İçeriye mektuplar... İncecik bir umut ışığı
Yazar Ayşe Kulin, gazetemize düzenlenen operasyon kapsamında Silivri'de tutuklu olan Turhan Günay için yazdı.
Sevgili Turhan, Bir Kitap Fuarı daha sensiz geldi geçti. Yoğun imza günlerinin sonunda, yazar çizer takımı âdetimiz üzere Deniz’in çağrısıyla bir balıkçıya ya da kebapçıya gidip (çalmak-oynamaktan çoktan vazgeçtik) yemek yiyecektik.
Ben içimden gelmediği için yemeği dahi es geçip dosdoğru otelime gittim, kitap okumaya çalıştım, kitaba dikkatimi hiç veremeden. Rahatsızlanmışsın. Hastaneye kaldırılmışsın. İyiye gidiyormuş sağlığın. Bir dostun hastalığını zamanında haber alamamış, onu hastanede ziyaret edememiş olmanın burukluğu nasıl olurmuş, öğrendim sayende.
Haklarında iddianame dahi yazılmadan dört aydır içeride tutulan Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Ahmet Şık, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku ve M. Kemal Güngör’e ve elbette bir kitap ekinin başında olduğun için tek bir siyasi yazı dahi yazmadığın halde tutuklanan sana, sabır dilemekten başka elimden hiçbir şey gelmiyor ve ben buna kahroluyorum. Sizin gibi daha yüzlerce gazeteci, şiddete bulaşmadıkları halde içerideler. Aralarında çocukluk arkadaşlarım, yazılarını severek okuduklarım, görüşlerini hiç paylaşmadıklarım hatta günahım kadar sevmediklerim var. Olsun, sevsem de sevmesem de kalem tutan ellerin tutsaklığında sanki payım varmış gibi, tuhaf bir suçluluk hissi duyuyor, kendimi yetersiz, değersiz, beceriksiz hissediyorum.
Fikirlerinden dolayı yangın çıkaranlar, tekme atanlar, kadın dövenlerin, resim sergisi basanların... Haydi bunları geçtim çocuk istismar edenlerin dahi kollanabildiği bir toplumda bir şey yapamamanın utancına dayanmaya çalışarak, yaşıyorum. Ben bir işe yaramadan üzülüp dururken, bilim adamları boş durmuyor. Siz içerideyken yeni gezegenler keşfedildi. Evren hızla genişliyor ve giderek hızlanıyormuş. Galaksi kümeleri bu nedenle birbirlerinden uzaklaşır olmuşlar ve Evrende bizi kaçınılmaz bir yalnızlık bekliyormuş. Şu kadere bak be Turhan... Ülkemin yalnızlığı yetmedi, bir de yüz yıl önce keşfettiğimiz Galaksimiz tek başına kalacaksa, sen düşün halimizi... Neyse ki dünyamızla aynı büyüklükte yedi adet yeni gezegen bulundu bu arada. Biz ‘Başkanlık’la meşgulken, insanoğlu bak nelerle uğraşıyor. Artık, gönül rahatlığı ile ‘Batsın Bu Dünya!’ diye bağırabiliriz. Bizimki batarsa, yedi gezegenden birini seçer, ona atarız canımızı. Gökbilimcilerimiz, Doğu Anadolu Gözlemevi’nde çok gelişmiş teleskoplarıyla Kırmızı Ötesi bölgedeki yıldızları izlemeye hazırlanıyorlar. Elbette, geçmişte günahtır diye Hezârfen Ahmet Çelebi’nin kanat takıp uçmasına, rasathanenin kapatılmasına ve matbaanın Müslümanlar için kullanılmasına izin vermeyen o ses, yine uğursuz bir kuş gibi ötmez, önleri kapanmazsa çok şey yapabilirler...Ne de olsa ilk rasathanenin kurulduğu toprakların çocukları onlar.
Kırmızı ötesine dair de olsa, incecik bir umut ışığı... Ne güzel!
Umut hep var.
Hepinize sevgiler, selamlar, sabırlar ve hayırlı günler dileğiyle.
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!