İnanç baskısı okullara iner

Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Okul Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği” ile ilkokullara bile abdesthane ve kız ve erkek öğrencilere ayrı mescit açma zorunluluğu getirilmesi, velileri ve eğitimcileri isyan ettirdi. Abdesthane ve mescit bölümlerinin ilkokul ve ortaokul bünyesinde de açılacak olması, çocukların kavramsal olarak soyut/somut ayrımını yapmaya uygun yaşta olmadıkları için pedagojik ve psikolojik olarak sakıncalı bulundu. Eğitimci Alaattin Dinçer, “Açılacak kurumların bünyesinde bulunması gereken sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif etkinliklerin düzenleneceği bölümler arasına abdesthane ve mescit gibi dini vecibelerin yerine getirileceği bölümleri eklemek, eğitim öğretim faaliyeti yürütmek için açılacak kurumların okul olma vasfını ve tanımlamasını tartışmalı bir hale getirecektir” dedi. Yapılan yönetmelik düzenlemelerinin bazı maddelerinin, anayasa’nın başlangıç ilkeleri ile eşitlik ilkesine, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 10-11-12-13. maddelerine uymayan, çelişkiler ve aykırılıklar içeren düzenlemeler olduğunu belirten Dinçer şöyle devam etti: “Açıkçası MEB bundan böyle açılacak okullarda bulunması zorunlu olan bölümler için sınırları zorlayan bir kararın altına imza atmış oldu. Bu düzenlemelerin salt bu okullarda görev yapan personel için düşünülmüş düzenlemeler olmadığını, zamanla öğrencileri de içine alacağını yaşanmış örneklerden biliyoruz. Bakanlık 2019 yılı sonuna kadar tekli eğitim geçme planları yapmaktadır. Bu plan çerçevesinde yapılacak derslik sayısının 77 bin olduğu açıklanmaktadır. 77 bin dersliğin içinde yer alacağı okullar artık bu yeni yönetmeliğe uygun olarak inşa edilecektir.” MEB’in yaptığı her yönetmelik, genelge ve tebliğ düzenlemesinin toplumun tamamını etkilediğine dikkat çeken Dinçer, bu tür düzenlemelerde toplumun hiçbir bireyinin ayrımcılığa uğramış hissetmemesi gerektiğini vurguladı.

Akran baskısı olur

Okullarda mescit ve abdesthanenin zorunlu kılınmasıyla öğrenciler arasında inanç ayrımcılığı yaşanabileceğine dikkat çeken bir veli, “Bu yaştaki çocuğa aile isterse dini eğitimi evde verir, okul ibadet yeri değildir. Bir süre sonra namaza gidenler, gitmeyenler diye ayrım olabilir. Çocuk istemese de arkadaşları tarafından dışlanmamak için mescide gidebilir. Doğru dürüst laboratuvarları, kütüphaneleri, spor alanları olmayan okullara ibadet yeri zorunluluğu getirilmesi çağdaş, laik eğitim açısından kabul edilemez. Bir grup veli olarak yönetmeliğin bu maddelerinin iptali için dava açmaya hazırlanıyoruz” dedi.