Hrant Dink davası... Yılmazer: Bir gün müşteki sıralarına oturacağız ve soru sorma sırası bize gelecek
Agos Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerininde yargılandığı davada ifade veren dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube MüAli Fuat Yılmazer ile mahkeme başkanı Ali İhsan Horasan arasında ilginç diyaloglar yaşandı. Bir gün müşteki sıralarına oturacağını ve soru sorma sırasının kendilerine geleceğini belirten Yılmazer “Allah izni ile ileri de biz de bu kumpas davaları için müşteki sıralarında oturacağız, tek tek anlatacağız" dedi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin de yargılandığı davada, dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, savunma yapmaya devam etti. Yılmazer, cinayet öncesi Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nün cinayetin azmettiricisi Erhan Tuncel'i telefonlarının dinlendiği konusunda uyardığını iddia etti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmaya tutuklu sanıklar dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ile dönemin İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, tutuksuz sanıklar Trabzon Emniyet eski Müdürü Reşat Altay ile dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler katıldı. Duruşmada savunma yapan Yılmazer, “Arkası araştırılırsa bu cinayetin gerçek organizasyonunun, cinayet şebekesinin arkasındaki, devlet içerisindeki bağlantılarının deşifre olabileceğine inanıyorum. İddianame eklerinde bilirkişiler Levent Yarımel ve Durmuş Demirbaş'in İstihbarat Daire Başkanlığı'ndan istediği belgeler var. Trabzon Tekop Şube de talebe istinaden dinleme faaliyetleri ile ilgili bir belge yollamış. Belgelere göre Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne ait Mayıs 2006'da dinleme talep formu var ama işleme konmamış. Bunların arasında imha tutanakları var. Bu tutanaklarda Yasin Hayal'in ve Erhan Tuncel'in telefon numaraları var. Ancak isimleri yazmıyor” dedi.
“Bu telefonu kullanma” uyarısı
İmha tutanaklarında Erhan Tuncel'in bilinen ve dinlemeye alınan numarasının dışında başka bir numara olduğuna dikkat çeken Yılmazer, “Bu numaranın Erhan Tuncel'e ait olabileceğini düşündüm. Mayıs ayında Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü Erhan Tuncel hakkında Yasin Hayal'i yönlendirdiği gerekçesiyle dinleme talebinde bulunmuş ama işleme alınmamış. Erhan Tuncel'in kullandığı bir diğer telefon dinlemeye alınıyor ve hiç ses kaydı yok. Bir kişiyi dinlemeye almadan önce telefon numarası aktif mi değil mi diye sorgularız. Bir tek ses yok bu telefonda. Demek ki Erhan Tuncel'e biri 'bu telefonu kullanma' demiş. Bunlar istihbaratta izahı mümkün olan hatalar değildir. Hiç iletişimi olmayan bir telefonla ilgili niye dinleme kararı alınsın? Bu cambazlıkları Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde kim yapmıştır? Bu cinayeti çözmek istiyorsanız üstüne gidersiniz. Böyle bir yanlışlık ancak kasti olur” ifadelerini kullandı.
Savcılığa bildirilmedi
Dava dosyasında illegal olduğu savunulan C-5 büro ile ilgili önemli yazışmalar olduğunu belirten Yılmazer, “Soruşturmanın eski savcısı Yusuf Hakkı Doğan 2014'te İstihbarat Daire Başkanlığı'na C-5 büro ile ilgili yönetmelik değişiklik olup olmadığını sormuş. İstihbarat Daire Başkanlığı ve Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı 2007'de yönetmelik değişikliğini savcıya bildirmeyerek, 2012'de kurulduğu belirtmiş. Savcı da 2012'ye kadar illegal çalıştığını sanıyor. Lehimize olan delil saklanıyor. Katilleri aklama sistemi bu. Bu adalet sisteminden Hrant için de adalet çıkmaz. Mezarda kemiklerini sızlattığınızla kalırsınız” diye tepki gösterdi.
Dinç'in telefon trafiği yok
Yılmazer, dava dosyası eklerinde İstihbarat Daire Başkanlığı'nın sanıklara yönelik telefon trafiklerinin de olduğunu aktararak, “Ama iddianameden çıkarılmış. Benim için olay bağlamında görüşmelerimi İstihbarat Daire Başkanlığı santral hattından yürüttüğüm belirtilmiş. Cinayet sonrasında olay yerine geçen İstanbul İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Bülent Köksal ile devamlı surette irtibatta bulunduğum yazıyor. Köksal ile yaptığım görüşmenin ardından Ramazan Akyürek'i bilgilendirdiğim, 19 Ocak 2007'de irtibatlarım incelendiğinde Akyürek ve Köksal haricinde kimseyi aramadığım belirtilmiş. Cinayetin Trabzon ilişkileri netleştiğinde Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı ile yoğun görüşmeler gerçekleştirdiği belirtilmiş. Burada Engin Dinç'in şeması neden yok? O da Trabzon Jandarma görevlisi Metin Yıldız ile görüşüyor cinayet öncesi ve sonrası. Engin Dinç buradaki ifadesinde 'hayırlı cumalar demek için konuştuk' dedi. Bakarsınız tüm cumalarda birbirlerini aramışlar mı? Ancak savcı bunları çıkarmış” dedi. Duruşma verilen öğle arasının ardından Yılmazer'in savunması ile devam m edecek.
MAHKEME BAŞKANI İLE İLGİNÇ DİYALOG
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda savunma yapan Ali Fuat Yılmazer'e mahkeme başkanı Ali İhsan Horasan "İstanbul görevi kilit bir görev. Liyakat mı geçerliydi sizin döneminizde? İstanbul İstihbarat şubeye atanmanızda cemaatin hiç mi payı yok? dedi. Yılmazer de, “Benim olmadı. Karambolden oldum. Ahmet İlhan Güler cemaatin güçlü olduğu zamanda İstanbul'daydı. Ona sorun. Benim suçum mu? Beni atayana sorun. Fethullah Gülen grubundan terör örgütü çıkmaz. FETÖ'yü ben kabul etmiyorum. Bunu sadece ben biliyorum. Kimse bilmez. Herkes işkembeden konuşuyor" dedi. Bir gün müşteki sıralarına oturacağını ve soru sorma sırasının kendilerine geleceğini belirten Yılmazer “Allah izni ile ileri de biz de bu kumpas davaları için müşteki sıralarında oturacağız, tek tek anlatacağız" dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Horasan “Devir döner diyorsunuz" dedi. Yılmazer ise "Öyle demiyorum. ilahi adalete inanıyorum" dedi. Duruşma yarın Ali Fuat Yılmazer'in savunması ile devam edecek. (DHA) |
En Çok Okunan Haberler
- Kayyumdan ilk fotoğraf
- AKP'li Şamil Tayyar'dan yandaş medyaya tepki
- Polis engelledi, Özel yurttaşlara çağrı yaptı
- Ahmet Özer'in gözaltına alındığı görüntüler ortaya çıktı
- Özgür Özel Esenyurt'ta konuşacak
- Akşener’den kayınbiraderi hakkında suç duyurusu
- Mansur Yavaş'tan ilk 'Ahmet Özer' tepkisi
- Yurttaşlar Özel'in Demirtaş ziyaretini nasıl karşıladı?
- 'Ben şimdi 'I love you' desem...'
- Vaizden Atatürk ve Cumhuriyete hakaret