İran’la savaş riskine dikkat!

Eski Dışişleri Bakanı Gürel, Erdoğan’ın Putin ile 5 Mart’ta yapacağı görüşmeyi yorumladı

İran’la savaş riskine dikkat!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.03.2020 - 04:00

Eski Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladamir Putin arasında, 5 Mart’ta yapılacak görüşmede, “tarafların gerçekçi olması” gerektiğine dikkat çekti. Gürel, heyette yer alacak ve Moskova’ya Erdoğan’dan bir gün önce gitmeleri beklenen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, MİT Başkanı Hakan Fidan’ın da katılacağı görüşmeyle ilgili , “ABD ve İsrail’in en çok istediği, Türkiye’yi İran ile karşı karşıya getirmektir. Eğer Rusya görüşmesinden olumlu bir sonuç çıkmazsa, sahadaki Hizbullah ve İran’ın desteklediği milisler de Türkiye’nin hedefi haline gelebilir. O zaman İran’la da bir savaşa sürüklenme tehlikesi doğabilir” dedi.

Gürel, Erdoğan ile Putin arasında, Moskova’da yapılacak İdlib görüşmesine ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu. Türk ve Rus heyetlerinin geçen haftaki görüşmelerinde somut sonuçlar alınmamasına karşın liderlerin görüşmesine ilişkin, “Eğer taraflar görüşme vaktine kadar gerçekçi bir değerlendirme yapmazlarsa, görüşmenin faydası olmayacaktır. Taraflar artık gerçekçi davranmak zorundalar” yorumunu yapan Gürel, şunları söyledi: 

“Bu sorumluluğun ne için üstlenildiği konusunda, ulusu bir türlü bilgilendiremiyorlar. Bir savaşta, eğer başlangıçta net amaçlarınız yoksa ve halkınıza kabul ettirdiğiniz amaçlar doğrultusunda bir savaşa girmiyorsanız, savaş başladıktan sonra işler iyice belirsizleşir. Artık tek amaç, savaşı kazanmak haline gelir. Savaşın en büyük tehlikesi de budur. Türkiye de şu an bununla karşı karşıya.”

Görüşmede, Türkiye’nin amaçlarını yeniden netleştirmesi gerektiğini belirten Gürel, “Türkiye, İdlib’deki silahlı grupları korumak için mi, yoksa oradan bize gelecek yeni bir göç dalgasını engellemek için mi orada bulunuyor? Eğer ikincisiyse, o zaman gözlem noktalarımız niye hâlâ eski yerlerinde duruyor ve kuzeye doğru çekilmiyor” diye sordu. Gürel, “Eğer görüşmeden bu sonuç çıkarsa, gerçekçi bir adım atmış oluruz. Ama Erdoğan hâlâ ‘Bir adım geri atmayacağız’ diyor, Bakan Hulusi Akar sadece ‘sayı hesabı’ yapıyor. Bunlar son derece sakıncalı ve hastalıklı değerlendirmelerdir” diye konuştu.

Soçi’nin yenilenmesi gerektiğine de dikkat çeken Gürel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Astana yerinde durabilir fakat Soçi’deki mutabakat zaten süreli bir mutabakattır, yenilenebilir. Zaten Soçi’nin gereklilikleri yerine getirilemedi ve dolayısıyla bitti. Görüşmelerde, yeni bir mutabakat sağlanabilir.”

Gürel, görüşmeden olumlu bir sonuç çıkmamasının sahaya nasıl yansıyabileceğini de şu sözlerle değerlendirdi:

“Ne Rusya Türkiye’yi karşına almayı düşünebilir ne de Türkiye Rusya ile karşı karşıya gelmeyi... Ama özellikle ABD ve İsrail’in en çok istediği, Türkiye’yi İran ile karşı karşıya getirmektir. Eğer görüşmede gerçekçi davranılmazsa, sahadaki Hizbullah ve İran’ın desteklediği milisler Türkiye’nin hedefi haline gelebilir. O zaman İran’la da bir savaşa sürüklenme tehlikesi doğabilir. Böyle bir karşı karşıya gelmenin sonu yoktur. Uzun dönemli ve çok kanlı, her iki tarafa da çok büyük zarar verecek, ABD ve İsrail’i çok memnun edecek gelişmeler olur. Türk askeri, Esad’dan daha büyük bir tehlike ile sahada ve başka cephelerde karşı karşıya gelebilir. En çok çekinmemiz gereken durum budur.” 

‘MECLİS’TE ELE ALINMALIYDI’

“Konunun her şeyden önce TBMM’de ele alınması gerektiğinin” de altını çizen Gürel, “TBMM, ‘Gazi’ unvanını, 15 Temmuz’da değil, Kurtuluş Savaşı’nda kazandı. Anayasamıza göre savaş ilan etme yetkisi TBMM’ye ait. AKP sözcülerinin ya da bakanların, hatta cumhurbaşkanının savaş ilan etme yetkisi yoktur. Anayasamıza ve TBMM’nin tarihsel rolüne uygun şekilde, şimdiye kadar konunun enine boyuna ele alınması gerekirdi. Konu, BM Güvenlik Konseyi’nde, NATO toplantılarında konuşuluyor ama TBMM’de konuşulmuyor. TBMM’ye de hesap verecek olan atanmış bir bakan değil, seçilmiş cumhurbaşkanıdır. Çünkü, yeni sistemde cumhurbaşkanı yürütmenin başıdır ve ona göre sorumluluk alması gerekir” değerlendirmesinde bulundu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler