Hesaplaşma erken başladı
Referandum sonrasında Baykal’ın sözleriyle başlayan tartışmalar CHP’li muhaliflerle genel merkez arasında atışmaya dönüştü.
CHP’de referandum sonrasında başlayan “olağanüstü kurultay, başkan adayının kim olacağı, değişim” tartışmasının, Mersin Milletvekili Fikri Sağlar hakkında disiplin işlemi başlatılması talebini görüşecek olan yarınki Parti Meclisi (PM) toplantısına taşınması bekleniyor. Yüzde 49’un öncülüğünü üstlenen CHP’de henüz “hayır” bileşenleri karşılıklı görüş alışverişinde bulunmadan ve kapsamlı yol haritası çizilmeden “iç tartışma” başlaması, “hayır”a oy veren kesimlerin tepkisine neden oluyor. Genel merkez ile muhalifler arasındaki görüş ayrılığının en temel nedenini “genel başkan mı cumhurbaşkanı adayı olmalı, hayır cephesi partili olmayan ortak aday mı çıkarmalı?” tartışması oluşturuyor. CHP’deki iç tartışmanın şifrelerine ilişkin şu değerlendirmeler yapılıyor:
'Hayır kazandı’: CHP’de hemen herkesin üzerinde uzlaştığı nokta, sandıktan “YSK eliyle” evet çıktığı yönünde. Kılıçdaroğlu ve genel merkez ekibi, AKP’nin ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da aslında “hayır”ın kazandığını bildiklerini savunuyor. Yüzde 49’un da sadece CHP değil, ülkücü,Yöntemde ayrışma: CHP’de referandumun üzerinden 1 ay bile geçmeden başlayan “olağanüstü kurultay/yönetimde değişim” tartışmalarının en önemli nedenini, “yüzde 49’un nasıl iktidara taşınacağı” konusunda Kılıçdaroğlu ve muhaliflerinin görüş ayrılığı oldu. CHP lideri Kılıçdaroğlu, yüzde 49’un sadece CHP oyları olmadığını, dolayısıyla, “hayır”a destek veren tüm kesimlerle temas edilmesi ve “ortak aday” belirlenmesi gerektiğini, “partili cumhurbaşkanı”na karşı oldukları için de “hayır”ın adayının bir partinin genel başkanı olmaması gerektiğini savunuyor. Genel merkez yönetimi ayrıca, hayır bileşenleri ile görüşüp, onların da görüş ve önerilerini aldıktan sonra “ortak aday” çıkarılması gerektiğini, bunun için de “aceleci” değil, iyi hazırlanmış bir yol haritası ile yol alınması gerektiğini savunuyor. Kürt, AKP ve “milli görüş” oyları olduğuna dikkat çekiyor. Genel merkez yönetimi bu nedenle, “Hayır”a destek veren tüm kesimlerin bir arada tutulması için temas köprüsü kurulması ve “hayır”ı çoğaltmaya dönük bir yol haritası belirlenmesi gerektiğini savunuyor.
Rejimi korumada ittifak: CHP referandum sürecinde, tüm “kırgınlık, eleştiri, küslük, parti içine yönelik hesapları”nı bir kenara bıraktı ve en muhalif olarak bugün ortaya çıkan isimler de referandumda “başkanlık rejimi”ne hayır için var gücüyle çalıştı. Geçmişte Kılıçdaroğlu’nun karşısına genel başkan adayı olarak çıkan Muharrem İnce, referandum sonrasında Kılıçdaroğlu’na bir anlamda “çekil” çağrısı yapan Deniz Baykal’a kadar parti içindeki tüm kanatlar, Cumhuriyet rejimine tehdit olarak gördükleri “başkanlık sistemine hayır” denmesi için, kişisel hesapları bir tarafa bırakıp, “rejimin korunmasında” ittifak etti.
Yöntemde ayrışma: CHP’de referandumun üzerinden 1 ay bile geçmeden başlayan “olağanüstü kurultay/yönetimde değişim” tartışmalarının en önemli nedenini, “yüzde 49’un nasıl iktidara taşınacağı” konusunda Kılıçdaroğlu ve muhaliflerinin görüş ayrılığı oldu. CHP lideri Kılıçdaroğlu, yüzde 49’un sadece CHP oyları olmadığını, dolayısıyla, “hayır”a destek veren tüm kesimlerle temas edilmesi ve “ortak aday” belirlenmesi gerektiğini, “partili cumhurbaşkanı”na karşı oldukları için de “hayır”ın adayının bir partinin genel başkanı olmaması gerektiğini savunuyor. Genel merkez yönetimi ayrıca, hayır bileşenleri ile görüşüp, onların da görüş ve önerilerini aldıktan sonra “ortak aday” çıkarılması gerektiğini, bunun için de “aceleci” değil, iyi hazırlanmış bir yol haritası ile yol alınması gerektiğini savunuyor.
İhsanoğlu endişesi: Parti içi muhalifler ise “olağanüstü kurultay” talebini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genel başkanlığındaki AKP’nin 2019’u beklemeyeceği ve baskın erken seçim yapabileceği gerekçesine dayandırıyor. 2014’deki cumhurbaşkanlığı seçiminde, MHP ile “ittifak” adayı olarak gösterilen Ekmeleddin İhsanoğlu’yla yaşanan başarısızlığın “başkanlık seçiminde” de yaşanacağını savunan muhalifler, “hayır”cı kesimleri kucaklayacak bir ismin partinin genel başkanı olması, hemen seçimlere hazırlanmaya başlaması, gerekirse cumhurbaşkanı adayı da olması gerektiğini savunuyor. Ancak Ocak 2018’de yapılacak Olağan Kurultay’ın beklenmesinin 8 aylık bir kayba neden olacağı, bunun için “olağanüstü kurultay”a zaman kaybetmeden gidilmesi gerektiğini belirtiyor.
Delege hesabı: Genel merkez yönetimi İnce, Baykal, Sağlar’ın “hemen değişim” taleplerini ise “delege dengesi”ne bağlıyor. Olağan kurultaya yeni seçilen delegelerle gidileceği ve genel merkezin delegeleri belirlemede etkin olacağı gerekçesiyle, muhaliflerin mevcut delegelerle olağanüstü kurultayı zorladığı görüşü dile getiriliyor.
Ertelenen hesaplaşma: CHP’de kılıcın erken çekilmesinin en önemli nedenlerinden biri olarak da Kılıçdaroğlu yönetime geldiğinden bu yana arka arkaya yaşanan “seçimler, referandumlar” ve son noktada 15 Temmuz nedeniyle yarım kalan “parti içi hesaplaşma”nın referandum sonrasına taşınması gösteriliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından toplanan Olağanüstü Kurultay’da Muharrem İnce aday olmuş ancak Kılıçdaroğlu’nun karşısında kaybetmişti. Ocak 2016’da yapılan kurultay ise Kılıçdaroğlu için “uyarı” niteliğinde olmuştu. Olağan Kurultay’da, Kılıçdaroğlu’nun karşısına güçlü bir aday çıkmadı ancak muhalifler parti yönetimine isimler sokmayı başardı. Kılıçdaroğlu’nun partinin başına geçtiği 2010’dan sonra, 60 kişilik PM’ye, Sağlar’ın da aralarında bulunduğu 23 isim “listeyi delerek” girdi.
'Baykal ‘olmaz’ı gösterdi’
Baykal’ın hesabı: Eski CHP Genel Başkanı Baykal’ın, siyasi hayatı boyunca Erdoğan’la yol arkadaşlığı yapan Abdullah Gül’ün “hayır”ın ortak adayı olarak önerilmesi halinde değerlendirilebileceği yönündeki açıklamaları “Olmazı göstererek, hayırın ortak adayı olma hesabı yaptığı” yorumlarına neden oldu. Ancak Baykal’ın bu çıkışıyla aslında çalışmalarında yarattığı olumlu imajı “negatife” dönüştürdüğü belirtiliyor. Baykal’ın ikinci handikapı olarak ise partiden ihraç ettiği Sağlar’a verdiği destek. Genel merkez yönetimi, Baykal’ın, ihraç ettiği Sağlar’ın, partiye yeniden dönüşünü Kılıçdaroğlu’nun sağladığına dikkat çekerek, bunun büyük çelişki olduğunu vurguluyorlar.
PM’de zorlanabilir: Ocak kurultayında seçilen Parti Meclisi hâlâ görevini sürdürüyor. Kılıçdaroğlu’na yandaş bir gazetede “tek adamlık” suçlaması yönelttiği için MYK tarafından disiplin işlemi başlatması istenen PM’den bu nedenle “ihraç” talebini çıkarmanın kolay olmayacağına dikkat çekiliyor. Genel başkanlığı döneminde Fikri Sağlar’ı CHP’den ihraç eden Baykal ve İnce gibi isimlerin de Sağlar’a sahip çıkması, daha önce Kılıçdaroğlu’na destek veren bazı milletvekillerinin İnce’nin yanında yer almasının da yarın toplanacak PM’de “oy dengesi”ni genel merkez aleyhine zorlayabileceğine işaret ediliyor.
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- Yıkılması gerekiyor!