‘İnsan pazarlığına son verin’

Çatışmalar, yoksulluk ve iklim değişiklikleri nedeniyle topraklarını terk ederek “umut yolculuğuna” çıkmak zorunda kalan Afrikalı göçmenlerin durumu, Avrupa’da aşırı sağın yükselişi ve giderek yayılan sert sığınmacı politikası nedeniyle büyük bir insani krizi beraberinde getiriyor. İtalya’da yeni kurulan aşırı sağ-sağ popülist koalisyonun Akdeniz’de kurtarılan 629 göçmeni taşıyan Aquarius gemisinin Sicilya’ya girişine izin vermemesi, Malta’nın da benzer tutum takınması sorunun boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi.

Afrikalı göçmenler kendilerini kabul eden İspanya’ya doğru yola çıktı. Göçmenleri kurtaran sivil toplum örgütü SOS Mediterranee, gemideki sağlık hizmetlerini veren ise Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) olmuştu. Daha önce Aquarius adlı kurtarma gemisinde görev yapan ve halen MSF’nin İnsani Yardım İlişkileri Danışmanlığını yürüten Hassiba Hadj-Sahraoui ile Akdeniz’de son yaşanan insani krizi konuştuk.

‘Hamileleri kabul ederiz ama...’

“Akdeniz’de kurtarılan göçmenleri üç yıldır yaptığımız gibi Sicilya’ya göndermeye çalışıyorduk” diyen Hadj-Sahraoui, gemide yanlarında ebeveynleri olmayan 123 çocuk, genç ve 7 de hamile kadının bulunduğunu söyledi. İtalyan İçişleri Bakanlığı’nın engeliyle geçen pazar günü karşılaştıklarını söyleyen MSF temsilcisi, yeterli su ve gıda maddesinin olmadığı gemide göçmenler için üç günlük yeni bir yolculuk anlamına gelecek İspanya yönlendirmesine ise itiraz ettiklerini belirtti. “Görüşmelerin ardından, su ve gıda yardımının yanı sıra sağlık durumu kötü olan yolcular için sağlık hizmeti önerisinde bulunan İtalyan yetkililerin, hamile kadınların ise kocalarıyla birlikte transferine karşı çıktıklarını” da aktardı.

506 göçmenin Roma’nın sağladığı gemilerle, 123’ünün ise Aquarius ile devam ettiği İspanya yolculuğunun yarın tamamlanması bekleniyor. Avrupa ülkelerinin sorumluluktan kaçarak yanlış yaptıklarını vurgulayan Hadj- Sahraoui, İtalyan hükümetini ve diğer ülke yöneticilerini insanları pazarlık aracı olarak kullanmaktan vazgeçmeye çağırdı.

Macron’dan krizi dindiren telefon

Roma’nın Akdeniz’de kurtarılan 629 Afrikalı göçmeni taşıyan Aquarius adlı gemiyi kabul etmemesinin ardından Avrupalı liderler arasında yaşanan söz düellosunun yankıları sürerken ılımlı mesajlar da gelmeye başladı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un İtalya’daki aşırı sağcı Lig ile sağcı popülist 5 Yıldız Hareketi’nin koalisyon hükümetini önce “sorumsuzluk ve değerlerden uzaklaşmakla” suçlayan sözleri gerilime neden olurken önceki günkü iki ülke ekonomi bakanları arasında planlanan görüşme Roma tarafından ertelenmişti. Gözler Macron ile İtalya Başbakanı Giuseppe Conte arasında bugün gerçekleşecek buluşmanın akibetine çevrilmişti.

Krizin ardından Macron sözlerinin İtalya’ya ve İtalyan halkına saldırı amacı taşımadığını belirten bir açıklama yayımladı. Macron’un önceki gün Conte ile telefonda görüştüğü de duyuruldu. İkilinin bugün planlandığı gibi bir araya gelecekleri kaydedildi.

Öte yandan Papa Françesko göçmenler konusunda politika üretirken “düşünce dünyasının” değiştirilmesi çağrısında bulundu. Sürecin küresel ölçekte “adalet, dayanışma ve merhamet değerleriyle yönetilmesini” istedi.

BERLİN HÜKÜMETİNDE GÖÇMEN ÇATLAĞI

Almanya Başbakanı Angela Merkel, partisi Hıristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) kardeş partisi Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) ile göçmen politikası nedeniyle anlaşmazlık yaşarken Avrupa’ya bu konuda ortak bir politika üretme çağrısında bulundu. Başbakanlıkta düzenlenen ve CSU lideri, İçişleri Bakanı Horst Seehofer’in katılmadığı Uyum Zirvesi’nde konuşan Merkel, Avrupa hükümetlerinin göçmenler konusunda kurallara aykırı davranmaması ve bütünlüklü bir politikayla hareket edilmesi gerektiğini belirtti.

Seehofer, önceki gün göçmenler konusunda sertlik yanlısı Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz ile bir araya gelerek yasadışı göçe karşı Avusturya, Almanya ve İtalya’nın merkezinde durduğu yeni bir eksen kurulmasından yana olduğu mesajını vermişti. Kardeş partiler arasındaki bu sürtüşme üzerine iki parti yöneticilerinin dün sürpriz bir görüşme yaptıkları bildirildi.