İlkesiz pazarlık
Erdoğan Varna’da AB liderleriyle buluşacak. Türkiye’nin talepleri de, AB’nin hak ve özgürlükler beklentileri de masada olacak
Osmanlı ile Haçlıların karşı karşıya geldiği Varna, 474 yıl sonra Batı ile ilişkilerde tarihi bir buluşmaya evsahipliği yapacak. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ile bir araya gelecek. Ankara ve Brüksel’in temkinli ve iyimser mesajlar vererek hazırlandığı Varna liderler buluşmasından Türkiye’nin beklentisi “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, vize serbestisi” alanlarında Brüksel’in adım atması. AB ise başta “hukukun üstünlüğü ve temel özgürlükler” konusunda Türkiye’nin adım atmasını ve Rum Kesimi’nin de dahil olduğu tüm üye ülkelerle ilişkilerinde açılım yapmasını bekliyor. AB Liderleri, 22-23 Mart Zirvesi’nde Türkiye’nin Ege ve Akdeniz’deki faaliyetlerini “yasadışı” olarak tanımlayıp, Ankara’yı kınarken, Türkiye de AB’nin artık Kıbrıs müzakerelerinde üçüncü taraf olamayacağını duyurdu.
Gerilimin gölgesinde
Rumların ve Türkiye’nin ada çevresinde petrol ve doğalgaz aramasıyla başlayan gerilim açıklamalarla devam ederken, gözler adadaki bölünmüşlüğü gidermek için BM’nin nasıl bir yol izleyeceğine çevrildi. Brüksel, Akdeniz’de tansiyonun daha çok tırmanmasından endişe ederken, Yunanlı iki askerin Türkiye’de tutuklanması da AB’nin Türkiye’yi kınamasına zemin oluşturdu.
Zirve değil ‘buluşma’
Denizlerdeki gerilimin gölgesinde başlayacak olan Varna toplantısında Ankara’nın hedefi, Türkiye’nin üyelik perspektifinin korunması. AB ise gerilimi düşürecek ve Ankara’yı üyelik perspektifine döndürecek adımları belirlemeye çalışıyor. Üst düzey bir Türk diplomat, Varna Zirvesi öncesindeki beklentileri, “Masanın üzerinde fazla şey kalmadığı için ilişkiler ameliyat masasına yatırılıyor” diye tanımlarken, üst düzey bir AB’li diplomat ise “Varna, Türkiye ile birlik arasındaki sorunların çözümü için çok önemli dönemeç” dedi. AB’li diplomat, sürecin canlandırılması için Almanya ve Avusturya ile başlayan ivmenin Hollanda’yı da kapsayacak şekilde ilerletilmesinin önemine işaret etti. AB, geçtiğimiz yıl Brüksel’de Erdoğan’ın ağırlandığı buluşmanın aksine Varna buluşmasını “Zirve” değil “liderler buluşması” olarak tanımlıyor.
Dönem başkanı fomülü
Dönem Başkanı Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov’un evsahipliğinde, Juncker ve Tusk’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ağırlayacağı liderler buluşmasının ardından 17 Nisan’da AB’nin artık adında “İlerleme” ifadesini kullanmadığı ülke raporu yayımlanacak ve Haziran ayında Türkiye’nin de aralarında bulunduğu aday ülkelerin durumu AB liderleri tarafından ele alınacak. Liderler buluşmasında hedeflenen mutabakatın sağlanamaması halinde yapılacak açıklamanın dönem başkanı Bulgaristan tarafından kaleme alınması bekleniyor. Bu açıklamada başta Terörle Mücadele Yasası’ndaki değişiklik beklentileri olmak üzere Türkiye’de ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğünün geliştirilmesine yönelik beklentilerin vurgulanacağı belirtiliyor. Ayrıca yapılacak açıklamada AB, tüm üye ülkelerle Türkiye’nin iyi ilişkiler kurma beklentisini aktaracak.
O mektupta Atalay da vardı
Avrupa Parlamentosu’nun 75 üyesinin Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’e yazdığı mektupta gazetemizin genel yayın yönetmeni Murat Sabuncu ve muhabirimiz Ahmet Şık’ın tahliye edilmesine karşın, İcra Kurulu Başkanımız Akın Atalay’ın hâlâ hapiste tutulduğuna işaret edildi. Tutuklu hak savunucuları Osman Kavala ve Taner Kılıç; AYM ve AİHM kararlarına rağmen tutukluluğu devam ettirilen gazeteci Mehmet Altan ve geçen günlerde ev hapsi ile serbest bırakılan Şahin Alpay’ın yanı sıra tutuklu gazeteci Zehra Doğan ve yeniden hapse girme riski altında yaşayan İnan Kızılkaya’nın durumuna da dikkat çekildi.
Buluşmanın başlıkları
Varna Liderler buluşmasına gidilirken, Türkiye ve AB arasındaki bazı başlıklarda son durum şöyle:
-Vize serbestisi: Ankara’nın bu konudaki talebi, AB’nin Türkiye’deki Terörle Mücadele Kanunu’nun AB hukuku çerçevesine uygun hale getirilmesi şartına takılıyor. AB’nin bu konuda en üstüne durduğu tablo, Türkiye’de gazetecilerin tutuklu yargılanması ve basın özgürlüğünün terör suçu olarak tanımlanması. Adli İşbirliği başlığında da Türkiye’nin Rum Kesimi’ni tanımaması nedeniyle çözümsüzlük yaşanıyor. Taraflar topu birbirine atıyor. Türkiye, Komisyon’dan; Komisyon da Ankara’dan sorunun nasıl aşılabileceği yönünde teklif bekliyor. Üçüncü ülkeler aracılığıyla adli işbirliğinin sağlanması, masadaki formüller arasında.
-Gümrük Birliği: Türkiye ve AB, Gümrük Birliği’nin (GB) güncellenmesinde anlaştı ancak Konsey’den, Komisyon’a yönelik yetkilendirmede henüz Almanya’nın engeli aşılmadı. Rum Kesimi ise Türkiye’nin GB’yi eski haliyle de kendisine uygulamamasından rahatsız ve bu nedenle güncellenmesine de karşı. Ancak karar, üye ülkeler arasında oy çokluğuyla alınacağı için bir sorun beklenmiyor. Tarım, kamu teşviki ve hizmetler ise güncellenmedeki en zorlu başlıklar. Türkiye ayrıca AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı GB anlaşmalarının verdiği zararın da telafisini bekliyor.
-Sıra Hollanda’da: Brüksel, Almanya ve Avusturya ile başlayan normalizasyon sürecinin Hollanda ile de devam etmesini bekliyor. Başta GB ve vize serbestisinde ilerleme sağlanması için komisyon, üye ülkelerle ikili ilişkilerin güçlendirilmesinin önemli olduğunu birçok defa Ankara’ya iletti.
-Özgürlük-Yatırım endeksi: Başta Cumhuriyet davasında Murat Sabuncu ve Ahmet Şık’ın serbest kalması olmak üzere son gelişmeler Brüksel tarafından yakından takip ediliyor. Ancak Brüksel henüz Türkiye’de ibrenin demokratikleşmeye döndüğü kanısında değil ve bunların süreceğini de görmek istiyor. Varna’daki zirvede Erdoğan ile yapılacak görüşmelerin gündeminde de “hukukun özgürlüğü ve temel özgürlükler” işbirliğinin geliştirilmesinde masada olacak. Bu davet mektubunda da kayda geçirildi. Son olarak Avrupa Parlamentosu vekilleri, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’e bir açık mektup gönderdi. Avrupa Parlamentosu’nda Yeşiller/ Avrupa Hür İttifakı grubundan Rebecca Harms’ın inisiyatifiyle kaleme alınan ve AP’nin 75 vekilinin imzası bulunan mektupta, Türkiye’de insan haklarının ve hukukun üstünlüğünün kötüye gitmesinden duyulan endişe aktarıldı. Geçtiğimiz yıl yaz aylarında Türkiye’deki yatırım teşviklerini ve fonlarını düşüren Avrupa Yatırım Bankası da Deniz Yücel’in aniden serbest bırakılması ile başlayan ve Berlin-Viyana açılımı ile devam eden sürecin ardından Türkiye’ye yatırımlarını yeniden artırma kararı aldı.
-Teşvik sözü: Nisan’da yayınlanacak ülke raporuyla ilgili AB ve Türk diplomatlar arasında yapılan toplantıda Komisyon yetkilisinin, “Türkiye’yi teşvik edici dil kullanma” sözü verdiği öğrenildi. Hazırlanan raporda eleştirel bir dil kullanıldığı ve önceki raporda olduğu gibi “geriye gidiş” ifadesinin de yine kullanıldığı belirtilirken, Komisyon, Türkiye’nin üyelik perspektifini koruma sözünü de verdi.
-Hedef Haziran: AB’nin haziran ayındaki zirvesinde genişleme süreci ele alınacak. Bu süreçte Juncker ve Tusk, Varna buluşması ve sonrasına dair bilgi sunacak. AB’nin diğer aday ülkelere yönelik üyelik takvimini belirleyeceğini Zirve için Ankara’nın hedefi olumsuz bir karar çıkartmamak ve var olan statüyü şimdilik korumak.
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- Mansur Yavaş'tan TBMM'ye flaş çağrı!
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- TÜİK ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- AKP'den kayyum için ilk açıklama