İki yürek yarası
19 Aralık tarihi Türkiye'nin hafızasında önemli bir yere sahip. İnsanların katledildiği Hayata Dönüş Operasyonu ve Maraş katliamının ilk kıvılcımı bugüne rastlıyor.
Türkiye’de cezaevlerindeki bazı siyasi tutuklu ve hükümlülerinin F tipi hücre sistemine ve tecrit uygulamasına direnmek için 20 Ekim 2000 tarihinde başlattıkları açlık grevi ve ölüm orucu eylemlerine karşı, 19 Aralık günü 20 ayrı cezaevine eşzamanlı olarak gerçekleştirilen ve 10 bin güvenlik görevlisinin katıldığı operasyonun üzerinden tam 16 yıl geçti. Bayrampaşa Cezaevi’nde 14 saat aralıksız devam eden operasyonda 12 tutuklu ve hükümlü diri diri yakılarak öldürülürken, cezaevinden geriye sadece enkaz ve onlarca yaralı kalmıştı. 3 gün süren operasyon boyunca 2’si asker toplam 32 kişi yaşamını yitirirken, 600’ün üzerinde tutuklu ve hükümlü ya sakat kaldı, ya da yaralandı. Operasyon sırasında Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ise bir televizyon kanalına bağlanarak yaptığı açıklamada, “Asıl amaç ölüm oruçlarını bitirmek değil, devletin otoritesini sağlamaktır” diyerek cezaevlerindeki tututuklu ve hükümlüleri hedef almıştı. F tipi cezaevlerinin mimarlarından olan ve operasyon sırasında Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunan Ali Suat Ertosun’a ise 2004 yılında AKP hükümetinin kararıyla Devlet Bakanı Cemil Çiçek tarafından “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” verilmişti.
10 yıl sonra dava
Operasyonun ardından tutuklu ve hükümlüler hakkında “Devlet malına zarar vermek” ve “İsyan çıkarmak” suçlamasıyla dava açılırken, tam 10 yıl sonra Eyüp Cumhuriyet Savcılığı tarafından 37 er ve 2 astsubay ise açılan dava ile sanık sandalyesine oturtulmuştu. Daha sonra “Tufan Planı”yla ilgili 157 jandarma mensubuna “öldürme” ve yaralılarla ilgili “öldürmeye teşebbüs” suçlamalarıyla 12 Mart 2010 tarihinde ikinci dava açılmış, sanıklar arasında üst düzey komutanlar da yer almıştı. Bu dava da Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Bayrampaşa Davasıyla birleştirilirken, dönemin Jandarma Özel Asayiş Komando Birlikleri (JÖAK) Komutanı Albay Burhan Ergin de sanık olarak yer almıştı. Halen Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam eden davada Jandarma Genel Komutanlığı’ndan istenen belgeler mahkemeye ulaşmazken, dosya avukatlarının, Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderilmesini istediği dosyanın bir kısmı da mahkeme heyeti tarafından bekletilmeye devam ediyor.
BASKILAR SÜRÜYOR
Olayların yaşandığı Bayrampaşa Cezaevi’nin bulunduğu alanda konut, hastane, otopark, cami ve sosyal tesis olarak planlanan inşaat çalışması sürüyor. Her yıl cezaevi önünde yapılan basın açıklaması ise bu yıl OHAL gerekçesiyle gerçekleştirilemedi. Polisin cezaevi önünde gün boyu uzun namlulu silahlarla nöbet tuttuğu görüldü.
Yenildiler
Halkın Hukuk Bürosu resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “19-22 Aralık 2000 tarihi Türkiye faşizminin hayata geçirdiği en büyük katliam tarihlerinden birisidir. Hapishanede tutsak olarak bulunan devrimciler en vahşi yöntemlerle katledilerek, devrimci düşünce tasfiye edilmek istenmiş, tecrit ve F tipleri aracılığıyla halk örgütsüz bırakılmak istenmiştir. Ama faşizm devrimci irade karşısında yenilmiştir”denildi. Açıklamada cezaevindekilere yapılan baskının sürdüğü ve 19 Aralık’ın mirası olduğu vurgulandı
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Kan donduran 'taciz' iddiası
- İmamoğlu'ndan, Tekin'e 'belgeli' kreş yanıtı
- TÜPRAŞ'tan açıklama geldi