İki dirhem bir çekirdek

Çok esprili bir karakter McBride, her lafında bir mizah var. Tepesinde pike yapan sinekten, Alman yapımı arşeye kadar her şey nasibini alıyor esprilerinden.

İki dirhem bir çekirdek
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.10.2014 - 09:08

Yolda görseniz uluslararası bir şirketin yöneticileri sanırsınız. Kurumsal hayattan çıkıp sosyete kokteyline gelmiş gibiler; kat kravat, iki dirhem bir çekirdek. Hatta patron Christian McBride’ın parlak saten ceketinin yakasında mendil bile var. Bu onların işadamlığından değil, 50’li yılların kombolarına gösterdikleri saygıdan geliyor, tıpkı çalarken yaptıkları gibi.

Son albümü “Out Here” turnesi kapsamında CRR’de çalan Christian McBride Trio, 24. Akbank Caz Festivali programının gözdelerinden olduğunu tükenen biletlerle ispatlamış. Kümülatif enerjilerinin yanı sıra, bireysel öz gürlükler de engin bu üçlüde. Caz tarihinin sarı sayfalarına selam duran kompozisyonların düzenlemelerinde her müzisyen için oldukça geniş alanlar tanımlanmış.

Örneğin, Duke Ellington bestesi “Caravan”ı modern hayatın endişeleriyle bezenmiş çağdaş bir yorum olarak çalıyorlar, oldukça hızlandırılmış bir tempoda.

Parçadan sonra, İstanbul’un en sevdiği şehirlerden biri, bu mekânın da favorisi olduğunu söylüyor McBride. Bir de kimlerin elinde, nasıl yönetildiğini bir bilse!!!

Ardından arkadaşlarını tanıtıyor: “trio’dan big band’e her formatta çalabilen davulcu Ulysses Owens Jr.” (ki festival kitapçığında Rodney Green olarak yanlış yazılmıştı) ve “Yanımda çok para kazandı” dediği Oscar Peterson ekolünden gelen piyanist Christian Sands.

Bir Oscar Peterson bestesi geliyor: “Hallelujah Time”. Diyaloglara dayalı kısa cümlelerden oluşan doğaçlamalar resmigeçit halinde.

Çok esprili bir karakter McBride, her lafında bir mizah var. Tepesinde pike yapan sinekten, Alman yapımı arşeye kadar her şey nasibini alıyor esprilerinden.

Ayrıca şahsiyetli akorları, sağlam basan yürüyüşleri, izleyici kontağı; hepsi mükemmel. Ancak gösterinin yıldızı o olsa da, yanındakiler McBride’dan daha çok göz doldurdu desek yalan olmaz.

Az önce bitirdikleri J.J. Johnson bestesini ilk kez sahnede çaldıklarını söylüyor. Johnnie Taylor tarafından 70’li yıllardaki funk yorumuyla ünlendirilen “Who’s Making Love” ile seyirciyi ellerini çırparak eşliğe davet etmeden evvel kravatını gevşetiyor, “funk böyle çalınır” diyerek. 90 dakika az geliyor dolu salona. Olsun varsın; hayal kırıklığına uğramayacağımızı biliyorduk, ama eve bu kadar da mutlu gideceğimizi ummazdık.

muratbeser@muratbeser.com


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon