Hukuçulardan Danıştay'a iptal davası

Türkiye Barolar Birliği, Adli Kolluk Yönetmeliği değişikliğinin iptali amacıyla dava açtı.

Hukuçulardan Danıştay'a iptal davası
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 23.12.2013 - 22:30

Türkiye Barolar Birliği (TBB), yolsuzluk operasyonları sonrasında jet hızıyla gerçekleştirilen ve soruşturma yetkilerinin mülki amirlerle paylaşılması yoluyla, “yürütmenin yargı alanına müdahalesine imkân sağlayan” Adli Kolluk Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’e karşı yürütmenin durdurulması istemi ile Danıştay’a iptal davası açtı.

Dava dilekçesinde 21 Aralık 2013 tarih ve 28858 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Adli Kolluk Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 2. maddesinde yer alan “c) En üst dereceli kolluk amiri adli olayları, suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumakla ve bu konuda gerekli tedbirleri almakla görevli ve yetkili olan mülki idare amirine derhal bildirir”, 3. maddesinde yer alan “ve en üst dereceli kolluk amirine Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. maddesinin altıncı fıkrasında sayılan suçlar nedeniyle yapılan soruşturmaların aşamaları hakkında cumhuriyet savcısı tarafından doğrudan veya varsa ilgili cumhuriyet başsavcı vekili aracılığıyla cumhuriyet başsavcısına yazılı olarak bilgi verilmesi zorunludur. Bu bildirim yazıları görüldü şerhinden sonra soruşturma dosyasında muhafaza edilir” hükümlerinin iptaline ve iptali talep edilen düzenlemeler ile ilgili olarak dava sonuna kadar yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi istendi.

TBB, adli kolluk görevlilerinin, adli kolluk sorumlusu ve en üst dereceli kolluk amiri, idari yönden mülki idare amirine karşı sorumlu iken, adli soruşturmalar bir başka anlatımla adli kolluk görevi çerçevesinde ise cumhuriyet savcılarına bağlı olduğuna dikkat çekerken, mülki idare amirlerinin adli soruşturmaların yürütülmesi bakımından herhangi bir hak ve yetkilerinin bulunmadığını aktardı.

Mülki idare amirlerinin cumhuriyet savcılarına herhangi bir şekilde emir ve talimat veremeyeceğine, bu bağlamda adli işlemlere ve derdest soruşturma dosyasına müdahale edemeyeceğine işaret edilen TBB dilekçesinde, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

“Bilindiği üzere; yönetmelik ile getirilen bildirme yükümlülüğü kapsamındaki adli olaylar ceza soruşturmasına konu olup yargılama faaliyeti içerisinde değerlendirilmektedir. Getirilen bu düzenleme yargı yetkisinin yürütmede yer alan bir aktör ile paylaşılması sonucunu doğurmakta dolayısıyla kuvvetler ayrılığı ilkesi ihlal edilmektedir.

En üst dereceli kolluk amirinin, adli kolluk görevi yürütüldüğü sırada görev sebebiyle sahip olduğu bilgileri mülki idare amiri ile paylaşmasına dair düzenleme, anayasanın 9. maddesinde hüküm altına alınan ‘yargı yetkisinin bağımsız mahkemelerce kullanılacağı’ ilkesine de aykırılık oluşturmaktadır.”

157 ve 164’e aykırı

Kocaeli’nde toplanan Ege-Marmara bölgeleri baro başkanları da yayımladıkları sonuç bildirgesinde adli kolluk yönetmeliğinde yapılan değişikliğe ilişkin şu görüşleri dile getirdi:

“Yargıya baskı, müdahale ve etkileme anlamına gelebilecek başta siyasi iktidar olmak üzere herkes, her türlü davranış, tasarruf ve düzenlemeden kaçınmalı, toplumda soruşturmanın engellendiği, bazı kişilerin kayrıldığı algısı yaratılacak bir yola gidilmemelidir. Ancak beklentilerimizin aksine siyasi iktidar tarafından adli kolluk yönetmeliğinde alelacele yapılan değişiklik, kaygılarımızı artırmaktadır.”

Bildiride değişikliğin Ceza Muhakemesi Yasası’nın 157 ve 164. maddelerine aykırı olduğu vurgulandı.

‘Mülki amir soruşturmaya nüfuz eder’

Yargıçlar Sendikası da, Adli Kolluk Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açtı. Başkan Ömer Faruk Eminağaoğlu tarafından hazırlanan dava dilekçesinde, değişikliğin anayasaya aykırı olduğu vurgulandı.

Bu düzenleme ile adli kolluk görevlisini belirleme yetkisinin açıkça mülki amire verildiği anımsatılan dilekçede, şöyle denildi:

“Bu durum da erkler ayrılığına, yargı bağımsızlığına açıkça aykırılık yaratmaktadır. Mülki amir, bu yolla adli soruşturmayı etkileyebilecek ve nüfuz edebilecektir. Adli soruşturmayı yapan kadroların sürekli olarak mülki amir tarafından değiştirilebilmesi, böyle bir ortamın yaratılması, adli kolluğun hiç bir güvence söz konusu edilmeksizin mülki amirin emrinde tutulması, bağımsızlık ve tarafsızlık içinde yapılması gereken soruşturmalar için gerekli ortamı yok etmektedir. Ayrıca anılan görevlilerin de adli konularda bile idari ve hiyerarşik üstlerinin emri altında kalmaları nedeniyle, adli soruşturmadaki objektifliklerini de ortadan kaldırmaktadır.”

Bu değişikliğin soruşturmalarda gizliliği ihlal edeceği, savcıları etkisiz bir konuma iteceği vurgulanan dilekçede, “Adli soruşturmaların mülki makamlara bütünüyle açılması, mülki makamlara açılacak soruşturmalar nedeniyle, mülki makamlar ve onların üstlerine sürekli olarak soruşturmalara müdahale ortamının var edilmesi anlamına gelmektedir” ifadesi kullanıldı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon