktığı belirtildi.

Afrika, Afganistan, Irak işgali, Bosna ve Çeçen, Körfez savaşlarının örnek verildiği raporda, bu anlayışın “işgal, istibdat, sömürge ve savaş gölgesinde yetişen yaralı bilinçlerin ölümcül kimliklerin ve hatta Batı’da ötekileştirilen gençlerin, uğruna canlarını verdikleri ve insanları hunharca katlettikleri bir kurtuluş ideolojisine” dönüştüğü bildirildi.

Nihilizmin yansıması

Raporda, ölmeyi ve öldürmeyi sıradanlaştıran IŞİD ve benzeri örgütler, “modern dönemde dünyayı saran nihilizmin yansıması” olarak görülürken, şunlar kaydedildi:

“İnsanın hayatın anlamını ve var oluşun gayesini yitirmesi, ahlakın ve hukukun berhava olması, bilimin ve felsefenin söyleyecek hiçbir sözünün kalmaması Latince kökenli nihil (yokluk, hiçlik) kelimesinden türetilmiş nihilizm kavramıyla ifade edilir. İslam’ı nihilizmin referans çerçevesine dönüştürme teşebbüsü, adam öldürmekten daha beter bir fitnedir.”

Raporda, IŞİD’in ortaya çıkmasında Amerika’nın Irak’ı işgalinin ardından başlayan süreçte, uzun yıllar iktidarda olan Sünnilerin yerine Şiilerin etkin olmaya başladığı, Saddam döneminde ordunun iskeletini oluşturan Sünni Arap subayların bir anda “işsiz” kaldığı belirtildi.