Her şeye RAĞMEN hayat

İlk firar, ilk korku, ilk öpüşme, ilk kayıp, ilk gözaltı, ilk açılım, yetmiş yaşında yaptırılan ilk dövme, hacizden sonra eve alınan ilk eşya, ilk suç ortaklığı, ilk itiraf....

Her şeye RAĞMEN hayat
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.04.2019 - 16:01

Karakarga yayınlarından çıkan Rağmen kitap dizisinin "İlkler" sayısında, 36 kadının yazısı, 27 kadının da çizimi var. Kitap, kadınların, toplumsal ayrışmanın yoğun olduğu dönemlerde dahi yan yana durarak, birbirlerine sıkı sıkıya sarılmalarının en güzel örneklerinden. İlk iki haftada üç baskı yaptı.

Hayalini kurduktan sonra...


Kadınların 'renkli ve karanlık' hikayelerinin yer aldığı kitabın Genel Yayın Yönetmeni Sinem Sal, serinin çıkışını şöyle anlatıyor: "İhtiyaç, onu karşılayabilecek olma duygusuyla eş zamanda geliyor bazen. Edebiyat dergilerinin ve yayınevlerinin ortak özelliği erkek ağırlıklı olması. Bizler de birbirinin işini destekleyerek, birbirine el vererek, üreterek bir araya geldik. Ortak neşe, ortak emek, ortak inançla çıktı Rağmen. Ayşen Şahin Aksakal, Rağmen ismini duyduğunda şöyle demişti 'Biz kadınların hayatı rağmen kelimesiyle geçiyor.' Öyle. Bir şeyler başarıyoruz, engellere rağmen. Hak ettiğimiz yere bazen gelemiyoruz çok çalışmamıza rağmen. Gündelik hayatımız bile böyle geçiyor. O mahalleye rağmen bu ruju sürüp çıkacak mısın çıkmayacak mısın, ailene ve topluma rağmen o öyküyü yazacak mısın yazmayacak mısın… Rağmen’in hayalini kurduğum gece küçük bir deftere yazarların isimlerini yazdım. Herkes heyecanla karşıladı. Küçük gruplar hâlinde buluşmalar düzenledik. Herkesin sürecin bir yerine dahil oldu. Tema belirlendikten sonra önce öyküleri toplamaya başladık. Aynı hızla da çizerlerle iletişime geçtik. Çünkü biraz daha yabancısı olduğum bir alanda inanılmaz isimler keşfettim. Hepimiz kendi tarihimizde açtığımız alanı Rağmen’e taşıdık aslında. Bu sayede, Rağmen’in hepimize ferahlatıcı, kendinden emin bir yer açacağını düşünüyorum." Rağmen'in bir hayalden çıkıp kitaba dönüşmesi üç ay gibi kısa bir sürede oluyor. 70 kişiyle iletişime geçiliyor, 35 öykü yazılıyor ve her birine illüstrasyon çiziliyor. Sinem'in "Elbette!" diyeceğim sorusunu sizler de yanıtlayın diye buraya bırakıyorum: "Örgütlenmek bizden mi soruluyor ne?" 

 

Müzisyen yazarlar

"İlkler"de yazar olarak tanıdığımız isimlerin yanı sıra, yerli alternatif müzik sahnesinin kadife sesli kadınlarından Deniz Tekin, türlü bağların bülbülü Melike Şahin ve hayatıma Sen Yağmur Dök isimli grubuyla giren ve bir daha asla çıkmayan Ezgi Altıner de yer alıyor. Bu üç kadının da çok sevdiği müzisyenler olduğunu söylüyor Sinem Sal: "Deniz Tekin’den Ot Dergisi’nin Ahmet Kaya sayısı için bir yazı istemiştim ben önceden. Zaten zekasını, yaratıcılığını çoktan kendi müziğiyle ve şarkı sözleriyle kanıtlamış olan kadınlar üç de. Melike Şahin ve Ezgi Altıner şarkı söyleyen şairler bana kalırsa. Tabii onlar farkında değildir. Utanmakla meşguller biraz. Ezgi’nin yazmakta olduğu bir roman var. Bu isimler zaten, yazan, şarkı söyleyen, üreten ve erkek cehenneminin ortasında dimdik duran kadınlar."

Yoldaki tema Baba

Birbirinden çok farklı yazma disiplinlerinden gelen kadınlar “İlkler” temasına uygun düşen kurgu öyküler yazıyorlar, daha sonra da Ece Zeber, Zeynep Özatalay ve Pınar Ergün'ün desteğiyle de bu öykülere çizimler yapacak uzunca bir çizer listesi oluşturuluyor. "Hikayeler geldikçe bütün çizerlerin işlerine tek tek bakıp eşleştirdim. Bu süreç, tümüyle içgüdüsel gelişti aslında" diyor Sal. En baştan hayal ettikleri gibi vuruş sıkıntısı çekmeden öyküler yazıp, sadece yazının eşlikçisi gibi görünmeden illüstrasyonlar çiziyorlar. Serinin ikinci sayısının teması da şimdiden belirlenmiş: Baba. Kısa bir nefes aldıktan sonra ekip, yeni isimlerle beraber tekrar çalışmaya başlayacak. "Bu yola çıkarken, hemen hepimiz aynı şeyi düşünüyorduk. Genç kadın yazarlara da yer açalım, yanımızda yer verelim. Eskiden dergiler yeni isimler keşfettiğiniz mecralardı. Kitapları olmayan yazarları ilk kez dergilerde keşfedebilirdiniz. Ama şu an dergilerde yazmak için ne yazık ki ya hâli hazırda popüler bir insan olmanız gerekiyor ya da apoletli isimlerin sizi işaret etmesi gerekiyor" diyen Sal, Rağmen’in birinci sayısında kendisinin bile daha önceden ismini hiç duymadı, şimdi bayıla bayıla okuduğu yazarlar olduğunu söylüyor.

Gelirin tamamı kadınların

Bir arada olan, birbirlerinden güç alan; hayatları boyunca omuzlarının üzerinde taşıdıkları tüm 'rağmen'leriyle söyleyecek sözü, haykıracak nefesi olan kadınlar; kadın mücadelesinin ve kadın dayanışmasının gücünü bir kere daha göz önüne seriyor. Serinin tüm gelirini Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na bağışlıyor. Sal, "Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu hepimiz için sol yumruğunu havaya kaldırdı ve bir an bile gevşetmedi. İlk sayının telif gelirini tüm yazar ve çizerler olarak bağışlarken, kimse bir an bile tereddüt etmedi. Okurun da sürecin içinde bağışıyla var olduğu yaşayan yaşatan bir dinamik gelişiyorsa, daha ne olsun" diyor ve ekliyor: "Asla yalnız yürümüyorsun!"

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Pervin Özcan'ın, Meltem Gürle'nin yazdığı "Kaplanın Gözü" için hazırladığı illüstrasyon. (Çizim: 1)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gaye Boralığlu'nun "Çalıntı Hikaye" adlı yazısı için Zeynep Özatalay çizdi. (Çizim: 2)

 

 

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler