İnce şeyleri anlamaya dair!

İletişim Yayınları’ndan çıkan Kalfa Uykusu, Mustafa Çiftci’nin yıllar içinde yayımladığı yazılarını bir araya getiriyor. Çiftci, denemelerinin eksenine kendi yaşamını yerleştirirken, aynı zamanda okurunun yaşamına da dokunmayı son derece doğal bir şekilde başarıyor.

Yayınlanma: 08.07.2021 - 00:03
Abone Ol google-news

 

POPÜLER KÜLTÜRDEN TOPLUMSAL BELLEĞE

Kalfa Uykusu, “insan kendini insanda tanıyor” diye düşünen bir yazarın elinden çıkmış, insanın kendini ve yaşamı tanımasına dair söyleyecek sözü olan metinlerle dolu, okunmaya değer bir kitap.

Mustafa Çiftci, denemelerinin eksenine kendi yaşamını yerleştirirken, aynı zamanda okurunun yaşamına da dokunmayı son derece doğal bir şekilde başarıyor. “Hissetmek ve hissettirmek gayretiyle yazıyorum,” diyen bir yazardan beklenen de bu olsa gerek.

Bu denemeleri yazarın, yaşamı anlama ve anlamlandırmaya dair naif bir çağrısı olarak okumak olanaklı. Yazar ile sohbet edercesine sayfaları çeviriyor, edebiyattan sinemaya, popüler kültürden toplumsal belleğe uzanmış metinlerle keyifli bir seyre çıkıyoruz.

OKUMAK, YAZMAK, İZLEMEK ÜZERİNE...

Üç bölüme ayrılmış kitapta, karşımıza çıkan ilk denemeler, “Okumak, İzlemek, Yazmak” üzerine. Çiftci, üstüne sayısız cümle söylenmiş, neredeyse kavramlaşmış bu üç eylemin her birini hem kendine özgü hem okurun paylaşabileceği deneyimler olarak işliyor.

Tanıdık olduğumuz isimler, çoğumuzun alışkanlık haline getirdiği okuma, izleme ve yazma deneyimleri keyifli anekdotlarla tazelik kazanıyor.

Okur olmanın kaç hali vardır, bir kitap neden popüler olur, yazarın ekmekçiden alabileceği tavsiye nedir gibi sorulara yanıt arayan / veren metinler, yazarın üstenci yaklaşımı reddeden üslubu sayesinde sohbet havasını koruyor, okuruna yaşamı farklı notalarda duyabilmenin olanağını anımsatıyor.

Çiftci, yaşadığı coğrafya ve zamanı merakı ve kalemiyle zenginleştiren, yaşamın ritmini çeşitli ses ve renklerle anlatısına yansıtan bir yazar. Bu yönü “İnsan Halleri” ve “Memleket Manzaraları” bölümlerinde yer verilen metinlerde daha da görünür hale geliyor.

Günlük yaşam içerisinde fark etmediğimiz detayları, yaşayıp da unuttuğumuz “o anları” bize anımsatan denemeler, bizleri hem bir yazarın kimlik inşası hem de bu süreçte etkili olan bu topraklar üzerine bir yolculuğa çıkartıyor.

Çiftci, bu yolculukta eskiyi sevgi ile anıyorken, eskide takılı kalma, onda yaşama saplantısında olmadığını da hissettiriyor. Onun yazıları eski ile şimdinin, hatta belki de geleceğin, bir arada, aynı anda yaşayabildiği metinler, tıpkı yaşamın kendisinde olduğu gibi.

Kaotik anlarla tanımlayabildiğimiz şu günlerde belki de en ihtiyacımız olan, dingin, içten ve ince bakışa sahip bir kaleme kulak vermek. Bu anlamda İletişim Yayınları’ndan çıkan Kalfa Uykusu’nun zamanlaması sanıyorum daha iyi olamazdı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler